Sayın Başbakanımızla bir sabah kahvaltısında

A -
A +

Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dün, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi Kabul Salonunda, 70 civarında sanat ve edebiyat temsilcimizle sabah kahvaltısında birlikte oldu. Bu toplantıya İçişleri Bakanımız Sayın Beşir Atalay, Kültür Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanımız Sayın N. Çubukçu ve Başbakan yardımcımız Sayın Hüseyin Çelik de katıldılar. Başbakanımız, hükümetin giriştiği son demokratik açılımlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Ben kendilerini ilk defa çok yakın bir mesafeden, âdeta yüz yüze denilecek kadar yakın bir yerden büyük bir dikkatle dinledim. İki husus dikkatimi çekti. Önce, Sayın Başbakan çok rahat bir üslupla konuşuyor. Duraksamadan, kelimelerin arasını açmadan, şey demeden, yani, falan, filan... gibi kelimeleri ve birtakım ünlemleri hitabetine bulaştırmadan söylüyor. Bu, Başbakanımızın, zengin bir kelime haznesine sahip olmasından kaynaklanıyor. Sonra yine gördüm ki Sayın Başbakanımız, sanat ve edebiyat dünyamızın en sağ ucundan, en dipteki sol kalemimize kadar geniş bir yelpazesinden haberdardır. Bana göre bu da çok önemli. Öyle sanıyorum ki, Bülent Ecevit de dahil olmak üzere, gelmiş-geçmiş başbakanlarımız arasında, Recep Tayyip Erdoğan kadar, sanat ve edebiyat dünyamızdan haberdar olan bir başka başbakanımız yoktur. Sayın Başbakan, üstat Cemil Meriç'ten, Necip Fazıl'dan, Mehmet Akif'ten, Nazım Hikmet'ten... örnekler vererek, artık susan değil konuşan, birbirlerini okuyan, anlayan, anlamaya çalışan insanların Türkiyesinden hasretle bahsetti. Doğrusu Türkiye, uzun yıllardan beri değil, uzun asırlardan beri kamplaşan, adeta hasım haline gelen insanların ülkesi oldu. Edebiyatımızda solcularımız, hazırladıkları antolojilerin hiçbirisine, kendilerinden olmayan yazarlardan bir tek mısra bile almıyorlar. Ben bu kamplaşmayı radyo ve tv yayınlarında da dehşetle gördüm. Mesela, Cumhuriyet devrimizin en önemli şairlerinden ve yazarlarından biri olan Arif Nihat Asya'dan, devlet radyomuzda ve televizyonumuzda (Marksist zihniyetli kimselerin elindeyken) bir tek kelimeyle olsun bahsedilmedi. Arif Nihat Asya'nın Kıbrıs Rum Radyosunda ve Televizyonunda sesi ve görüntüsü vardır da bizim radyolarımızda ve televizyonlarımızda yoktur. Misalleri çoğaltmak istemiyorum. Kamplaşmalar, düşmanlıklar, inkârlar, yasaklamalar "söyletmen urun!" zihniyetiyle ortalığa düşmeler, milletimizin bugünü ve yarını için elbette çok zararlıdır. Sayın Başbakanın bu gayretleri, Türkiye'de yeni bir anlayışın doğmasına yol açacaksa ne mutlu bize.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.