Marketten gelen ebeveynlerin poşetinde abur cubur arayıp sadece temizlik malzemeleri gören çocuk gibiyim, öyle bir efkâr var. Devam etsin o vakit ortaya karışıklar…
-İnsanları delirtip delirtip 'Ben senin böyle biri olduğunu bilmiyordum' diyorsunuz. Yauuvv siz delirtmeden önce biz böyle biri değildik ki zaten.
-Şimdi sorsanız, matematiği zayıftır ama menfaatlerini hatasız hesaplar!
-Otobüse topluca binen teyzelerdeki kadrolaşma kimsede yok millî takımda bile; ‘Aysel sen şuraya otur.’ ‘Nermin sen çocuğu kucağına al.’ ‘Pakize sen de buraya otur.’
-Hayat felsefem; pudingi çay kaşığıyla yiyeyim de geç bitsin.
-Tuvalet kâğıdına kalp işareti koyan firmanın, alnından öpüyorum. “Aşk”ın ne olduğunu dümdüz anlatmışlar!..
-Küstüklerimden pişman değilim, aklım hâlâ ayıp olmasın diye konuştuklarımda!
-Şapşal kelimesini çok seviyorum. Çok şirin. Herkese şapşal diyorum, mesela dün dedeme 'dişlerin nerede şapşal' dedim. “Uslan artık zirzop!” dedi. Zirzop da güzel bak…
-Kapımızı çalanlara kapıyı açtık, sonra onlar içerde biz dışarda kaldık…
-Bir kadının fikrini değiştirmek istiyorsan, onunla hemfikir ol!
-Diplomat, bir kadının doğum gününü her zaman hatırlayan, ancak yaşını asla hatırlamayan bir adamdır.
-Telefonu %1'deyken şarja takınca kendimi final maçında son dakikada gol atarak takımına galibiyeti getirmiş futbolcu gibi hissedenler el kaldırsın.
-İlk ders beden eğitimi ise okula eşofmanla giden, son ders beden eğitimi ise eve eşofmanla dönen bir millet olarak olimpiyatlar bizim hakkımızdı!
-Sosyal medyada 13 yaşındaki kız 'hayatımı kararttın' diye durum atmış. Babası odasının ışığını söndürdü zaar!..
-Bence 2 diyetisyene birden gitmek lazım. Bir tanesinin verdiği yemekle karın doymuyor…
-Cips paketinin ağzına kadar dolu olduğu bir dünya istiyorum!
-Depresyon kadında şöyle ilerler; Bunalım... Bunaalım... Bunu alım... Bunu alayım... Bunu da alayım... Bunu al bunu... Al bunu da... Bunu da Bunu da...
Ninem diyor ki; Çoban güttüğü koyunun huyunu bilir.