“Bu çılgınca hareketleri bırakın!”

A -
A +
Mevlânâ hazretleri vefat eder.
Ânında duyulur acı haber.
Büyük küçük, genç ihtiyar.
Haberi duyan koşar.
Herkes akın akın Konya’ya akar.
Meydan, hıncahınç dolar.
Gayrimüslimler de koşar.
Ve cenazeye sâhip çıkarlar.
Dövünür, üstlerini yırtarlar!
Müslümanlar rahatsız olup;
“Bu çılgınca hareketleri bırakın!” derler.
Ve sorarlar ki:
“Hazret-i Mevlânâ Müslümandı. Sizinse dîniniz farklı. Sizin Onunla ne ilginiz var?”
Onlar cevâben;
“Hazret-i Mevlânâ, bizim de üstâdımızdı. O, müslim, gayrimüslim ayırmaz, ilmiyle bizi de aydınlatırdı” derler.
Nihâyet cenaze namazı kılınır.
Tabut omuzlara alınır.
Fakat herkes taşımak ister.
Herkes tabutu kendine çeker.
Tabut, eller üzerinde bir o yana, bir bu yana gider.
İş kontrolden çıkar.
Ve olacak olur.
Tabut, eller üstünde parçalanır.
Yerine, yenisini getirirler.
O da dayanmaz, kırılır.
Bir daha, bir daha.
Altı defâ tabut değiştirilir.
Altıncıda kabre varırlar.
Duâlarla defnini yaparlar.
Ve sessizce ayrılırlar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.