Ortaya karışık...

A -
A +

Yine prensesler gibi değil tinerciler gibi uyandığım bi gün... Güneş yok, dışarıda istemeden karşılaşmış iki eski sevgili soğuğu var. Kafam karışık o zaman ortaya karışık;
-Sizin de arada böyle Edirne’den girip seksen milyonu tek tek tokatlayıp Kars’tan çıkasınız geliyor mu? Sakin… Kınıyorum…
-Kafam internet tarayıcısı gibi; 15 sekme peş peşe açık, 4 tanesi donmuş “yanıt vermiyor” ve müziğin nereden geldiğini bilmiyorum…
-“Yemezsen büyüyemezsin” dedikleri ‘kazık’mış meğer…
-Psikolog gibi konuşup hasta gibi davranan ne çok insan var değil mi?
-“Gelecek ayki maaşımı geçen ay harcamışım” diyen kardeşim yalnız değilsin…
-La Fontaine yaşıyor olsaydı, “Aboov, hayvanların konuşmasını bırak tweet neyim bile atıyorlar!” deyip kahrından ölürdü sanırım.
-Hayatımızın en kazıklanabilir dönemindeyiz; 100 liralık hesabı 200 olarak getirseler “demek o kadar oldu” deyip öderiz.
-“İyi bir insan olmaya çalışıyorum, lütfen zorluk çıkarmayın!..” pankartıyla dolaşılası…
-Dudaklar silikon, kirpikler takma, yüz full botokslu, dişler protez, gözler lens; markete girmiş organik yumurta soruyor!..
-Bazı insanlar lafı anlatınca değil de sokunca daha iyi anlıyor, onu anladım…
-Hepinizin kral olmasına gerek yok, bu dünyaya adam da lazım…
-‘Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?!.’ dediğimiz bütün yollarda depar attık.
-Hayat sıkıcı değil aslında, sadece biraz sayımız az… İmza: Bir deli…
-“Deveye güveniyoruz, diyardan da gidemiyoruz” diyenler, birleşelim…
-Her şeye iyi tarafından bakmaktan boynumuz tutuldu sanki. Bi kütletsek mi?
-İktisatta, bir mala değerinden fazlasını verirseniz kazıklanırsınız. Bu malın konuşabiliyor olması sonucu değiştirmez.
-Kafamda deli sorular; sabah alarmsız zonk diye uyananlar bunu nasıl başarıyorlar? Kediler sahiplerini tanıyor mu, yoksa kim severse mi? On bin liranın üzerinde akıllı telefon alanlar paraya nasıl kıyıyorlar?!.
-Yazdığı mesajlara “yanıt” alamayan arkadaşın haykırışı: “Yahuu, adamlar 3000 yıl önce üşenmemiş çiviyle duvara yazı yazmış, bizimki de dokunmatik ekranda bir kelimelik mesajı atmaya üşeniyor!!!”
Mesaj demişken eskilerde erkekler hanımlarını evde bırakıp savaşa gidiyordu, kadınlar da 4-5 yıl eşlerinin yolunu beklerdi. Şimdi mesaja geç cevap vermeyeyim, hatun sinirlenmesin diye tuvalete bile telefonla gidiyoruz adamcağızlar…
-Çocukluğumuzda çalı süpürgeleri vardı… Anneler hem evin hem bizim tozumuzu alırdı, n’oldu ki onlara?
-Vefatından sonra insanların seni ne kadar çabuk unutacaklarını bilseydin, kesinlikle hayatını Allah'tan başkasını razı etmek için yaşamazdın…
Tüm bizi sinir edenlerin “Bunu buraya kim çağırdı yeaavv?” cümlesindeki "bu" olması dileğiyle, keyifli günler…


Ninem diyor ki; Başındaki fese bak, girdiği kümese bak!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.