Varoşların futbol tutkusu

A -
A +

1965-1980 yılları yoğun olmak üzere; Anadolu'dan İstanbul'a devam eden göç dalgası arabesk bir kültürün ortaya çıkmasına neden oldu. Köy ile kent, muhafazakâr ile küresel kültür arasında bocalamakta olan insanlar, arabesk kültür kervanı içinde buldular kendilerini. Bu kültürün ortaya çıkmasında eğitimsizlik, işsizlik, kötü yaşam şartları ve benzeri şeyler temel etken oldu. Çağın en şaşaalı eğlencesi ve en çok seyirci toplayan etkinliği olan futbol, bu kitleyi cezbetti. Ana kentlerde işçilik, günübirlikçilik gibi bedensel aktivite gerektiren işlerde çalışan ya da işsiz olan bu insanlar futbolla tanıştılar. Hâlbuki geldikleri yörelerde "atçılık, çayır güreşi gibi geleneksel sporlarla uğraşıyorlardı". Okulda eğitim yolu ile kazandırılması gereken spor kültürü yerine; bu insanlara, arabesk futbol kültürü verildi. Sonuçta onlar da takım tutar oldular. Çünkü "futbol takımı tutmak bir anlamda sportif yolla toplumsal kimlik bulmanın aracı idi."Köylerinde duvara astıkları el halısı-kilimi yerine, gecekondularının duvarlarını futbol takımı posteri ve flaması ile süslenmeye, geleneksel keçi tüyünden yapılan tiftik başlık ve eldivenler yerine, orlondan yapılmış takım renklerini taşıyan başlıkları tercih etmeye başladılar. Evdeki çocuğunun sağlından ziyade, takımdaki futbolcunun sakatlığına üzülmeye başladılar. Kısaca taraftar olmak için her şeyden fedakârlık edip "sözde kimlik kazanarak kale arkası tribünlerin müdavimi oldular." Sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşan bu insanlar için en iyi deşarj yolu futboldu. Taraftarı olduğu takım için yapacağı fedakârlığın sınırları belli olamayan ve futbol terörüne katılanlar kendi bireyliğini kazanamamış, işsiz, eğitimsiz, ümitsiz dolayısı ile kaçınılmaz biçimde şiddete yatkın bir kitle. Spor kulüplerindeki fanatik idareciler tarafından maç giderleri karşılanan, sosyal ve ekonomik sorunları nedeni ile patlamaya hazır olan bu grupların şu anda önüne geçilememektedir. Özel ilgi odağı olan bu gruplar kulüplerin içişlerine bile karışıp, herkesten önce "yönetim istifa" demeye başladılar bile... Spor kültürünün kaynağı okullardır. Bu süreçte ilköğretimin birinci kademesi çok önemlidir. Ancak, bu kademede beden eğitimi dersinin gerekli olduğuna inanan eğitimci sayısı ne kadar? Okullardaki spor alanı yeterli mi? Beden eğitimi öğretmeni ihtiyacı nedir? Malzeme ihtiyacının karşılanması ile ilgili girişimler ne aşamadadır? Ders dışı egzersiz uygulamaları amacına uygun olarak yapılıyor mu, vs... İlköğretimde "Atlamak, zıplamak akıllı insan işi değil"mantığı ile hareket eden birçok eğitimci beden eğitimi dersinde, çıkarın matematik kitabını defterini derken; acaba ne düşünüyor?Yine eğitimcilerimizin "havaya kurşun atan, insan öldüren futbol magandalarını TV'de izlerken ne düşündüklerinimerak ediyorum. Bir de futbolun bir spor, oyun ve popüler bir kültür olarak yerleştirilmesi yerine, şiddeti körükleyen, yani arabesk futbol kültürünün mimarı olan bazı kulüp yöneticilerini ve reyting uğruna bu işi körükleyen TV programcılarını merak ediyorum!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.