Hasan Sarıçiçek

Gazetecilik, herkesin bilip, görüp, yaşadığı ama fark edemediği şeyi veya fark ettiği halde sonuçlarını kestiremediği konuları daha çok bilgi vererek, büyük bir ilgi ve ciddiyetle takip ettirebilme sanatıdır.

Bayraklar, flamalar sandıktan çıkarılıp, ütülenmiş. Yaşlı - genç, küçük - büyük şölene hazırlanmış... Vestel Manisaspor'un kritik durumu kimin umurunda F.Bahçeliler, bir an önce şampiyonluk yarışında öne çıkıp, 100. yıl kutlamalarına daha bir coşku katmak için can atıyorlar. Kadıköy ayakta, