Türkiye’de ne çok Rusçu varmış

A -
A +
Kendi sabah programıma hazırlanırken medyayı tarıyorum. Kendi katıldıklarım dâhil tartışma programlarıma bakıyorum. Ve gözlerime inanamıyorum. 
Türkiye’de ne çok Rusçu varmış arkadaş! İnanılır gibi değil... Amerika’yı suçlamak için Rusya neredeyse kalkan olarak kullanılıyor. Ortaya öyle iddialar atılıyor ki, olan biteni komployla izah etmek de zor... 
Baştan başlayalım. Amerika sadece Orta Doğu’da değil Latin Amerika, Asya ve Afrika’da yönetimleri değiştirdi. Ülkeleri işgal etti. Milyonlarca insanın hayatına mal oldu. Zaten ABD’yi bu yaptıkları için herkes eleştirdi ama güçlü olduğu için hesap sorulamıyor. Yani ABD’yi eleştirmekte haklısınız... 
Rusya, Amerika’dan farklı mı? Ruslar ne kadar sert bir devlet olduğunu Suriye’de gösterdi. Orada da sivillerin üzerine uçaklarla bombalar attı. Suriye Müslüman olduğu için Batı'nın dikkatini çekti. 
Onu bırakın, Putin siyasete giren bütün oligark muhaliflerini öldürttü. Berezovski dâhil bayağı kişi öldürüldü. Zehirlenenler, kim vurduya gidenler saymakla bitmez. 
Bakın bizim tarihimizde komünistlerin, solcuların ve ulusalcıların ısrarla görmezden geldiği bir konu var. O da; 1945’te Sovyetlerin Türkiye’yi işgal girişimiydi. Stalin’in planlarından biri Kars ve Ardahan’ı almaktı. Hatta bizi sömürgesi yapmaktı. 
Bunu en son söyleyenlerden biri de Sovyet istihbarat emekli yarbayı İgor Atamanenko'ydu. Rus basınında yer alan makalede Atamanenko, Stalin'in İkinci Dünya Savaşı sıralarında Türkiye'yi işgal etmek istediği iddialarını doğruladı. Emekli istihbaratçı, Türk ordusunun Ermenistan sınırında hazır beklediğini de iddia etti. 
Atamanenko, "Kızıl Ordu Ağustos 1941 yılında İran topraklarına girdi. Çünkü orada güçlenen Alman istihbaratı Tahran yönetimini Sovyetler Birliği'ne karşı savaşa sürüklemeye çalışıyordu. Fakat Kremlin'in bu kararının perde arkasında başka önemli bir sebep de vardı: Sovyet askerî istihbaratına ulaşan bilgilere göre; Türkiye Güney Kafkasya'yı işgal etmek için Ermenistan sınırında yaklaşık bir milyon askerini bekletiyordu... Kızıl Ordu'nun İran'a girmesi ise Türk Genelkurmay Başkanlığı'ndaki birkaç çılgını uyandırdı. Ankara SSCB'ye ait Güney Kafkasya topraklarına yönelik işgalini Nazi Almanya’sının Moskova'yı ele geçirmesinden sonraki aşamada yapılmasını kararlaştırdı” iddiasında bulundu. (Yenişafak, 17 Kasım 2009)
Kaldı ki delile bile gerek yok. NATO’ya girmemizin sebebi bile Sovyetler tehdidiydi. Ayrıca Türk tarihine bakın, bize en çok zarar veren de Ruslardı. Tabii ki dış politika menfaat üzerine ve pragmatiktir. Ruslardan S-400 de alacağız, başka silahlar da... 
Gelelim Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline. Yahu bu işin günahı Batı'ya ait değil. Putin’in kendi kafasında Ukrayna’yı işgal etmek vardı. 2014’ten beri niyeti bu. Tarihe Çar olarak geçmek istiyor. Adını büyük harflerle yazdırmak istiyor. 2000’den beri Rusya’yı ekonomik, savunma ve enerji alanında kendine getirdi. Ama bunlar unutulur. Ukrayna’yı topraklarına katarsa yüz yıl geçse de bu hep hatırlanır. 
Akşama kadar Batı’ya sövenler "ABD, Ukrayna’ya müdahale etsin" diyor! Etse, “Orada zaten çıkarı var” diyecekler. Etmese, “Ukrayna’yı yalnız bıraktı. Rusya’yı gaza getirdi” diyecekler. Böyle yorum, analiz olur mu?.. 
Ukrayna Ruslar tarafından işgal ediliyor. Tankla, tüfekle, füzelerle Kiev, Lviv, Odessa vuruluyor. Milyonlarca insan mülteci oldu. Çocuklar bu soğukta, karda perişan oldular. Binlerce insan öldü. Elinde doğru dürüst silah olmayan Ukrayna direnmeye çalışıyor. Zelenskiy ülkesini bir arada tutmaya çalışıyor. Zelenskiy bile eleştiriliyor yahu. Hayret bir şey! Adam ülkesini savunmasın mı? Ülkesi elden gitmesin diye Rus emperyalizmine direniyor... 
Türkiye’de en önemli şey akıl sağlığını yitirmemek. Akılla bakılmadan sadece ideolojik olarak olaylar değerlendiriliyor. Yazık günah! 
Türkiye’de Batı düşmanlığı had safhada. Bunda haklılık payı elbette var. Hele ABD’nin PKK ve FETÖ terör örgütlerine yaklaşımı bu düşmanlığı körüklüyor. Unutmayalım, ihracatımızın çoğu Batı’ya. Borçlarımızın da çoğu Batı bankalarına... 
Geçen yazdım, tekrar edeyim. Finans gücü hâlâ Batı’da. Para ABD ve Batı finans kurumlarında. Gerçek bu. Biz Batı’yla da, Doğu’yla da iş yapalım, ilişki kuralım. Sevdiğimize değil çıkarımıza...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.