Son yıllarda özellikle gençler arasında küfürlü konuşmaların ne kadar yaygınlaştığını görmek, doğrusu insanı derinden yaralıyor. Ne yazık ki neredeyse küfür, bir "merhabalaşma" şekline, bir ifade biçimine dönüşmüş durumda.
Kaldırımda yürürken yanımızdan geçen kimi gençlerin yüksek sesle sarf ettiği çirkin sözler, yalnızca kulakları rahatsız etmiyor o sözler, toplumun ortak vicdanına da ağır geliyor. Çevrede çocukların, yaşlıların, kadınların olması fark etmiyor. Kelimeler ulu orta, hoyratça savruluyor. Bu durum sadece bir dil meselesi değil; aynı zamanda bir ahlak ve medeniyet kaybının işareti.
Bir zamanlar büyüklerin yanında hele kadınların olduğu ortamda argo konuşmak büyük bir utançtı. Bugün ne yazık ki bazı genç kızların bile bu çirkinliğe katıldığını, toplum önünde rahatlıkla edebe aykırı cümleler kurduğunu görüyor, üzülüyoruz. Çünkü bu yalnızca bireysel bir tutum değil, toplumun genel gidişatını da etkileyen bir yozlaşmadır. Küfretmek bazılarına cazip gelir. Ama aslında bu kişisel zayıflığın dışavurumudur. İnsan kendini güzel ifade edemeyince kaba sözlere başvurur. Sonuçta dil fakirleşir, zihin daralır. Ne yazık ki bu kirliliğin toplumda yaygınlaşmasında medya önemli bir rol oynuyor.
Bazı filmlerdeki küfürlü sahnelerin fazlalığı dikkat çekmektedir. Kimi zaman kimileri bu çirkin sözleri duymaktan rahatsız olacaklarına gülüyor. Aynı durum son yıllarda artan bazı stand-up'çı gösterilerde de göze çarpmaktadır. Bazı sahne sanatçıları, izleyiciyi güldürmek için küfürlü ifadeler kullanmakta, bu da çirkin sözlerin normalleştirilmesine yol açmaktadır.
Özellikle genç izleyiciler üzerinde bu durum ciddi bir etki bırakmakta, büyüklere özenen gençlerde “demek ki bu yapılabilir” algısı oluşmaktadır.
Böylesi bir ortamda yetişen gençler kaba sözle bağırmayı iletişim sanmaktadır. Bu, sadece bireysel ahlakı değil, toplumun genel seviyesini de aşağı çeken bir hastalıktır.
Peki, çözüm nedir? Bu noktada uygulanabilecek bazı somut çözüm önerileri şunlardır: 1. Eğitim Müfredatına “Temiz Dil ve İletişim” dersi eklenmeli, ilkokuldan itibaren çocuklara, kelimelerin insan ruhundaki etkisi, nazik ve yapıcı konuşmanın önemi anlatılmalı. 2. Kamu spotları ve medya kampanyaları hazırlanmalı; televizyon, sosyal medya ve dijital platformlarda “güzel söz sadakadır” gibi değerleri merkeze alan kamu spotları yayınlanmalı. Temiz dil kullanan kişilerin öne çıkarıldığı örnek hikâyeler, kısa filmler hazırlanmalı. 3. Kültürel ve sanatsal etkinliklerle farkındalık artırılmalı; belediyeler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle “Nezaket Haftası”, “Zarif Konuşanlar Yarışması” gibi etkinlikler düzenlemeli. Gençlerin ilgisini çekecek projelerle temiz dil özendirilmeli. 4. medya denetimi ve öz denetim mekanizmaları güçlendirilmeli televizyon dizileri, filmler ve sahne gösterilerinde aşırı ve gereksiz küfür içeren içerikler konusunda denetim artırılmalı. Mizah üreticilerine “zekâ ile güldürme” konusunda teşvikler sağlanmalı. 5. Aile içi iletişim eğitimleri yaygınlaştırılmalı aile, çocuk için ilk okuldur. Anne ve babalara yönelik seminerler, kurslar ve yayınlarla aile içinde güzel konuşmanın, saygılı diyalogların önemi vurgulanmalı.
Kelimeler karakterin aynasıdır. Kirli sözler sadece ağzı değil, ahlakı da bozar. Temiz bir toplumun yolu temiz bir dilden geçer. Bu yolda sorumluluk hepimizindir.
Selman Devecioğlu
Haberlerde izledim. Bir kasap dükkânında kasap kıyma makinesine düzenek yaptırmış. Müşterinin beğenip kıyma çekmesi için verdiği taze eti düzenekteki göze bırakıp kıyma çekim yerinden ellerindeki tağşiş edilmiş gıdalardan oluşan kıymayı çekip veriyormuş. Kıymayı alıp evine götüren, kokusunu fark edip getirirse ne âlâ getirmezse de çöpe atsın önemli olan yeni eti kendilerine ayırıyorlarmış. Bu sahtekârlık belediyenin denetlemesiyle ortaya çıkmış. Diyor ki bir vatandaş paranıza kıyacaksınız biraz pahalı da olsa güvendiğiniz yerden alacaksınız. Biraz fazla ödersiniz ama aldığınıza değer. Ben de diyorum ki: İyi güzel de parası olanlar parasına kıyıp daha iyi yerden alıyorsa fakir olanın suçu ne? Onlar bu bozuk ve hileli gıdalara muhatap olmaya mahkûm mu? Lütfen halkın sağlığını tehlikeye atanlar aman verilmesin. Fakir olanlar da taze ve sağlıklı gıdalarla beslenebilsin. Bu amaçla kontrol yapan belediyelerimizi kutluyorum.