Gitmediğin köy senin değildir

Sesli Dinle
A -
A +

Ve Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattının Ankara Sivas arasındaki etabı dün tamamlanarak hizmete alındı. 405 km uzunluktaki bu hattın üzerinde 66 km tünel, 27 km viyadük bulunuyor.

 

Yani dağları delen Ferhat misali, bu memlekete ve ülkeye âşık insanlarımız arılar gibi üretmeye ve gerekiyorsa dağları dahi delmeye devam ediyor.

 

Oysa ne güzel ezberletmişlerdi hizmet götürmeden Anadolu insanını sahiplenmeyi.

 

Yıllarca bu sahip-köle ilişkisine hizmet etsin diye ezberletildi bizlere "Orada, bir köy var uzakta, gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür"  mısraları. Bugün artık çok net biliyoruz ki gitmediğimiz köy kâğıt üzerinde sizin olsa da gönül coğrafyanızdan çoktan kopup gitmiştir.

 

İsterseniz bir bilgilendirme yazısı olarak demir yolu konusunda neler yapmışız geçmişten günümüze bir göz atalım.

 

 

 

Osmanlı’dan günümüze demir yolları...

 

 

 

Osmanlı’dan günümüze gelinceye kadar demir yolu bu coğrafyanın sürekli gündeminde olmuştur. Kâh İstanbul-Hicaz demir yolu projesi ve bu kapsamda büyük devletler ile olan ilişkiler, kâh demir ağlar ile örülmeye gayret edilen Türkiye Cumhuriyeti dönemi projeleri.

 

Kahire-İskenderiye arasındaki demir yolunu saymazsak Anadolu’da ilk demir yolu İzmir-Aydın arasında inşa edilmiştir. 133 km’lik demir yolu hattı 07 Haziran 1866 tarihinde Sultan Aziz zamanında hizmete alınmıştır.

 

Sultan Aziz’in başlattığı bu hamleyi Sultan II. Abdülhamid zirveye taşımıştır. Bu dönemde 1.564 km uzunluğundaki Hicaz hattı bizzat Osmanlı tarafından, geri kalan 6.778 kilometre uzunluğundaki demir yolu ise yabancı şirketler tarafından inşa edilmiştir.

 

 

 

Toprak kayıpları ile yitip giden demir yolları

 

 

 

Sultan Hamid’in tahttan indirilmesi sonrasındaki toprak kayıpları sonucunda 1914 yılında mezkûr 8.342 km uzunluğundaki demir yolundan Osmanlı’nın elinde kalan demir yolu ağı 5.759 km civarındadır. Hâlbuki bu tarihte ABD 388.000 km, Almanya 64.000 km, Fransa ise 51.000 km uzunluğunda demir yolu ağlarına sahiplerdi.

 

Bugün en ufak bir sıkıntıda kendisini ABD ve Almanya ile mukayese eden ekran biçarelerine bu rakamları göstermek lazım gelir.

 

 

 

Cumhuriyet Dönemi

 

 

 

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda bu ağlardan Cumhuriyete kalan faal demir yolu ağı yaklaşık 4.000 km civarındadır. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte bu hatların devlet tarafından işletilmesi kararlaştırılır ve işletme Devlet Demiryolları ve Limanları İdaresi Umumiyesi adlı kuruluşa devredilir.

 

1923-1950 yılları arasında inşa edilen 3.578 km uzunluğundaki demir yolu ağının 3.208 kilometresi 1940 yılına kadar tamamlanır. II. Dünya Savaşının ağır ekonomik şartları altında 1940 ila 1950 arasında sadece 300 km demir yolu inşa edilebilir.

 

Cumhuriyetin ilk yıllarında takip edilen ana strateji ülkenin Batı bölgelerini, Orta ve Doğu bölgelerine bağlama, sahil kesimi ile merkezi irtibatlandırma yönünde olmuştur. Böylelikle iç pazarda mal, hizmet ve emtia akışı sağlanmak ve ticaret güçlendirilmek istenmiştir.

 

Bu dönemde inşa edilen ana arterler Ankara-Kayseri-Sivas, Sivas-ErzurumSamsun-SivasIrmak-Filyos (Zonguldak kömür hattı), Adana-Fevzipaşa-DiyarbakırSivas-Çetinkaya hatlarıdır.

 

Cumhuriyet öncesinde demir yollarının yüzde 70’i Ankara-Konya doğrultusunun batısında kalırken, Cumhuriyet döneminde yolların yüzde 78,6’sı doğuya kaydırılır ve günümüzdeki batı ve doğu arasındaki (yüzde 46 batı, yüzde 54 doğu) oransal dağılım elde edilir.

 

1947 yılıyla birlikte Cumhuriyet hükûmetleri demir yolu inşasından kara yolu inşasına yönelir ve bugün bildiğimiz tüm kara yolu ağlarının temeli de o zaman ortaya konulan çalışmanın ürünüdür. Lakin kara yollarına aktarılan kaynaklar nedeni ile 1947-2003 yılları arasında demir yolu inşası yılda ortalama 18 km civarında tahakkuk etmiştir. 1984 yılından sonra ulaştırma bütçesinden demir yollarının aldığı pay yüzde 10’lara kadar gerilemiştir.

