AFGANİSTAN KRİZİNE TÜRKİSTAN MERKEZLİ BİR BAKIŞ ABD Orta Asya’da yeni ‘satranç tahtası’ mı kuruyor?

A -
A +
Hayrettin Sağdıç
Araştırmacı

hayrettinsagdic@gmail.com
  Türkiye’de gündeme hiç gelmese de Afganistan’dan çekilen ABD’nin hedefi, Orta Asya ülkelerinden birinde/birkaçında üsler elde etmektir. Görünüşte Afganistan’daki El-Kaide ve DEAŞ örgütlerinin faaliyetlerini izlemek, gerektiğinde askerî müdahalelerde bulunmak amacıyla kurulacak bu üslerin asıl amacı Çin, Rusya ve İran’a yönelik gözetleme, keşif ve istihbarat çalışmaları yürütmektir.

 

 

Afganistan’daki istikrarsızlık ortamı ve Taliban güçlerinin, liderlerini bile şaşırtacak bir hızla neredeyse bütün Afganistan’ı ele geçirmesi, Orta Asya ülkeleri için ciddi güvenlik riskleri arz etmekte. Örgütün siyasi büro temsilcileri, Moskova’daki görüşmelerde “komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygılı olacakları, yabancı misyon temsilciliklerine saldırmayacakları, uyuşturucu üretimine engel olacakları hatta DEAŞ militanlarının Afganistan topraklarında barınmasına izin vermeyecekleri” yönünde güvenceler vermişlerdi. Ancak Taliban, homojen bir örgüt olmayıp bünyesinde farklı fraksiyonları barındırdığından, verilen sözlerin sahada karşılığı olmayabilir. Taliban, uluslararası güçler ve bölge ülkeleri nezdinde radikal Selefi/Vehhabi örgütlere nispetle daha ılımlı ve makbul bir örgüt olarak lanse edildiğinin farkında ve bunu uluslararası tanınırlık yolunda akıllıca kullanıyor.   TALİBAN ÇOK ETNİKLİ Taliban her ne kadar Afganistan ve Pakistan’la sınırlı, Peştucu bir hareket olsa da çok etnikli bir yapıya sahip. Özellikle 2010’lardan itibaren Uygur, Çeçen, Özbek, Tacik, Kazak, Kırgız ve Türkmen kökenli çok sayıda militan, örgüt saflarına katıldı. Köktenci anlayışın Fergana Vadisi dışında, Orta Asya ülkelerinde sosyolojik taban bulması pek mümkün değil ama bu grupların propaganda çalışmaları ve şiddet içeren faaliyetleri Orta Asya ülkelerinde kaçınılmaz olarak bir güvenlik tehdidi oluşturacaktır. Aynı durum, Rusya Federasyonu’nun güneyi için de geçerlidir. Afganistan’da başka aşırılık yanlısı örgütlerin de bulunduğunu göz ardı etmemek gerekir. El-Kaide, DEAŞ, Horasan İslam Emirliği, Hizbu’t-Tahrir, Özbekistan İslam Hareketi, İslami Cihad İttifakı, Ketibet İmam el-Buhari, Ketibetü’t- Tevhid ve’l-Cihad, Cundullah, Cundu’l-Halife, Cemaat-Ensarullah, Türkistan İslam Partisi gibi radikal örgütler en kalabalık olanları… Sürekli hareket hâlinde olduklarından bu gruplara mensup militanların, özellikle Horasan İslam Emirliği mensuplarının sayısı bilinmiyor. Rus, Tacik istihbarat servislerinin verdiği sayılar 3 bin ile 20 bin arasında değişiyor. Bu sayının Taliban Afganistan’ında daha da yükseleceği söylenebilir. El-Kaide ve DEAŞ bağlantılı grupların bölgedeki etkinliğinin artması, Afganistan’ı bir iç savaşa sürükleyebilir. Taliban’la çatışacak Horasan Emirliği militanları, Afganistan’a komşu ülkelere dönük planlarını ertelemek zorunda kalacağından bunun, bölge ülkelerinin yararına olacağı düşünülebilir. Fakat iç savaş hâlindeki bir Afganistan bölge ülkeleri için güvenlik riski olmaya devam edecektir. Örgütün DEAŞ’la savaşma vaadinin, Taliban’ın sahadaki komutanları Siracüddin Hakkani ile Molla Yakub tarafından hangi ölçüde kabul göreceği müphem.   