Onları kaybeden Türkiye'yi kazanamaz

A -
A +

Antalya'dan dönerken havalimanına art arda, içinde yüzlerce turistin olduğu uçaklar inmekteydi. Turizmi dramatik biçimde baltalayıp yok edecek girişimler başarıya ulaşsaydı, bu uçakların hiçbirinin tekerlekleri Antalya havalimanının pistiyle temas etmeyecek, Antalya sadece bu mevsim değil, tüm sezon boyunca hayalet şehre dönecekti. Ortaya çıkacak ekonomik kaybı söylemeye bile gerek yok, çünkü ancak milyar dolarlarla ifade edilebilir. Bu sonucu, ürettikleri nefret objesinin iktidarına son verebilecek yolda bir kilometre taşı olarak görenler, ellerini büyük bir keyifle ovuşturacaktı şüphesiz. Ama artık çok geç. Aşağıda sizlerle tanıştıracağım isimler, olan biteni sebep sonuç ilişkisi kurarak kavrıyor, neyi kaybedeceklerini de gayet iyi biliyorlar; en başta işlerini, kendilerinin ve çocuklarının geleceğini, rahatı ve huzuru.

Özellikle günümüz iletişim teknolojisinden sadece kendilerinin istifade ettiğini sananlar onları iyi tanımalı.
Zübeyde Tekin: Sahil boyunca dizili plajlardaki yüzlerce gözlemeciden biri. Sabah 10.00-12.00 ve öğleden sonra 14.00-16.00 arasında gözleme yapıyor oteller adına. Evli, iki çocuğu var. Eşi Çamyuva belediyesinde çalışıyor. Geçen yıl TOKİ'den bir ev almışlar ve kendi kazandığı parayla da taksitlerini ödüyorlar.
İsmail Kara: Animatör, 27 yaşında ve 8 yıldır bu işi yapıyor. Rusya vatandaşı bir Kazak kızla evli. Açık öğretimde okumuş. İngilizce ve Rusçayı çok iyi konuşuyor. Rusça stand up yapacak kadar dile hâkim. Rusları gülmekten kırıp geçiriyor. Yaklaşık 10 kişiyi yanında çalıştırıyor. Gelirini sordum. Şu anda evi yok ama "iyi abi, biriktiriyorum" diyor.
Emre Sağdıç: Sağlık turizmi yapan bir otelde çalışan 200 kişiden biri. Terapist masörlük yapıyor. Anlattıklarından ayda 2000 lira civarında kazandığını çıkardım. Bu otelden ekmek yiyen binlerce insan olduğunu söylüyor gururla. Kendisiyle birlikte çalışacak kızlı erkekli 10 masör yetiştirmiş. Yakında İzmit'te bir terapi masaj salonu açacakmış: "Ailelerden çok talep var."
Osman Akpınar: O da minibüsüyle turist taşıyor. "Bu sene olaylar bizi çok korkuttu, turist gelmeyecek diye ama şükür eskisinden iyi. Turizmi baltalayan, bindiği dalı keser beyefendi" diyor. O da ev almış kendine. Eşi 3.'ye hamileymiş, "Başbakan'ı dinledik" diyor muzırlığına bahane arayan çocuklar gibi. Bir de ev almış. 500 lira kira ödeyeceğine 650 lira kendi evinin taksidini ödemek ona çok daha kolay gelmiş.

 
Akrep Nâlân ününün doruklarındayken Cem Karaca ile birlikte...

AKREP NALÂN İLK DEĞİL:
Sanatçı duygusunu kaybettiğinde
Kadife gibi ses deyince aklınıza kim gelir? Mesela ben yabancı şarkıcılardan Andy Williams, Dolly Porton ve Nat King Cole'ü düşünürüm hep. Türkiye'de ise Akrep Nalân. Öylesine sarıp sarmalayan bir sesi vardır insanı.
80'li yılların başlarından itibaren tanıdık onu. Dediğine göre altılı oynamış ilk kez, tutturmuş ve atın adı da Akrep olduğu için uğurlu ismi olarak Nalân'ın önüne eklemiş. Olmuş Akrep Nalân. Gelgelelim o sırada ortalıkta ünlü bir terörist kadın var aynı lakaplı. Benzetmeler, alaylar derken bu da ününe ün katmış.
Gece kulüplerinin vazgeçilmez solisti. Gece 24.00'de başla, sabah 05.00'e dek neredeyse 150 şarkı söyle. Kolay değil. Dönemin ünlü politikacıları da onun müdavimlerinden. Semra Özal kadim dostu.
İşte bu yüzden telefonda söze "Artık emekli oldum" ile başladı.
"Duygumu kaybettim. O kadar yıprattım gibi kendimi, sabahlara kadar çalışmak beni çok yordu. Eh, 60'a da geldim, kendi hayatımı yaşamak istiyorum."
Yaş 60'ın böyle bir muamele görmesini doğrusu içim kaldırmadı "Ajda 69 yaşında" diyecek oldum.
"O başka" dedi hemen. "Ben köpeklerimle, üç beş dostumla birlikteyim. Yüzüyorum, dolaşıyorum, bilgisayarımdan müzikler indirip dinliyorum."
Öncelikle dijital müzikten rahatsız. Rafet El Roman'ı çok seviyor. "Yüreğimin telini titreten bir o, bir de Şebnem Ferah" diye de ekliyor.
Kısaca o Bodrum'da mutlu. Bize kaldı Karlar Düşer ve Halikarnas yadigâr.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.