Kültür Bakanlığımız da sahip çıkmaz mı?

A -
A +

Batı dünyası neden bizden ileride? Biz neden gerideyiz? Bu sorunun cevabını Kültür Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay elbette benden daha iyi bilir. Ancak ben, yeni bir gelişme dolayısiyle, okuyucularımıza da bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Batı dünyası bizden ilerde, çünkü adamlar, akıllarını kullanıyorlar. Biz Batı dünyasının gerisinde kaldık. Çünkü aklımızı kullanmıyoruz veya aklımızı nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Öyle sanıyorum ki, Türkiyemizde de milyonlarca kişi İsrail-Filistin savaşının bazı sahnelerini televizyon ekranlarında seyretmişlerdir. İsrail, kilometrelerce uzaktan füzeleriyle, Filistin topraklarını bombalıyor. Evler yıkılıyor, insanlar paramparça oluyor. O yıkıntılar, o ölen parçalanan Araplar arasında sağ kalanlar, avazlarının çıktığı kadar bağırıyorlar: "Allah-u ekber! Allah-u ekber!" Allah, o mağdur Araplar bağırmasalar da, elbette büyükür. Bombalanan araplar Allahın ve sevgili Peygamberimizin gösterdikleri yoldan yürüselerdi, yani akıllarını kullansalardı, "düşmana, düşmanın silahıyla karşı koymak" zaruretini dikkate alsalardı mutlaka caydırıcı olurlardı. İsrail karşısında iki büklüm kalmazlardı. Şimdi, tabii olarak sorulacaktır: İnsanlar, akıllarını nasıl kullanabilirler? Cevabı basittir ve kesindir: Okumakla, araştırmakla, bilmekle, incelemekle yani ilme yönelmekle insanlar akıllarını kullanabilirler. Batı dünyası okumanın önemini bildiği için önce, çocuklarını lider seviyesinde yetiştiriyor. Mesela, 8 yıllık eğitimden geçirdiği çocukların ders kitaplarını 71 bin kelimeyle hazırlıyor. Bu rakam Japonya'da 44 bin İtalya'da 32 bin Türkiyemizde ise maalesef 6-7 bin civarındadır. Ve bizim çocuklarımız da bu 6-7 bin kelimenin %10'uyla düşünüp konuşmaktadırlar. 70 bin kelimeyle okuyup yazan nesillerle 600-700 kelimeyle düşünen, konuşan nesiller elbette bir olmazlar, olamazlar. Kur'an'ın "Oku!" emrine rağmen, dünyada en az okuyan milletlerin başında maalesef biz varız. Biliyoruz ki, dünyanın her yerinde insanlar kelimelerle düşünüyor, kelimelerle konuşuyorlar. Biz, yeterli kelime haznesine sahip olmadığımız için doğru düşünemiyoruz. Türkiyemizde cinayet vakalarının çokluğu, trafik kazalarının dehşeti, hep insanlarımızın cehaletindendir. Bilmeliyiz ki milletler, kendi kültür değerleriyle vardırlar. Kültür ise bir milletin: dil, din, tarih şuuru, gelenek ve görenekleri, güzel sanatları... toplamıdır. Bizim, bütün kültür kaynaklarını ayakta tutacak, zenginleştirecek kuruluşlara, faaliyetlere şiddetle ihtiyacımız var. Bab-ı Âli ve Bayazıd çevresi, eskiden kültür dünyamızın zenginleştiği, boy verdiği yerlerdi. Şimdi, her iki bölgede de kültür ocaklarımız gittikçe kan kaybediyor. Yeni kültür merkezlerine şiddetle ihtiyacımız var. Biliyoruz ki Sultanahmet'deki eski Adliye Sarayı yeni yerine taşındığı için şimdi tamamen boş durumda. Bir takım kişiler orayı otel yapmak için çırpınıyorlar. Mehmet Nuri Yardım'ın başkanı olduğu ESKADER yani Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği basın toplantıları düzenleyerek, eski Adalet Sarayı'nın büyük, canlı zengin bir kültür sarayı olması için çırpınıp duruyor. Bu çok önemli, bu çok faydalı ve zaruri isteğe acaba Kültür Bakanlığımız da sahip çıkmaz mı? Milletimizin yüzünü yeni bir otel mi, yeni bir kültür sarayı mı güldürür?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.