ABD’NİN ÜS TALEBİ Afganistan’daki istikrarsızlık ortamını ulusal güvenlikleri bakımından tehdit olarak algılayan Orta Asya liderlerinin Çin, Hindistan, Pakistan, İran ve Rusya gibi ülkelerin yetkilileriyle yaptığı görüşmelere Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) temsilcileri de katıldı. Liderler arasındaki diplomasi trafiğini hızlandıran gelişmelerden biri de ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad’ın 2021 Haziran’ı ortalarında Kazakistan’a yaptığı resmî ziyaretti. Halilzad, başkent Nur Sultan’da katıldığı online basın toplantısında, Orta Asya liderleri ile yapacağı görüşmelerde ABD’nin üs talebinin de ele alınacağını açıklamıştı. ABD, Rus ve Kazak basınında sürekli tartışılan bu konu, Türkiye’de gündeme hiç gelmese de Afganistan’dan çekilen ABD’nin hedefi, Orta Asya ülkelerinden birinde/birkaçında üsler elde etmekti. Görünüşte Afganistan’daki El-Kaide ve DEAŞ örgütlerinin faaliyetlerini izlemek, gerektiğinde askerî müdahalelerde bulunmak amacıyla kurulacak bu üslerin asıl amacı Çin, Rusya ve İran’a yönelik gözetleme, keşif ve istihbarat çalışmaları yürütmektir. Halilzad’ın “ABD askeri Afganistan’dan ayrılıyor ama ABD bir yere gitmiyor” cümlesinin izahı buydu. Halilzad, ABD Dışişleri Bakanı ve güvenlik bürokrasisinin üst düzey görevlileri, üs konusunda bölge ülkeleri ile yoğun görüşmeler gerçekleştirdiler. Ancak ABD taleplerinin karşılık bulmadığını en azından şimdilik kaydıyla söylemek mümkün. Taliban sonrası bu ihtimal daha da düşmüştür. Çin ve Rusya hegemonyasını ABD ile dengelemeyi bugüne kadar başaran Türkistan devletleri, “terör gözetleme merkezi, barış izleme merkezi” gibi farklı isimler altında ABD’nin üs taleplerini karşılamak isteyebilirler.   ORTA ASYA’DAKİ FARKLI MİLLÎ POLİTİKALAR Türk cumhuriyetlerinin kendine özgü millî çıkarları ve dış politika yönelimleri söz konusu. Bu sebeple Orta Asya ülkelerinin Afganistan’daki gelişmelere yaklaşımı farklı olmuştur. Özbekistan, Afganistan’la komşudur. Nüfusu 4-5 milyon civarında Afganistan Özbekleri, kültürlerine son derece bağlı olup sosyal hayat bakımından Özbekistan’ın bir parçası gibidirler. 90’lı yıllardaki Taliban işgalinde Özbeklere sahip çıkan, Raşid Dostum’u ve Kuzey İttifakı’nı açıkça destekleyen Özbekistan’ın bugünkü politikası farklıdır. Özbekistan’ın bugünkü Afganistan politikasını; büyük ölçüde, maliyeti 5 milyar doları bulan, 573 km’lik “Tirmiz, Mezar-ı-Şerif, Kâbil, Peşaver Demiryolu Projesi” belirlemektedir. Dünyadaki iki “çift kara ülkesi”nden biri olan Özbekistan’ın bu rota üzerinden Peşaver’e, oradan Karaçi Limanı’na ve nihayet Bir Kuşak Bir Yol’un en önemli koridoru olan CPEC’e yani Gwadar Limanı’na bağlanabilecek olması ülke için hayati önemdedir. Özbekistan’ın Afganistan’a ilgisinin sebeplerinden biri de 260 km uzunluğundaki Surhan-Puli-Humri Elektrik İletim Hattı’dır. Her iki projenin de önemli bir bölümü Afganistan topraklarından geçtiğinden bu ülkede barış ve istikrar ortamının tesisi için Özbek yönetimi çok çalışmıştır. Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, 2018’den itibaren Taliban’la yakın ilişkiler kurmayı ihmal etmemiştir. Özbekistan, meselenin güvenlik boyutuyla da ilgilidir. Zira radikal Özbekistan İslami Hareketi, ABD güçlerinin ayrılmasından sonra Özbekistan için ciddi güvenlik tehdidi olabilecektir. Taliban liderleri, Afganistan toprakları üzerinde bu örgütün faaliyetlerine izin vermeyeceklerine dair Özbekistan yönetimine güvence vermiştir. Afganistan Özbeklerinin lideri Mareşal Dostum’un Taliban karşısında verdiği mücadelede Özbekistan hükûmetinden beklediği desteği alamamış olmasını bu çerçevede anlamak gerekir. Kazakistan, Afganistan’la sınırı bulunmadığından doğrudan bir tehdit algılaması içinde değildir. Afganistan’da yaşayan Kazak sayısı da son derece azdır. Afganistan Kazaklarının neredeyse tamamı (100 bin) “Oralmanlar” siyaseti doğrultusunda Kazakistan vatandaşlığına alınmıştır. Kazakistan, 2008 yılından itibaren Afganistan’a NATO faaliyetleri kapsamında eğitim, ticaret, gıda, sağlık