3. Havalimanı kadar önemli bir konu

A -
A +
Feridun Ağabey, çok önemli ama o ölçüde de üzücü olan bir şey varsa o da içeride yürütülen kültür savaşında devletin yeteri kadar var olmamasıdır. Bu alan, tamamen diyebileceğimiz ölçüde karşıt mihraklara âdeta terk edilmiştir. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükûmet üyeleri, içeride siyasi, ekonomik terörle dışarda da yedi düvelle kahramanca savaşırken, maalesef içerideki kültür savaşında yokuz. Bu iş “Muhteşem Yüzyıl” “Aşk-ı Memnu” ve İran kültürünü yansıtan birçok dinî filmlerin yapımcılarına  bırakılmış durumda. İşin acı yanı tarihimize kültürümüze ahlakımıza ters birçok dizi ve filmler ihraç edilerek dost düşman ülkelerde ülkemiz, ahlakımız, insanımız hakkında çok kötü imajlar oluşturuluyor. Hatta bazı ülkelerde bu sebeple Türk dizileri yasaklanıyor. Devletin dış itibarını bu sorumsuzluklara karşı korumak Bakanlığımızın görevi değil mi? Literatürde bu filmlere “Beyaz reklam” deniyor. Bizim beyaz reklama ihtiyacımız hiçbir şeyle ölçülemez.  Yetkililerin, menfi etkisi dış ülkelere de yayılan bu kültür savaşına derhal ve daha çok müdahil olması gerekiyor. Ne  yapılabilir? Kültür Bakanlığı ataletten, kültürümüze ters  eserlere destek adına kaynak boca etmekten vazgeçerek her sene, bize ait millî bakış açısı taşıyan aktüel dizi ve filmler için, dünyanın en ünlü senaristlerinin de katılabileceği cazip ödüllü uluslararası senaryo yarışmaları düzenlemelidir. Bu senaryo yarışması geleneksel hâle getirilmelidir. Bu senaryoları konu edinen yerli yabancı film ve dizi yapımcılarına büyük destekler vererek sektöre millî damga vurulmalıdır. Devlet arşivleri herkesin, özellikle senaristlerin istifade edebileceği hâle, acilen getirilmeli ve 600 senelik şan şeref, sosyal, siyasal, kahramanlık, insanlık adına nice konularla dopdolu zengin tarihimiz, bir an önce çekilecek dizi ve filmler için malzeme olarak senaristlerin, araştırmacıların, tarihçilerin, edebiyatçıların istifadesine sunulmalıdır. Film platoları başta olmak üzere büyük yatırımlar yaparak sektör canlandırılmalıdır. Bu film ve diziler isteyen yerli kanallarda ücretsiz yayınlanmalı, yurt dışına satışı da sübvanse edilmelidir. Eğitim sadece okullarda olmaz. Medyanın toplumsal karakter ve ahlak düzeyinin iyileşmesi konusunda etkisi inkâr edilemez. Öte yandan ülke olarak dış imajın iyileşmesi açısından da konu büyük önem arz ediyor. Ağabey, inanın bu iş en az bir “Kanal İstanbul” kadar, bir “3. Havalimanı” kadar önemlidir. Saygılarımızla...         Murat Aldeniz     Mikro plastiklerden haberiniz var mı?   Günümüzde hayatımıza giren plastiklerin bir görünen ve bilinenleri var. Bir de görünmeyen ve bilinmeyenleri var. İnsan gözü 70 mikronun altını göremez. Saç teli 100 mikron olup demek ki sac telinden biraz daha küçük şeyleri artık göremeyiz. Mikro plastikleri daha önce hiç duydunuz mu? Konumuz mikroplar değil tabii ki. Ama mikroplardan daha önemli, bilinmesi ve tedbir alınması gereken bir konudan bahsediyorum. 1-3-5-10-50 mikronluk, nano partikül de diyebileceğimiz, hava ve suya ve gıdalarımıza karışarak vücudumuza giren hemen hepsi kimyasal ve kanserojen hastalık yapıcı mikroplastikler... Birkaç yıl öncesiydi. Bebek biberonları çoğu plastikti ve yasaklandı. Neden? Plastiğinde [Bisfenol-A] maddesi var diye. Peki şimdiki su şişelerinde, damacanalarda, plastik sirke şişelerinde, yağ şişelerinde, yoğurt-ayran kaplarında, plastik tüm ambalajlarda hâlen bu madde var mı? Az çok var. Yasak mı, değil. Yani bebeklerimizi bu kanserojen maddeden korumaya alıyoruz. “Yetişkinlere bir şey olmaz” mı diyoruz? Maalesef öyle. Ama sonuçta kendimizi, milletimizi kandırıyoruz. Evimizi, iş yerimizi çok iyi havalandıralım, taze hava alalım. Toz ve mikrop saçan toz torbalı elektrik süpürgelerinden acilen vazgeçip, su filtreli temizlik robotu kullanalım. Plastik ambalajlı gıdaların yerine cam ambalajları tercih edelim. Suyumuzu satın almak yerine ileri teknoloji (Reverse Osmosis) cihazlarla kendimiz üretelim. Plastik mutfak eşyalarını evde kullanmamaya çalışalım. Poşet çaylardan, plastik ambalajlı tüm gıdaları tüketmeyi hiç değilse azaltalım ki, sağlıklı ambalajlar bulsunlar. Milletin sesi çıkmıyor diye, 'Bisfenol-A’lı mikroplastikleri yemek zorunda mıyız?          Mevlüt Yavuz-Adana
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.