Harbiye ve millî ordu yalnızca ABD değil, muhalefetin de hedefinde

A -
A +

Bunun olacağı belliydi.

RAND Corporation adlı CIA ve Pentagon uzantısı kuruluşun Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) müfredatından şikâyet etmesi ve müfredatın belirlenmesinde ABD’nin etkin biçimde pozisyon alması gerektiğini anlatan raporu sayesinde öğrendik ki Okyanus Ötesi Türkiye’nin yeni askerî yapılanmasına müdahil olamamaktan çok rahatsız. RAND’ın bir yakınması da MSÜ’nün artık ABD’ye “eğitilmek” üzere öğrenci göndermemesi.
ABD’nin bu cüretkârlığı, hem de inanılması güç bir pervasızlıkla yapıyor olması bana çok ilginç geldi. Bu yüzden önceki gün “ABD’ye eğitilmek üzere öğrenci gönderilmeyişini ve harbiye müfredatının yerli ve millî olduğunu öğrenmekten çok memnunuz” diye yazdım.
Kuruluş, ABD hükûmetinin bu duruma “acilen” el koymasını istemekte ve Türkiye’deki muhalefetle iş birliği yapılmasını önermekte.
Ancak söz konusu raporun dumanı tüterken, ilginçtir, muhalif bir gazete olan Cumhuriyet’in yazarı Barış Terkoğlu’ndan MSÜ’yü hedefe koyan bir yazı geldi.
Zaten düşünüyordum, Millî Savunma Üniversitesi’nden birkaç yetkiliyle konuştum. Onlara adı geçen yazarın iddialarını sordum.
Misal okuldaki komutanların ne müfredata ne de ders verecek hocalara karışamamaktan dert yanıp “Öğrencilerin kılık kıyafeti ile ilgilenen yurt müdürlerine döndük” şikâyeti...
MSÜ yetkilisi kimilerinin eski düzen askerî vesayeti aradığını ama okulda komutanların böyle bir şikâyetinin olamayacağını belirterek 4566 sayılı Harp Okulları Kanunu’nun 1 Şubat 2018 tarihinde değiştirilmiş 10. Maddesinin OKUL KOMUTANLARI ile ilgili açık hükmünü hatırlattı:
“Harp okulu komutanı, Rektöre bağlı olarak Dekan sorumluluğunda yürütülen eğitim-öğretim faaliyetleri ile bunlara ilişkin idari işler hariç olmak üzere, harp okullarında yürütülen askerî  eğitim ve diğer tüm faaliyetlerin yönetim, gözetim ve denetiminden sorumlu asker kişidir. Harp okulunun bütçe teklifini Yönetim Kurulu’na sunar.”
Evet, komutanların yetkileri bu maddeye göre hayli geniş ancak Millî Savunma Üniversitesi’nin ikili yapısı gereği sorumlulukları askerî eğitim ve diğer tüm faaliyetlerin gözetim ve denetimiyle belirlenmiş durumda. Altyapıları olmadığı için akademik eğitim dışında kalıyorlar.
Komutanların kendilerini okul müdürü olarak hissettikleri savının altı boş. Çünkü üniversitede ikili bir eğitim var.
1-Askerî eğitim
2-Akademik eğitim.
Öğrenciler MSÜ’den hem TEĞMEN olarak mezun oluyor hem de devam ettikleri akademik bölümden, mühendis ya da başka bir unvanla.
MSÜ yetkilisi “Vesayet sistemini özleyenleri anlıyoruz. Evvelden bir komutan gelip istediği herhangi bir dersi kaldırabiliyordu” diyor.
Tabii 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ardından yapılan değişikliklerle 4566 sayılı Harp Okulu Kanunu’nda yazılı olan TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ibareleri yürürlükten kaldırıldı, “Kuvvet komutanlıkları” ibaresi “Millî Savunma Bakanlığı” şeklinde değiştirildi.
Bir diğer dedikodu MSÜ’nün RAND Corporation’dan “övgüyle” söz ettiği iddiası.
Gerçek şu: MSÜ okul kütüphanesinde onlarca kurumun internet sitesine link veriyor. Linki tıkladığınızda da kurumun kendi tanıtım metni çıkıyor. Buna kadar tenezzül edilmesi çok acıklı hakikaten.
