Biz bu şehrin insanı değil miyiz?

A -
A +
Feridun Ağabey, İstanbul'da 32 hatta ücretsiz aktarma imkânı tanıyan İETT’nin M7 ve T4 hat yolcularını görmezden gelmesi "Biz bu şehrin insanı değil miyiz" dedirtiyor!.. İstanbul'un birçok semtinde metro, metrobüs veya farklı amaçlarla kısa mesafeler için indirimli bazı hatlar için bilhassa metro istasyonlarına sefer yapanlar için ise ücretsiz otobüs hatları bulunmaktadır. Ne var ki, yakın bir zamanda açılan M7 Mecidiyeköy-Mahmutbey hattı üzerinde bulunan ilçe halklarına bu imkân tanınmamaktadır. Bilhassa Sultangazi halkı diğer ilçelere göre pahalı seyahat etmektedir. Üç ilçenin sınırı olan Eski Edirne Asfaltı üzerinden Taksim yönüne giden otobüsler olmadığı gibi, buraya gidecek olanlar iki ayrı vasıta kullanmak zorunda kalmaktadır. Aktarma dâhil 6 TL'ye yolculuk etmek zorunda kalmaktadır. Diğer bir hat ise T4 Mescidi Selam-Topkapı tramvayını kullananlar ki, bunlar da ikinci bir araca fark ödeyerek en az 6 TL'ye seyahat edebilmektedir. Yakın zamanda hizmete açılan Mecidiyeköy-Mahmutbey hattında çalışan M7 metrosuyla Mecidiyeköy ya da Mahmutbey istikametine gitmek için otobüsleri kullanacak olan yolcular bu hat için eskisine göre aktarma verdikleri takdirde daha önce bindikleri araçla birlikte toplamda 6 TL ödemek zorunda kalmaktalar. Daha önce Mecidiyeköy'e gitmek için 3,5 TL harcayan yolcular, birçok hattın seferden kaldırılması, azaltılması ve kısaltılması nedeniyle Metris Kavşağı'nda bulunan Karadeniz Mahallesi ya da Yenimahalle Metro İstasyonu'na gelmek ya da bu istasyondan evlerine gitmek için ceplerinden 2,5 TL daha fazla ücret ödeyerek 6 TL ulaşım bedeli harcamak zorunda bırakıldılar. Saygılarımızla...           Erol Kara-İstanbul       “Bir ihtiyacınız var mı?” diyen belediyelere ihtiyaç var!   Feridun Ağabey, elbette koronavirüs sebebiyle zor günler geçiriyoruz. Elbette hepimiz mağdur olduk. Hepimiz sıkıntı çekiyoruz. En yakınlarımızdan hiç ummadığımız zamanda çok acı haberler alıp sarsılıyoruz. Ama bunların hiçbiri bir büyük sıkıntıyı göz ardı etmemize gerekçe olamaz… İnsanların bir kısmı işsiz kaldı, bir kısmı işine gidemez oldu; bir kısmı varlıktan darlığa düştü… Bu insanlar ekonomik olarak ne durumda olduklarını kimselere anlatamaz oldular. Herkesin kendi derdine düştüğü bir ortamda insanların hâlini hatırını soran bir kurum olmayacak mı? Belediyeler zabıtalar bugünde lazım değil mi? Tamam çoğunlukla kimse kimsenin kapısını çalıp da “nasılsınız bir ihtiyacınız var mı?” diye sormuyor. Bazı hayırsever veya komşuluk hak hukukuna dikkat etme geleneğine kültürüne sahip kimseler birbirlerini arayıp soruyorlar ama bu da naçar olmuş ailelerin derdine ilaç olmaya yetmiyor. Şimdi bir de sokağa çıkma yasakları olunca bazı ailelerde nâçarlık (çaresizlik) had safhaya gelmiş durumda. İşte bu günde ilçe belediyelerine iş düşüyor… Zabıtaları marifetiyle mahalle mahalle, sokak sokak ev ev dolaşıp ihtiyaç sahiplerini tespit ederek, hiç olmazsa naçar olup kimseye derdini anlatamayan veya kimsesi olmayan ailelere asgari erzak yardımı yapmaları gerekmektedir. Ekmek, çay, şeker, çocuğu olan ailelere bebek maması, bez gibi ayni yardım yapılmalıdır. Bu aileler kayda alınmalı belirli günlerde pandemi geçene kadar destek olunmalıdır. Lütfen bu konuda acele edelim...            Rumuz: “Bensiz”-İstanbul     “Dairemi ona verdim, o şimdi benden kira istiyor!..”   "Sayın Feridun Ağabey, ben Sivas Suşehri’nden, 1942 doğumlu bir okuyucunuzum. Bundan üç dört sene önce ayrıldığım eşime bir daire verdim. Bu eşimden yedi çocuğum var. Eşim ve çocuklarım Almanya’dalar. Çocuklarım bana 'baba, anneme bir daire ver' dediler ben de verdim. Oğlum K. da yanımda idi.  Ben tapuda para falan almadım. Aldım diye imza attım. Oğlum K. 'bu kadın saf birisi, bir gidip evlendi bir daha gider evlenir gelir başıma bela olur' dedi... Derken şimdi bu kadın benden kira istemektedir. Ben ise ona verdiğim, imza attığım hâlde para almadığım bu dairede oturmaktayım. Fazla gelirim de yok. Ben bir daire verdim ama içinde ölene kadar oturma şansım kalmadı. Durumu tapu memuresine anlattım, bana 'oğluna güvenmiyor musun?' dedi. 'Güvendim ama oğlum Almanya’da annesiyle oturuyor, tabii annesine söz geçiremiyor' dedim... Şimdi benim ne yapmam gerekir?” diyen İstanbul Bağcılar’dan Muzaffer Koç Beyefendiye;  Gönderdiğiniz faksta adresinin son sırası ve telefon numaranız çıkmamış. Bu geribildirimden sonra sizin insani ve vicdani olarak kendinize hak verip bir vefa beklemeniz normal ama hukuk önünde o evi sattığınıza dair imzanız var ve eşinizden ayrıldığınıza göre iki farklı kimse olarak birbirinizle muhatapsınız… Oturduğunuz evde kira kontratı olup olmaması da başka bir konu olduğu için en doğru yol bu alanda uzman bir avukata danışmanızdır. (F.A.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.