Sinema sektörü ve yetkililerin yetersizliği hakkında

A -
A +
Feridun Ağabey, yılların abonesiyiz. Daha evvel de başka olayları yazdım olumlu oldu… Teşekkür ederim. Şimdi konu şu: Gazetenizdeki bir haberde gördüm… Bir okuyucu olarak fikrimi yine sizin aracılığınızla dile getirmek istiyorum.
Yönetmen Kültür Bakanlığından aldığı ödenekten sonra, senaryosunu değiştirmiş ve LGBT durumunu işleyecek sahneleri ilave edip bildirmemiş ve ödeneği almış. Acaba nasıl denetlenmiyor bu kadar basit mi? Neden daha kontrol edici tedbirler alınmaz? Bakın geçen günkü olayda şöyle bir durumla karşılaştım. Beyazıt tarihi sahaflarda bir dizi çekimi vardı. Sorduğumda yabancı diziymiş. Dikkatimi çeken ve beni hem üzen hem de birçoğumuz gibi beni de çok rahatsız eden seyyar bir sürü meyve sebze arabalarını dizmişler. Yönetmen “motor” der demez evvelde Kapalıçarşı’nın üstünde BOND 007 ve Jackie Chan filmleri gibi sanki Hindistan’daki seyyar arabaları dağıtarak pazarlara giriyorlar… Neden Türkiye’nin imajını sarsacak bu tür filmlere müsaade ediyorlar? Neden imaj için senaryoyu inceleyip gerekirse sahneleri çıkarmıyorlar? Sadece reklam olsun diye yabancı filmlere bizi kötü gösterecek sahnelere izin veriliyorsa verilmesin daha iyi…
Eminim hiçbir vatandaş böyle bir duruma sıcak bakmaz…  Amerika’da herhangi bir kiliseyi filmde göstermek vergiden düşülüyormuş. Dikkat edin hep ya nikâh kıyarlar ya günah çıkarırlar. Spet 2 filminde transatlantik gemi dümen kilitlendi iskeleyi yarıp her yeri bir bir yıkıp giderken geminin ucu tam kilisenin çanına gelince hafif dokundu, çan çaldı durdu. Bizde niye dikkat edilmez. Ayrıca yerli filmlerimizde ya Tarlabaşı’nın köhne yerlerinde ya Balat’taki metruk yerlerde film çekilir hep neden? Bu işlerde yetkililer güzel düzenleme yapması lazım değil mi? Madem çok dizi film satıyoruz turistler seyredip ülkemizi tanıyorlar o zaman hep birlikte tedbirler alıp daha iyiye niçin çalışmıyoruz? İmaj gerçekten çok önemli… Sizin aracılığınızla yetkililere duyurulur. Saygılarımla...
     Rumuz: "Sesse"
 
 
 
Kripto para, BitCoin ve Terra mevzuu
 
Feridun Ağabey, ülkemizde tahminen gayriresmî altı milyon Coin’ci varmış… Öte yandan henüz iki milyonu bulamayan BİST olduğunu düşünürsek, ülkemiz adına yazı ki yazık… Buna rağmen hâlâ coinlere gaz verenler var -tamam çıkabilir-tepebilir- ama düşüş sadece Terra’ya özgü kalmayabilir-Ya sistemik sorunun bir coin üzerindeki görüntüsü ise? Ya ilk fırsatta başka bir coin seçilirse... Para arzını azaltacak Amerika hazır coinlere giden trilyonlarca doların değerini yarıya düşürürse… Sıkıştığı için yapamadığı faiz artışını ve paranın geri çekilme işini hem de çok daha fazlasını yapmış olmaz mı?
            Kadir Razlık
 
 
Teknoloji ve gençliğin yaşadığı bunalım
 
Dünya bilgi ve teknolojinin aydınlanmasını yaşıyor” diyoruz. Gerçekten aklımıza hayalimize gelmeyecek kadar değişim dönüşüm yaşadı dünya… Her şey dijital oldu her şey online oldu. Ve hepimiz hayatımızın kolaylaşmasına şaşırarak sevindik. Yenilikleri önce öğrenen sonrakine “böyle bir özellik de var” diye haber verirken sanki o özelliği kendimiz bulmuşuz gibi bir de gizliden gizliye böbürlendik. İnsanın hayatın öznesi olduğu ne varsa hepsinden birer birer insanın soyutlandığını bir insan olarak görmemize rağmen sorgulamadık… Aslında bu şekilde bütün herkesin bu teknolojiyi üreten ve uygulamaya koyan böylece dünyayı kendi arzu ve isteklerine göre şekillendiren yönlendiren akla göre yaşamaya başladığımızı hiç hesap etmedik… Hoş, etsek de yapacak bir şeyimiz kalmamıştı. Bir barajın kapağı açılmış ve ortalığı bir anda sel kaplamışsa yapabilecek tek şey yüzme biliyorsan suda boğulmamaktır… Barajın suyunu tutma ve eski hâline getirme şansınızın kalmadığı gibi…
Bugün maalesef eğitimden sağlığa, ticaretten sanata, alışverişten inanca kadar hemen her şey bu dijital dünyanın istediği şekilde yeniden güncellenmiş durumdadır… Dünya yeni nesli de bu güncelin içindedir. Bu güncelde duygu yoktur, his yoktur, kültür maneviyat vb. yoktur… Gençliğin bunca yenilik içinde bunalıma sürüklenmesinin sebebi yaratılışta insanın maddeye olduğu kadar manaya da ihtiyacı olmasıdır. Ama dünyayı şoke eden Amerika’daki öğrenci saldırı haberinde olduğu gibi gençliğin yaşadığı sorunlara ve bunalımlara bir de bu açıdan bakılmalıdır. Dijital dünya maddeyi inanılmaz boyutlara taşımış ama duygu boyutunda gençliği yakalayamamıştır…
           M. Mustafa Ceylan
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.