Ya sandıktan Kılıçdaroğlu çıksaydı?

Sesli Dinle
A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk yut dışı ziyaretlerini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’a gerçekleştirdi. Erdoğan’ın KKTC’de verdiği mesajlarda; Kıbrıs’ta Rumların uzlaşmaz tutumu nedeniyle tam yarım asrın heba edildiği ve bir 50 yıl daha kaybetmeye tahammülümüzün olmadığı vurgulandı.
 
KKTC gerçeği kabul edilmeden, tekrar masaya dönmenin mümkün olmadığı da eklendi.
 
Buradan da anlıyoruz ki önümüzdeki beş sene boyunca Türkiye, Kıbrıs konusundaki Rum önerilerine ‘haydi bir daha deneyelim’ diyerek alan açmayacak. Zaten bir taraftan Geçitkale’de SİHA konuşlandırarak diğer yandan Maraş bölgesini ziyaretlere açarak çok stratejik iki adımı atmıştık şimdi bu siyaset daha da pekişecek.

Ya Erdoğan kazanmasaydı?

Günlük siyasetin bazen gündemimizi yaprak gibi savurmasından dolayı, mevhumu muhalifinden okuma alışkanlığımızı kaybetsek de şimdi işte tam bu soruyu sormanın zamanı: Ya Kılıçdaroğlu kazansaydı?
 
Bu soruya vereceğimiz cevabı kuşkusuz CHP’li yetkililerin ağzından bugüne kadar çıkanlar ile vermek mümkün. Bu zaviyeden baktığımızda, Maraş’ın ziyaretlere kapatılacağını ve tekrardan müzakere masalarında havanda su dövme dönemlerinin başlayacağından emin olabiliriz.
 
Hele bir de Kıbrıs sorunu Kıbrıslılara bırakılmalı diyenler var ki Allah hiçbirine fırsat vermesin.
 
Kıbrıs’ın yüzde 75 civarındaki nüfusunu Rumların oluşturduğu bir tabloda, Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakmak lazım demek, Kıbrıs’ı EOKA’ya teslim edip ENOSİS’e yol açmak demek.

Kıbrıs’a elektrik hattı

Anlaşılan Erdoğan’ın ziyaretinde geçtiğimiz yıl içerisinde ortaya çıkan elektrik sıkıntısı en önemli gündem maddesi olmuş. Geçtiğimiz yıl ortaya çıkan sorunları gidermek maksadıyla Rum Yönetiminden elektrik alınarak sorun çözülmeye çalışılmış lakin önemli kesintiler ile karşı karşıya kalınmıştı.
 
Bu sorunu kökten çözmek için, yıllardır konuşulan lakin hayata geçirilemeyen denizin altından elektrik nakil hattı çekilmesi konusunda bir karara varılmış.
 
Bundan önce denizin altından su naklini gerçekleştiren Türkiye’nin, şimdi de elektrik sorununu ivedilikle çözmesi son derece hassas ve önemli bir konu.

Azerbaycan’da muhteşem görüntüler

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci durağı ise dost ve kardeş Azerbaycan Cumhuriyeti oldu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı gösterdiği samimi alaka son derece kıymetliydi.
 
Erdoğan hem Bakü’de hem de Azerbaycan’dan dönerken yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin Güney Kafkasya siyasetinin daha da pekiştirileceğine dair çok önemli ipuçları veriyordu.

Güney Kafkasya’da kurgulanan oyunun figüranı değil, oyunu bizzat kuran iki ülke: Türkiye ve Azerbaycan

Erdoğan, Zengezur Koridorunun bir an evvel açılması gerektiğini vurgulamakla yetinmedi, İran’a da üstü kapalı mesajlar verdi. Her ne kadar Erdoğan, Zengezur Koridoru açıldığı takdirde bundan İran’ın da istifade edeceğini söylese de İran mezkûr koridoru engellemek için elinden gelen her türlü engellemeyi ortaya koyacaktır. Çünkü İran, bölgedeki çatışmalardan, kan ve gözyaşından beslenirken; Türkiye barış ortamından beslenebilen bir yapıya sahip.
 
İki ülkenin bulundukları coğrafyalarda birçok konuda varoluş yapıları tamamen birbirine zıt.

Şuşa’ya konsolosluk

Erdoğan, bu ziyaretinde Azerbaycan Türklüğü açısından kültürel başkent kabul edilen Şuşa’da konsolosluk açılmasıyla alakalı "Ne zaman isterseniz konsolosluğumuzu açmaya hazırız. Şuşa'da bir konsolosluk açabilirsek, bu, dünyaya ve özellikle Ermenistan'a bir mesaj olacaktır" dedi.
 
Azerbaycan’ınDağlık Karabağ bölgesinin bir vilayeti olan Şuşa’da bir konsolosluk açılması, elbette tüm dünyanın gözü önünde Azerbaycan topraklarına vurulmuş bir Türk mührü anlamına gelir.
 
İşgalden kurtulan bölgelerin ivedilikle yeniden inşa edilmesinde son derece başarılı çalışmalar ortaya koyan Azerbaycan Devleti’nin, buralarda elde ettiği zaferleri perçinlemesi açısından bu hamleler son derece kıymetli.
 
Aynı suali burada da soralım: Ya Erdoğan değil de Kılıçdaroğlu seçilseydi?
 
"Maalesef Azerbaycan’a silah yardımı yapıyoruz" diyen ama aynı şikâyetini yine silah verdiğimiz Ukrayna için yapmayan mandacı zihniyet başarılı olsaydı, zerre kuşkunuz olmasın ki Güney Kafkasya’da olaylar çok farklı gelişecekti.
 
Türkiye’nin Azerbaycan ile birlikte kurdukları oyun yerine, ABD ve Fransa’nın birlikte kuracağı oyunda bize yine figüranlık görevi tevdi edilecekti, tıpkı işgal sorununu çözsün diye değil çözümüne mâni olsun diye oluşturulan Minsk Grubu oluşumunda yaptıkları gibi.

Şehit Fethi Sekin’in katilleri öldürüldü

MİT, 2017'de polis memuru Fethi Sekin'in şehit olduğu saldırının talimatını veren PKK/KCK’nın sözde sorumlularından Abdulkahar Karasaç'ı Irak'ın kuzeyinde etkisiz hâle getirdi.
 
Demek ki bu ülkede mantar tabancası dahi patlatırsan dünyanın neresine gidersen git bu devlet yakana bir gün gelir yapışır.
 
O zaman aynı soruyu burada da soralım fakat cevabını siz verin: Ya Kılıçdaroğlu ve ona destek veren HDP kazansaydı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.