 

 

 

2000’li yıllar ile yeniden demir yolu

 

 

 

2000’li yıllardan sonra uzun süre ihmal edilen demir yolları ağları gerçekçi bir bakım, iyileştirme ve onarıma tabi kılınmıştır. Bu yıllar içerisinde yapılan bakım ve yenileme hat uzunlukları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

 

 

 

Gitmediğin köy senin değildir

 

 

2004-2018 yılları arasında yıllık inşa edilen demir yolu ağı, Cumhuriyetin ilk yıllarında olan 150 kilometre civarına yaklaşmış ve 138 km olarak tahakkuk etmiştir. 2004-2018 yılları arasında inşa edilen yeni demir yolu ağı 1983 km civarındadır. Hâlihazırda Türkiye’de 4000 km civarında yeni demir yolu inşası devam etmektedir. Bu hatların büyük bir kısmı Osmanlı’dan kalan hatların olduğu güzergâhlarda devam etmektedir.

 

2003 yılından bu yana demir yolu altyapı yatırımlarına ayrılan bütçe 100 milyar liranın üzerindedir. Bu kapsamda Türkiye’de oluşturulan demir yolu uzunlukları aşağıdaki tabloda verilmiştir. Bu tabloya geçtiğimiz yıl içerisinde hizmete alınan Konya-Karaman ile dün hizmete alınan Ankara-Sivas arasındaki YHT hattı dâhil değildir.

 

 

 

Gitmediğin köy senin değildir

 

 

Yüksek Hızlı Tren Hatları (YHT)

 

 

 

Bu rakamlar bize göstermektedir ki ülkemizdeki YHT hatları son 15 yılda 0 kilometreden 1750 km civarında bir uzunluğa ulaşmış durumdadır. Bugün İstanbul-Sakarya-Eskişehir-Ankara-Konya-Karaman-Kırıkkale-Yozgat ve Sivas şehirleri birbirine YHT ağları ile bağlanmış durumdadır. Bu sayede yaklaşık 25 milyona yakın bir nüfus YHT hatları ile seyahat imkânına kavuşmuştur.

 

Keza dün hizmete alınan 405 km uzunluğundaki Ankara-Sivas arasındaki etap ile birlikte Doğu Batı aksında YHT irtibatı sağlanmıştır.

 

Bugüne kadar Ankara-Eskişehir hattından yaklaşık 20 milyon, Ankara-Konya hattından yaklaşık 18 milyon, Ankara-İstanbul hattından yaklaşık 20 milyon, Konya-İstanbul hattından yaklaşık 8 milyon olmak üzere 65 milyonun üzerinde yolcunun YHT vasıtası ile taşıması yapılmıştır.

 

Belki bu hatlardan uzak olanlar farkında olmayabilir, lakin İstanbul-Konya-Karaman-Ankara ve Eskişehir hatlarında ulaşım olarak YHT’yi tercih eden ve buna göre hayatını kurgulayan çok büyük bir kitle oluşmuş durumdadır.

 

Bu şehirlerde inşa edilen kapasitesi büyük ve konforlu terminaller 24 saat boyunca milyonlara hizmet veriyor fakat hükûmet bu başarısını dahi kitlelere bugüne kadar yeterince anlatamadı.

 

Bu açıdan baktığımızda YHT’nin önümüzdeki 20 yılda hangi akslarda nerelere doğru gelişeceğini ve bunların Marmaray, metro, otoyol ağları, limanlar, havalimanları ve banliyö trenleri ile olan bağlantıları ayrıca daha kapsamlı bir yazının konusu olabilir...

 

Yapımları devam eden Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa-İzmir, Eskişehir-Bursa ve Karaman-Mersin hatlarının da hizmete alınması ile Türkiye’de çok gelişmiş bir YHT ağı hizmete girmiş olacaktır. Böylelikle Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde altmışının YHT ağının kapsamına alınmış olması sağlanacaktır...

 

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Manisa, Mersin, Eskişehir gibi büyük şehirlerin bu hattın içinde olması Türkiye’deki yolcu taşımacılığının yaklaşık yüzde 15’inin demir yolları vasıtası ile taşınması anlamına gelir ki bu rakam kayda değer bir rakamdır.

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın gelecek vizyonuna bakıldığında da Türkiye’nin sahip olduğu demir yollarının YHT için 1.750 kilometreden 12.000 kilometreye, konvansiyonel demir yolu hattının ise 11.497 kilometreden 12.000 kilometreye yükseltilmesi öngörülmektedir.

 

Hâlihazırda var olan 1.750 km uzunluğundaki YHT hattına, inşası devam eden 4.000 km uzunluğundaki yüksek hızlı tren hattı da eklendiğinde 12 bin km uzunluğundaki vizyon bir hayal ürünü asla değildir.

 

Türkiye’nin Trans-Asya koridorundaki yük ve yolcu taşımacılığında bu hedefleri ele geçirmesi, yurt dışından gelecek yatırımları çekecek ana amillerden birisidir. Bu hatların Boğaz geçişlerinin sağlanması maksadıyla Marmaray batırmalı raylı tüp geçiş sisteminin hayata geçirilmesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsünün demir yolu ile geçişe imkân sağlayacak şekilde inşa edilmesi stratejik planlamanın ne kadar değerli olduğunu bizlere göstermektedir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.