Osmanlı Devleti Avusturya'ya savaş ilan etmişti... Bu savaşın Serdarlığına ise Fazıl Ahmed Paşa tayin edildi. Kırım Hanı Mehmed Giray da sefere çağırıldı. Ordu, İstanbul'dan Edirne yoluyla Belgrad'a geldi. Belgrad'da Avusturya elçileri Reninger ve Baron de Goes, imparatorlarının barış isteğini bildirdiler. Fakat Osmanlı Devletinin barış için ileri sürdüğü şartlar kabul edilmeyince, Sultan IV. Mehmed Han, sefere devam edilmesini emretti... Avusturya Başvekiline mektup Fazıl Ahmed Paşa, Avusturya Başvekiline bir mektup göndererek, Kanije karşısında yeni yapılan kalelerin yıkılmasını, Erdel'den Avusturya askerinin çekilmesini istedi. Osmanlı ordusu, Başvekilin cevabını beklemeden Zemlin tarafına geçti. Cephane ve diğer malzemelerin bir kısmı donanma ile yola çıkarıldı. Ordu, Drava Irmağı kıyısındaki Osijek (Eszek) kasabasına vardığında, Avusturya Başvekilinin cevabı geldi. Mektupta, Osmanlıların yanına gönderilen elçilerin barış yapmağa yetkili oldukları bildiriliyordu. Elçiler, bunun üzerine Fazıl Ahmed Paşa ile tekrar görüştüler. Ancak, bir anlaşmaya varılamadı... Kalenin teslimi isteniyordu! Avusturya İmparatoru Leopold, İsveç'ten yardım istedi. Osmanlılar, hemen harekete geçtiler. Budin Valisi Sarı Hüseyin Paşa, Vezsprem taraflarına akın yaparak çok sayıda esir ve ganimet elde etti. Ordu, Budin'e geldiği zaman, Ahmed Giray kumandasındaki Kırım süvarileri, Osmanlı kuvvetlerine katıldı. 16 Temmuz 1663'te Budin'de toplanan savaş meclisinde, Uyvar üstüne yürünmesi uygun görüldü. 30 Temmuz 1663'te Osmanlı ordusu, Budin'den hareket ederek Tuna'nın sol kıyısındaki Ciğerdelen sahrasına geçti. Avusturyalılar, Osmanlı ordugâhına baskın yapmak istedilerse de başarılı olamadılar; 6000 ölü ve 1000 kadar esir bırakarak çekilmek zorunda kaldılar... Ciğerdelen'den hareket eden Osmanlı ordusu, 15 Ağustos 1633'te Uyvar Kalesini kuşattı. Kalenin teslimi istendi; fakat olumlu karşılık alınamadı. Avusturyalı general Montecuccoli'nin, Uyvar'a yardıma geldiği öğrenildi; Kaplan Mustafa Paşa kumandasında Tatar, Kazak, Eflak ve Boğdanlılardan meydana gelen 80.000 kişilik bir kuvvet, bunları yenilgiye uğrattı. Kuşatmanın 38'inci gününde (13 Eylül 1663) kale kumandanı bir elçi yollayarak, teslim olacaklarını bildirdi. Teslim şartları uygun bulundu ve Kaplan Mustafa Paşa, kaledekileri Komarno adasına götürdü. Yerli halka aman verildi. Kale, iyice onarılarak içine yeteri kadar asker ve malzeme konuldu... Bu muhteşem savaş, Avrupa'da yüzlerce sene konuşuldu ve "Uyvar önünde Türk gibi kuvvetli" sözü darbımesel haline geldi...