İnşallah gençler bu projeye sahip çıkarlar

A -
A +
İstanbul, bugünlerde büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy festival programını büyük bir heyecanla ekranlarda anlattı. Yaklaşık üç yıldır hazırlandıklarını söylediği projeye yerli ve yabancı birçok sanatçı katılacağını belirtti. Ben, bu projeye üç yıl önce ilk başlanacağını duyduğum zaman bunun, sanat ve kültür ile ilgilenen gençler için çok büyük bir fırsat olduğunu düşünmüştüm. O yüzden ‘umarım bu projeden vazgeçilmez ve bir an önce tamamlanır’ demiştim fakat projenin sonuna gelindiğinde üzülerek görüyorum ki kimsede zerre kadar heyecan yok. Acaba bunu bakanlık değil de İBB hazırlasa idi gene böyle mi olurdu? Ülkenin geleceğini ilgilendiren bir projeyi kimin yaptığının ne önemi var? Önemli olan, bu projenin, İstanbul’un tanıtımı için çok büyük bir fırsat olması, sanat ve kültüre ilgi duyan gençlerin bir araya toplanması ve yeni fikirlere yelken açılması... Galataport ile Atatürk Kültür Merkezi arasında onlarca etkinlik alanında birçok aktivite yapılacak olması özellikle gençler arasında çok büyük bir heyecana sebep olmasını beklerken bu ilgisizlik beni şaşırtmıyor desem yalan olur. Bu festivalin tiyatroya, sinemaya, resim ve müziğe, değişik kültür etkinliklerine ilgi duyan gençlerin gelişmesine çok fayda sağlayacağını düşünüyorum. Olağanüstü gayretlerle hazırlanmış çalışmaların görmezden gelinmesini hiç doğru bulmuyorum. İnşallah ben yanlış anlamışımdır. İnşallah gençler bu projeye sahip çıkarlar. Ancak o zaman İstanbul kazanır. Sanat ve kültüre ilgi duyan gençler kazanır. Bir ülkede kültür ve sanata ilgi duyan insan sayısının artması demek o ülkenin medeniyetinin artması demektir.        İhsan Ağır     Bazı orman muhafaza memurları neden çok zengin?   "Feridun Ağabey, çevremdeki bazı orman muhafaza memurları lüks otomobillere sahipler. Büyük daireleri var. Köylerine iki katlı villalar yaptırıyorlar.  Bu memurların aldığı maaş bellidir.Ortalama 6000 TL geliri olan bir orman muhafaza memuru 30 yıl (360 ay) görev yapsa ancak 1 daire sahibi olabilir. Devletin ilgili birimleri çok lüks içinde yaşayan ormancıların değirmeninin suyunun nereden geldiğini araştırması gerekmez mi? Burada isim zikredemem. Herkesin mal varlığı harcamalarına bakılarak anlaşılabilir. Bu konuyu sizinle paylaşmak istedim” diyen Ekrem Soner isimli okuyucumuz; sözünü ettiğiniz şekilde farklı sektörlerde de farklı memuriyetlerde de farklı hayat standardına göre yaşayan insanlar memurlar veya görevliler mevcuttur. Elbette ki rüşvet suistimal vb. gibi durumlardan söz edilebilir ama bir hukuk devletinde ispat edilemeyen bir konuda kimse töhmet altında bırakılamaz. Gelirine göre mal varlığını kıyaslayıp ona göre “nereden aldın?”, “nereden buldun?” gibi sorular da yine mevcut devlet hiyerarşisinde söz konusu değildir. Endişelerinizde veya şüphelerinizde veya zannınızda kendi açınızdan haklı olabilirsiniz ama bu kişisel zannınız ispat edilemediği müddetçe anlam ifade etmemektedir. Konuyu gündeme getirmek istediniz ve düşüncelerinizi yayınlamış olduk. İyi niyetiniz ve yaklaşımınız için teşekkür ederiz. (F.A.)     Kuşburnu   Dağlarda kuşburnu topluyordum. 60’lı yaşlarda bir aile de ormanda dolaşıyordu. Yanlarına gittim. Adam ve kadın şunları söyledi: “Yazın ve sonbaharda boş kaldığımız her vakitte dağlardan kuşburnu, alıç, kızılcık, erik, elma, mantar, ahlat, armut vb. toplarız. Bu işi yıllardır yapıyoruz. Topladığımız yabani ürünleri semt pazarlarında 10 ila 30 TL arası fiyatlarla satıyoruz. Bu işten bir asgari ücretli kadar para kazanıyoruz. Belediye pazarda işgaliye ücreti olarak bir çay parası alıyor. Vergi kaydına tabi değiliz vb... Kahvehanede, parkta, evde boş boş oturan insanları düşündüm. Demek ki çalışan, didinen için her yerde ekmek var bu ülkede... Tabii ki bir ayağı köyde olabilmek şartıyla…"       Ali Özdemir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.