"Kırk Çeşme Suları" ve Kanuni'nin fermanı...

A -
A +
İstanbul'u suya kavuşturan Koca Mimar, vefat etmek üzeredir... Bakarlar ki evinde, cenazesini yıkayacak kadar bile su yoktur...
 
 
Cihana yüzlerce şaheser kazandıran bir sanatkâr olarak târihe geçen Mimar Sinan, 1490 senesinde Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. 9 Nisan 1588’de İstanbul’da vefât eden Mîmar Sinân, Süleymâniye Câmiinin yanında kendi yaptığı türbeye defnedildi...
Ömrü boyunca; doksan iki câmi, elli yedi medrese yedi dârül-kurrâ, yirmi türbe, on yedi imâret, üç dârüşşifâ, beş su yolu, sekiz köprü, yirmi kervansaray, otuz altı saray, sekiz mahzen ve kırk sekiz de hamam olmak üzere üç yüz altmış dört eser vermiştir... Kanuni nasıl "Cihan Sultanı" ise o da "Cihan Mimarı"dır...
            ***
Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde İstanbul'un nüfusu hızla artınca bir su problemi yaşanıyordu. Padişah, bu iş için Mimar Sinan'ı görevlendirir. O da İstanbul dışından künk döşeyerek getirdiği suları Kâğıthane civarında toplar, oradan da İstanbul'a ulaştırır ve şehrin belli meydanlarında umumi çeşmeler yaparak akıtır. O zamanki adı "Kırk Çeşme Suları"dır... Kanuni bir ferman çıkarır: "İstanbul meydanlarındaki umumi çeşmeler halkındır. Hiç kimse bu çeşmelerden gizlice yer altından evine su alamaz."
Padişah, bu umumi kaidenin bir istisnası olarak Koca Sinan'ın evine bir lüle su bağlatır...
Aradan yıllar geçer. Kanuni vefat etmiştir. Sinan ise 99 yaşındadır... Bir gün kapısı tıklanır. İçeriye "Buyur" eder. Gelen adam "Ben Topkapı Sarayı postacısıyım. Sizi Divan'a çağırıyorlar!" der..
Sinan Ağa, bastonuna dayana dayana gider Saraya... Orada bir soruşturma heyeti kurulmuştur. Kendisine şöyle derler:
-Sinan Ağa, hakkında şikâyet var. 'Hiç kimse evine özel olarak su almasın' diye padişah fermanı olduğu hâlde, sizin evinizde su varmış! 
- Evet var. Cihan Padişahı bana özel olarak müsaade etmişti.
-O zaman şu fermanı görelim öyleyse!
-Ben o zaman Cihan Padişahından ferman istemekten hicap etmiştim. Fermanım falan yok!
Divan müşkül durumda kalır. Uzun münakaşalar sonunda verilen karar şöyledir:
"Sinan gibi diğer hizmet edenlerin de evine su bağlanamayacağına göre, bu su kesilmelidir!"
Koca Mimar, bu karardan sonra evine gelir. Fazla müteessir değildir. Çünkü o, hizmetini Allah için yapmıştır... 
Sinan 100 yaşına girerken hastalanır yatağa düşer. Vefat sırasında bakarlar ki, evinde, cenazesini yıkayacak kadar bile su yoktur. İstanbul'u susuzluktan kurtaran mimar, susuz evde vefat eder. O anda başında bu hadiseyi konuşanlara verdiği cevap manidardır:
-Biz hizmetimizi dünyada bir bardak suya satacak kadar menfaat düşkünü değiliz. Bunun mükafatını ahirette bekliyoruz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.