Nush ile uslanmayanın...

A -
A +
Einstein’ın lafıdır:
“Sorunlarımızı, onlara sebep olan düşünce tarzımızı kullanarak çözemeyiz.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve yönetim bu sözü belki işitmiştir bilemiyorum ama PKK denilen barbar örgüte, hendek kazıp çözüm sürecini ellerinin tersiyle ittikleri andan itibaren 40 yıldır görülmeyen en sert ve ölümcül darbeleri indirmeye başladı.
Erdoğan ve hükûmet on yıllardır dili ve kültürü yok sayılıp aşağılanan Kürt halkının kendisine oy veren kesimlerinde bile var olan “PKK ile görüşülsün, barış olsun” talebini reddetmedi ve büyük bir siyasi yükün altına girdi. Silah bırakılması şartıyla siyasi alanın açılmasıydı sürecin ana ilkesi.
Ama bu barbar ve emperyalizmin uşağı örgüt ile yöneticileri ABD’den Suriye’nin kuzeyinde bir devlet sözü alınca, süreci sabote edip hendek kazarak sözümona büyük bir “halk ayaklanması” çıkarmayı planladılar.  
Sonrasını biliyorsunuz, 5000 kadarı o hendeklere gömüldü.
Ardından Fırat Kalkanı, ardından Zeytin Dalı ve en nihayet Barış Pınarı...
"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!"
Ne güzel bir söz. Çocuklarınıza uygulamayın tabii ama bu tür örgütler için ideal.
Hani “Hükûmet PYD elebaşı Salih Müslim’i Ankara’ya çağırdı, konuştu” diye eleştiren akıl yoksunları vardı ya, onların bu sözü sık sık tekrar etmesinde fayda var.
Tekdir, tekdir derken olay Barış Pınarı Harekâtı ile kötek faslı aşamasına geçti.
Harekât tüm şeffaflığı ile devam ediyor.
Sınır illerimizde tehdit var çünkü Batı’nın “Kürt savaşçılar” diye tanımlayıp desteklediği YPG terör örgütü, özellikle hastanelere ve okullara yoğun roket saldırıları yapıyorlar. Bir bebek, üç çocuk ve kalanları yetişkin 7 vatandaşımızı şehit ettiler.
Bu arada bir aslanımız şehit oldu: Astsubay İrfan Mert. Tahminim 2,5 yaşındaki yavrusunun görüntülerini izledim. Çeşme başında su içip oynarken birden gökyüzüne doğru başını aldırıp “Baba Baba” diye sesleniyordu.
Türkiye’de ise hayat olağan akışında.
Eğlence yerleri açık, sokaklar, caddeler tıklım tıklım.
Kazdağları ünlüleri filmlerinin, konserlerinin tanıtımını yapıyor, gece kulüpleri, sinema ve tiyatrolar onları izlemeye gidenlerle dolup taşıyor.
YPG’nin şehit ettiği çocuklarımızın, sivil vatandaşlarımızın, askerlerimizin fotoğrafları, haberleri oradan buradan önlerine düştü ama hızla atladılar o sayfaları.
Kimi Barış dedi, kimi de Savaşa Hayır. Politik ve kaybedecek çok şeyi olanlar ise sustular. Daha doğrusu kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali PKK ile YPG’nin temsilcilerine pasif desteklerini “susarak” sundular.
Oysa bu bir insanlık imtihanı hepimiz için.
Sorsanız, susmak için onlarca haklı nedenleri vardır. İnanmazlar ama bu sebepler onları rahatlatır. Çünkü ezberlerinin bozulmasını istemezler. Bir de işin ucunda parasal çıkarlar varsa anlatageldikleri hikâye âdeta müktesep hakları olur.
O değil de ben TÜSİAD’ı merak ediyorum. Sürekli rahatsız olan ve en ilgisiz konularda “uyarıcılık” görevi yapan TÜSİAD da susma hakkını kullanıyor belli ki. 
Kıvır zıvır ne kadar mesele varsa paylaşan da bol. 
Bugün çok atasözü, özlü söz filan oldu ama tam yerine rast geldi. Necefli maşrapa ya da manzara yerine şu lafı koyalım:
“O...pu mahalle yanarken saçını tararmış!..”
Bu lafın vardır bir geçmişi şüphesiz ama bugün onlara bile toz kondurmak istemem. Bence acilen 110’u arayıp itfaiyeyi haberdar edebilir.
Tüm eğlence ve sanat dünyası onlardan müteşekkil değil elbette. Gazetelerin “Ünlüler Barış Pınarı Harekâtına destek verdi” başlığıyla gördüğümüz ünlülerini artık hepimiz biliyoruz. Çoğunun eğlence ve sanat dünyasındaki karşılıkları ne yazık ki çok değil. Milyonlara seslenen birkaç istisna var şüphesiz.
Ama beni en çok etkileyen rap şarkıcısı Norm Ender oldu. Sıkı bir Atatürkçü olan, geçtiğimiz aylarda MEKÂNIN SAHİBİ adlı şarkısıyla uyduruk rap şarkıları yapan Amerikan özentisi rapçileri Türkiye’nin en eskisi olarak fena fırçalayan, yani hip hop deyimiyle diss atan Norm Ender.  
You Tube’daki izlenme sayısı 106 milyonu bulmuş.
Şöyle yazmış Twitter hesabından:
Barış Pınarı Harekâtındaki yiğitlerimize başarılar, ailelerine metanet dilerim. Ordumuz yürüdüğü zaman hemen savaşa hayır yazanlar, keşke terör örgütleri eylem yaparken, emperyalistler ülkemizi tehdit ederken böyle duyarlılık gösterebilse! Biz savaşı değil, ülkemizi seviyoruz!”
Bu paylaşımı 140 bin kişi tarafından beğenilmiş.
Şarkısındaki gibi ETNİK FAŞİSTLERE gereken vatanseverlik dersini vermiş
Biri yazmış “Savaşa hayır demek suç mu?” diye.
Değil tabii. Takibata uğrayanlar ülkenin silahlı kuvvetlerini, Cumhurbaşkanı’nı aşağılayıp hakaret edenler ya da harekâta ilişkin yalan haberlerle manipülasyon yapanlar.
Nitekim DİSK, TMMOB, KESK VE TTB ortak bir açıklama yaparak Barış Pınarı Harekâtı’na karşı çıkmışlar. Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu dolaylı PKK destekçiliğini eminim yine “Savaş bir sağlık sorunudur” diye “izah” edecektir.
Lâkin, Türkiye yalnızca onlardan ibaret değil.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Twitter’dan paylaşmış CİMER hesabına gelenleri. Evini, arabasını bağışlamak isteyenler mi dersiniz, gönüllü olarak askere yazılmak isteyenler mi? Ne ararsanız var.
Altun’un ifade ettiği gibi;
Bu milletin her bir ferdi olağanüstü. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.