Gelelim malum “dinî” meselelere.
Bazı komutanlar ya da öğretim üyeleri öğrencilere “Haydi marş marş namaza” diyorlarmış. Bir vakitler Uğur Dündar vb.lerinin“Öğrenciler teneffüste namaz kılıyor, öğle tatilinde cuma namazına gidiyorlar” tarzı “haber”lerini hatırladım. Konuştuğum MSÜ yetkilisi bana aynen şöyle dedi:
“Üniversitede mesai saatleri var ve bu Türkiye’deki kamu kurumlarıyla aynı. Öğrenci ya da öğretim üyesi ya da komutan, ibadetini mesai saatleri dışında yapar. Ama cuma namazları için bir bakanlık genelgesi var biliyorsunuz. Tüm kamu kurumlarında aynı. O saatlerde de giden gider, gitmeyen gitmez.”
Çok açık.
Peki, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile ilgili yazılana ne demeli?
Barış Terkoğlu, “Geçmişi şaibeli Diyanet İşleri Başkanı MSÜ’de ders veriyor” demiş.
Şimdi, Diyanet İşleri Başkanı’nın geçmişi şaibeli mi değil mi bilemem, kendi cevap versin. Kimsenin avukatı değilim. Ancak “Ders veriyor” iddiası da yalan.
Diyanet İşleri Başkanı MSÜ’de ders vermiyor.
Prof. Dr. Ali Erbaş yalnızca bir kez, üniversitenin konferans takvimi çerçevesinde 20 Ocak tarihinde “Din istismarı” başlıklı bir konferans vermiş hepsi bu. MSÜ’nün internet sitesine girince de hem bu konferansı hem de diğerleriyle ilgili takvimi görebilme imkânı mevcut. Misal, İkinci Dünya Savaşı’nda Türk Ordusunun Durumu,  Enerji Verimliliği, Montreux Sözleşmesi ve Kanal İstanbul başlıklı pek çok konferansı da görebiliyorsunuz.
Bunun dışında bir de Erhan Afyoncu ile ilgili “ima” var. Afyoncu’nun 2008’den itibaren altı yıl Bugün gazetesinde tarih yazıları yazmış olması.
Oysa Erhan Afyoncu 15 Mart 2014 tarihinde birkaç yazarla birlikte “Cemaat’in hükûmete yönelik kumpasına tepki göstererek” Bugün gazetesinden istifa etmişti. O zamandan sonra Murat Bardakçı ile tarih programı yaptı ve tarih yazılarını Sabah gazetesinde sürdürdü. MSÜ’ye Rektör olarak atandıktan sonra tüm bu işlerini bıraktı.
Fakat ilginç olan, bu tür imalarda bulunanların, Kemal Kılıçdaroğlu’nun emri üzerine kimi milletvekillerinin ve CHP’li yazarların 28 Şubat 2016 tarihinde (yani Erhan Afyoncu’nun istifasından tam iki yıl sonra) kapatılan Bugün gazetesi ile Kanaltürk’ün önünde polis barikatlarına direnip “basın özgürlüğü” adı altında FETÖ’yü savunduklarını unutturmak istemeleri. 
Evet, RAND Corporation haklı. Çünkü hakikaten MSÜ’de MİLLΠMÜFREDAT hayata geçiriliyor. ABD’ye öğrenci de gönderilmiyor okuldan. Rahatsızlık sadece ABD’de değil, o raporda kastedilen muhalefette de mevcut. MSÜ yetkilileri “2200 yıllık Türk tarihini tanımadan nesline ve geçmişine yabancı bir askerî eğitim neye yarar?” diye soruyor.
Erhan Afyoncu’nun yaptığı yenilikler arasında bir yıllık hazırlık sınıfı da var. Bir kere tüm öğrenciler İngilizce öğreniyor ya da bilerek gelmiş oluyor. Ancak Karacılara hazırlık sınıfında Arapça, Fransızca, Farsça ve Rusça dillerinden biri de zorunlu olarak öğreniliyor. Sebebini anlıyorsunuz. Türk ordusu artık güçlü bir küresel aktör.
Bu arada ders müfredatı revize edilerek yeni dersler müfredata eklendi.
Hiç hoş dersler değil Millî Ordu’dan hazzetmeyenler için.
Demokrasi ve Sivil Toplum, Türklerin Savaş Felsefesi, Harp Tarihi dersleri gibi.
Kısaca rahatsızlık var MSÜ’den ama bu Türkiye için iyi bir haber.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.