vb. alanlarda ciddi yardımlarda bulunmuştur. Kazakistan, Afganistan’la ilişkilerinde hep Kâbil’deki hükûmeti muhatap almış, Taliban’la görüşmemiştir. Kazakistan’ın, Afgan krizinde Batılı ülkelerle birlikte pozisyon aldığı söylenebilir. Hatta 2021 Mayıs’ında Afganistan hükûmetiyle bir askerî iş birliği anlaşması dahi imzalamıştır. El-Kaide ve DEAŞ’ın Horasan Emirliği’ne bağlı Selefi/Vehhabi örgütlerin Afganistan’da etkinliğini yeniden artırma riski Kazak yöneticilerini de tedirgin etmektedir. Ancak diğer bölge ülkelerine nispetle daha Batılı ve seküler sosyolojiye sahip Kazakistan’ın tehdit algısı yüksek değildir. Kazakistan, Tacikistan’ın resmî başvurusu üzerine, KGAÖ bünyesinde Tacikistan-Afganistan sınırına asker gönderebileceğini deklare etmiştir. Kırgızistan’ın da Afganistan’la sınırı bulunmamaktadır. Afganistan’da yaşayan Kırgız sayısı az olsa da Doğu Türkistan’a açılan Wahan Koridoru’nun doğu ucunda yaşıyor olmaları önemlidir. 2021 Nisan’ında Tacikistan’la sınır çatışması yaşamasına rağmen Tacikistan’ın KGAÖ’ne başvurusuna Kırgız hükûmeti de olumlu cevap vermiştir. Kırgızistan’da Afganistan meselesi gündemin alt sıralarındadır. Türkmenistan tarafsızlık statüsüne sahip olduğundan Afganistan’daki çatışmanın uzağında kalmaya özen göstermiştir. 3 milyon Türkmen soydaşının yaşadığı bu ülkeye Türkmen devletinin ilgisi zayıftır. Türkmenlerin maruz kaldığı haksızlıklara ve asimilasyon politikalarına statüsü gereği sessiz kaldığı söylenebilir. Türkmen devleti, sınırlarını korumaya büyük önem göstermektedir. Taliban saldırılarından kaçıp Türkmen topraklarına geçen Afgan askerlerini derhal geri göndermiştir. Türkmenistan, Taliban’la görüşmeler yürütmeyi tercih eden devletlerden biridir. Bu görüşmelerin en önemli gündem maddesi hiç kuşkusuz Türkmenistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan’ı kapsayan TAPI doğal gaz boru hattı ile TAP elektrik ve fiber optik iletişim hattı projelerinin güvenliğidir. Dolayısıyla Afganistan’daki kriz Türkmenistan’ı zor durumda bırakmıştır. Afganistan’ın istikrarı Türkmenistan için elzemdir. Tacikistan, Afganistan’daki şiddet ve istikrarsızlık ortamını en yakından hisseden ülkedir. Çünkü Afganistan’la en uzun sınıra sahip ülkedir (1334 km). Afganistan’da yaşayan Tacik sayısı (10 milyonun üzerinde), Tacikistan’dakinden (yaklaşık 8,5 milyon) daha fazladır. 90’lı yıllardaki iç savaşta Taliban karşısında Kuzey İttifakı’nı destekleyen Tacikistan bu defa olayları takip etmekle yetinmiştir. Ancak Taliban’la müzakere masasına oturmayı reddetmiştir. Afganistan’la çok önemli ticari bağlantıları olmasa da ülkenin barış ve istikrarına önem vermektedir. Taliban saldırısından kaçan Afgan hükûmet güçlerine iyi davranmış, ihtiyaçlarını giderdikten sonra askerleri Kâbil’e göndermiştir. Ancak Tacikler aynı müşfik tavrı Tacikistan’a sığınan Kırgız sivillere göstermemiş, bu insanları Afganistan topraklarına geri itmiştir. Tacikistan, ortaya çıkan güvenlik riskleri nedeniyle KGAÖ’nü sınırlarını korumak üzere resmen davet etmiştir. Özbekistan gibi Tacikistan da Afganistan krizinde Çin, Rusya, İran ekseninde durmayı tercih ediyor.   ÜLKENİN İSTİKRARININ ÖNEMİ Netice olarak Afganistan, Orta ve Güney Asya’nın ekonomik entegrasyonu bakımından önemli bir konumdadır. Afganistan’ın istikrarı, bölgeye barış ve huzur getirecektir. Ancak ABD, Orta Asya ülkelerinde elde etmeye çalıştığı üslerle bu istikrarı bozmayı hedeflemektedir. Orta Asya, ABD’li devlet adamı ve siyaset bilimci Zbigniew Brezinski’nin meşhur kitabında bahsettiği ‘Büyük Satranç Tahtası’dır. “Türk Keneşi”, bu satranç tahtasında yerini almalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.