Atsız Şaman mıydı?

A -
A +

Üç gün önce, İstanbul'da, bir fakültemize dâvetliydim. Benim için bir imza günü düzenlenmişti. Harman, Sözün Doğrusu, Üsküp'ten Kosova'ya, Türkistan Türkistan isimli kitaplarım, imzaya açılmışlardı. O imza günü münasebetiyle, etrafımda toplanan gençler, bana çeşitli sorular sordular. Gördüm ki, en çok merak ettikleri konuların başında, merhum Atsız'ın dinî inancı var. Israrla soruyorlardı: -Atsız Şaman mıydı? Siz, onu yakından tanıyormuşsunuz. Atsız, Şaman Ocağı diye bir dernek kurmuş, doğru mu? -Bu sorunuza cevap vermeden önce sizden öğrenmek istiyorum dedim. İçinizden kim, Atsız'ın eserlerinden veya makalelerinden herhangi birini okudu? Bana söyler misiniz? Bu soruma cevap alamadım. Gördüm ki, hiçbiri, Atsız'dan tek satır bile okuyamamış. Meraklı gençler, sonu hep mış'la, muş'la... biten cümlelerle sormaktaydılar. Okuduklarıyla değil, duyduklarıyla karşımdaydılar. Onlara dedim ki: -Babam da, annem de beş vakit namazda, niyazdaydılar. Annem kendi halinde bir ev kadınıydı. Babam çok okuyan bir kimseydi. Diyebilirim ki, dinî ve millî çerçeveli pek çok derginin takipçisiydi. Bu bakımdan evimizde: Ehl-i Sünnet, Sebilürreşat, İslâm, Büyükdoğu dergilerinin yanında; Orkun, Serdengeçti, Kızılelma, Tanrı Dağı... gibi dergiler de okunurdu. Babam, aynı zamanda TURANCI idi. Yani bütün dünya Türklüğünün bir bayrak altında, toplanmalarını, hür ve müstakil yaşamalarını istiyordu. Ben de 1950 yılında, ortaokulun son sınıfında iken Turancı oldum. Babamın alıp getirdiği ORKUN dergisini Nihal ATSIZ çıkarıyordu. Orkun dergisini büyük bir dikkatle ve heyecanla okuyordum. Demek ki ben, 1950 yılından, Atsız'ın vefat tarihi olan 1975 yılına kadar onun kitaplarını ve makalelerini okudum. BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ, BOZKURTLAR DİRİLİYOR, gibi romanları, TÜRK ÜLKÜSÜ, DALKAVUKLAR GECESİ, TÜRK TARİHİNDE MESELELER, ORUÇ BEY TARİHİ... gibi eserleri fikrî yapımın teşekkülünde köşe taşlarıdır. Benim işte şurada duran ÜSKÜP'TEN KOSOVA'YA, TÜRKİSTAN TÜRKİSTAN, AZERBAYCAN YÜREĞİMDE BİR ŞAHDAMARDIR kitaplarımın yanında HARMAN kitabımdaki TURAN şiirlerim, hep ATSIZ'dan okuduklarım sayesinde yazılmışlardır. Ben ATSIZ'ı dikkatle okuduğum ve onu çok sevdiğim için, devlet televizyonumuzda 66, STV ekranlarında 35 yeni program hazırlayarak sundum. Bu 101 TV programıyla, yeni kurulan Türk Cumhuriyetlerini, yani eski Türk yurtlarını, yani Turan'ı anlattım. Bizim kökümüz ve özümüz Türkistan'da ve Azerbaycan'dadır. Atsız 1975 yılında vefat ettiğinde, ben Ankara'daydım. Kalkıp İstanbul'a geldim. Cenaze namazı, Kadıköy'de, Osman Ağa Camii'nde kılındı. İmam, cemaate dönerek usulen sordu: -Merhumu nasıl bilirsiniz ey cemaat-i Müslimin? Yanımda saf tutan çok sevgili ağabeylerimizden Fethi Gemuhluoğlu yüksek sesle cevap verdi: -"O musalla taşı, ATSIZ gibi bir yiğit, bir vatansever kişiyi az görmüştür hoca efendi!" Nihal Atsız, bizim büyük fikir adamlarımızdan, büyük vatanseverlerimizden, büyük kahramanlarımızdan biriydi. Türklüğe ve İslâmiyete düşman olanlar, onun Şaman olduğunu, Şaman Ocağı açtığını söylüyorlar. Bu, milyon kere yalan bir iftiradır. Eğer İslâmiyete hizmet etmek istiyorsanız, kayıtsız şartsız Türklüğe kol-kanat gereceksiniz! Maksadınız Türklüğe hizmet ise, İslâmiyeti iyi kucaklayacaksınız. Biri olmadan ötekisi güçlenemez. Ve tabii çok okuyacaksınız. Bilmem anlatabildim mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.