Hasan Sarıçiçek

Ufuktaki TFF seçimi öncesi; "F.Bahçe, F.Bahçe'ye karşı"ymış gibi bir hava estiriliyor. Ama onca yıllık meslek tecrübem bana diyor ki, "Aziz Yıldırım'a rağmen Mehmet Ali Aydınlar'ın Futbol Federasyonu'na başkan adayı olduğu görüşüne nasıl inanılır?"

Malum; ufukta Futbol Federasyonu seçimleri var. Dost meclislerinde Mahmut Özgener, ''Ben yokum'' diyor.

Hayalimiz var... Tutkumuz var... Hedefimiz de var ama ciddiyetimiz az... Böyle oyun karakteri oturmamış bir takım nasıl etkileyici olur, maalesef ''takım'' gibi ''takım'' olamıyoruz. Ve böyle durumlarda devreye Arda gibi yıldızlar veya onun gibi bireysel yıldızlar giriyor.

Guus Hiddink'i bir gazetemiz "Turuva Atı"na benzetti. Niçin? Güya, milli yıldız Arda'yı danışmanlığını yaptığı Chelsea'ya tavsiye ettiği için.

Aykut Kocaman tarih yazdı. F.Bahçe kendi yetiştirdiği teknik adamla ilk defa şampiyon oldu, Başkan Aziz Yıldırım'ın yıllardır hayalini gördüğü düş gerçekleşti ve F.Bahçe makûs talihini yendi.

Çekirge misali mi, hayır! Denizli'de, Kadıköy'de kaçan şampiyonluğu bu defa Sivas'ta kaçırmadı, F.Bahçe. Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş.

Veda" desem veda değil. "Bir hoş seda" desem o da değil.

Önce şunu belirtelim; karanlık bir tünelden çıkan G.Saray'ın yolu hem uzun hem de çok meşakkatli.

Büyülendim! O ne muhteşem bir finaldi öyle!

Bu nasıl sevda ki, kendi canavarını kendi üretiyor da kimsenin gıkı çıkmıyor! Sözüm ona; spora taraftar! Bunların nesi spora taraftar?

İnanmak, başarmanın yarısıdır. Burak ve Umut golleri atıyor, Trabzonspor şampiyonluk için yılmadan iz sürüyor, tebrikler!

Nihat Kahveci, bu ülkede son dönemde yetişen birkaç sayılı yıldızdan biridir. Milli Takım, 2008'de Avrupa üçüncüsü oldu ise bu başarıdaki en büyük pay şüphesiz Nihat'ındır.

Hani, sonuç çıkmayacak şeyler için "Git meramını Marko Paşa'ya anlat" derler ya, işte Beşiktaş - G.Saray derbisi öylesine bir derbiydi, bazıları için. Fakat hayır! Beşiktaş'ın buna itirazı vardı.

Krallar da ağlar ama niçin? Neler neler anlattı, anlayabilene, İspanyol golcünün birkaç damla gözyaşı! O büyük kariyerin içliliğiydi, o pınarlardan düşen her damla yaş.

Bir adam bu kadar etki eder mi, maça; Konyaspor'da iki mutlak pozisyonu gol yapamayan Zayatte, etti arkadaş. Sakarlık ki ne sakarlık? Zayatte topa öyle bir el koydu ki, Beşiktaş'a sadece penaltı kazandırmadı, hem gol hem de prestijini kurtarmasına yardımcı oldu. Ama Konyaspor'un da umutlarını ziyan etti, Zayatte, yazık!.

Umutlar arttı... Artık, F.Bahçe'de Aykut Kocaman'ın teknik direktörlüğünü tartışan yok. Herkes F.Bahçe'nin gün be gün daha iyiye gittiğinde hemfikir. Ancak, Şampiyonlar Ligi için bu kadro yeterli mi, işte orası çok düşündürücü.

Adalet? Sanki terazide kantarın topuzu kaçmış gibiydi, neden mi, anlatacağım. Ne maçtı ama gerçek bir düello!

Dram ki, ne büyük dram! "G.Saray bu sezon kaç kupa kazanır?" hesabı yapılan günlerden geldiğimiz noktaya bakın; "G.Saray bu sezon ligde kalır mı, kalmaz mı?"

Şaşırdım! Stres bu kadar mı bozar bir takımı? Şampiyonluk mücadelesi veren Trabzonpspor, Arena'da az daha G.Saray'a yakalanacaktı! Burak yine sahneye çıktı, Kazım'ın atılmasıyla 10 kişi kalan G.Saray'ı devirdi ve yarıştan koparmadı Trabzonspor'u. Helal olsun! Seyircisiz maç; tuzsuz helva gibi çekilmiyor.

Yeni Sporda Şiddet Yasası, malum TBMM'den geçti. Yakında Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül beyefendinin onayına sunulacak. Ancak; yasanın daha bir olgunlaşması için bazı konulara dikkat çekelim istedim.