Kılıçdaroğlu’nun aklı ve Kanada’dan gelecek “60 asker”den beklenti

A -
A +
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hemen her konuşmasında “Şimdi aklımızı kullanma zamanı” diyor 2017 yılından beri.
CHP’li biri Twitter’dan bu paylaşımın altına “Eyvah s…k desene!” diye yazmış.
Çok güldüm ama öte yandan Kılıçdaroğlu’nun şimdiye dek kimin aklını kullandığını düşünmeden edemedim.
Benimki de laf.
Biliyorsunuz işte.
Hayır, yanlış anlamayın, Kemal Bey'in aklını küçümsediğim filan yok. Tersine kurnazlığını ve şeytani zekâsını çok ilgi çekici bulurum kendisinin. SSK Genel Müdürlüğü’nün fiyaskoyla bitmesinin ardından, önce milletvekili olmak için Tansu Çiller’e yanaştı, reddedildi. Daha sonra da gitti Ecevit’in Demokratik Sol Partisi’ne başvurdu. Ama Ecevit’ten de veto yedi. Sonunda CHP’ye kapağı attı. 2002 yılındaki seçimlerde de CHP’den milletvekili seçildi.
Şahane işte, yelkenler sürekli fora. Oradan oraya…
Ama ne vakit başka bir akılla hareket etmeye başladı bilemiyoruz. Mesela CHP Genel Başkanı olduktan sonra Ergenekon ve Balyoz davalarında sürekli olarak hükûmete yüklendi ama o zamanki adıyla Cemaat’e ve Fetullahçılara tek bir laf etmedi. CHP’li kamuoyunda Fetullahçılara karşı büyük bir tepki olmasına rağmen Kılıçdaroğlu onların adını unutturmak için özel bir gayret sarf ediyordu sanki. Ünlü FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz’ü öve öve bitiremedi. Hükûmete yüklenerek FETÖ’cüleri perdeliyordu.
O yıllarda, yani 2009-2010’da ise ilginç birtakım gelişmeler oluyor ama kamuoyuna yansımıyordu. Fetullahçılar, Gülen’in Erzurum’daki köyünde toplantılar yaparak artık yavaş yavaş AK Parti iktidarına karşı tutum alma kararlarını tabanlarına yaymaya başlıyorlardı. Geçtiğimiz haftalarda Kenya’da MİT tarafından paketlenerek Türkiye’ye getirilen Fetullah Gülen’in yeğeni Selahattin Gülen’in itiraflarında bu detaylar bulunmakta.
Selahattin Gülen, Erzurum’daki köylerinde (Korucuk) Mahrem imamların 2010 yılında günübirlik kısa toplantılar yaptığını, bu arada “Gülen ailesini MİT’e ve devlete karşı korumak için” kararlar aldıkları bir haftalık geniş aile toplantısı organize edildiğini anlattı. Mahrem imamların toplantısında ise artık AK Parti’ye ve Erdoğan’a güvenilmeyeceği kayda geçirilerek bu durumun yavaş yavaş hâlâ AK Parti için çalışmakta olan Cemaat mensuplarına duyurulmaya başlanması kararı verilmişti.
 
KANADA’DA EĞİTİLEN 60 FİRARİ FETÖ’CÜ ESKİ ASKERİN GÖREVİ NE?
 
Selahattin Gülen’in verdiği en önemli bilgilerden biri ise Türkiye’yi karıştırmak için Kanada’da eğitilen FETÖ’cü askerlerle alakalı.
Evet, Selahattin Gülen itiraflarında kamp dedikleri Fetullah Gülen’in Pensilvanya’daki ikametinde bu bilgiyi iki üst düzey FETÖ’cü mahrem imamın konuşmalarından işittiğini belirterek 15 Temmuz öncesi Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan ve şu anda firari olan 60 FETÖ’cünün Kanada’da askerî eğitim gördüklerini, bunların yakında Türkiye’ye gizlice girerek kaotik eylemler planladıklarını anlattı.
Türkiye’yi karıştırmak istedikleri hiçbirimiz için sır değil.
Planları belli. Türkiye’de çeşitli terör eylemleri ve suikastlarla kaos çıkardıktan sonra Gezi benzeri olayların fitili ateşlenecek. Tabii bu konuda uluslararası ittifakları da gereken dayanışmayı gösterecek.
Ama biz asıl bu karışıklıktan kimin istifade etmeye yelteneceğine bakalım.
İşte o anda gözümüz Kemal Kılıçdaroğlu-Meral Akşener ikilisine takılıyor.
Çünkü her ikisi de ERKEN SEÇİM diye sayıklıyorlar.
Son derece senkronize çalışıyorlar.
Kılıçdaroğlu “Bundan sonra gittiğim her yerde erken seçim isteyeceğim” derken, Meral Akşener yapılacak bir seçimde Millet İttifakı bileşenlerinden HDP’nin ayrı aday göstermesini, diğerlerinin ortak bir adayla seçime girmesini öneriyor. Çünkü HDP-PKK ilişkisi Millet İttifakı’nın yumuşak karnı. Eğer bu yolla Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura kalırsa da HDP’ye oy verenlerin Millet İttifakı adayını desteklemeleri beklenecek.
Ama gelgelelim Türkiye bir türlü seçim sath-ı mailine sokulamıyor. Son günlerdeki birtakım dış kaynaklı algı operasyonları, artı pandeminin meydana getirdiği hoşnutsuzluk ve ekonomik sıkıntının meyvelerini toplamak istiyorlar. Soros’tan beslenen bir “siyasetçi” erken öten horoz misali meydanlara çıkıp “Katil devlet, bu devleti yıkalım” diye böğürürken önceki gün de yazdım, kendilerini muhalif olarak tanımlayan birtakım tiyatrocu, yazar, akademisyen ve terzi yamakları FETÖ’cü bir firarinin YouTube yayınına katılacak kadar vatan hainleriyle aynı kabı kaşıklamayı göze alabiliyorlar.
Plan belli, akıl kime ait artık siz karar verin.
Önce Erken Seçim lafına kamuoyunu hazırlamak, ardından kaos ve karışıklık.
Meral Akşener “İçerideki garibanlar” diye tanımladığı FETÖ’cü teröristlerin yolunu gözlüyor şimdiden. Kavuşsalar bir, “Her şey çok güzel olacak” onlar için.
Bir şey söyleyeyim öyle bitireyim.
Türk siyaseti bir gün gelecek, ancak ve yalnızca Türk bayrağının gölgesinde yapılacak.
O gün yakın.
15 Temmuz’un ortaya koyduğu gerçek budur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.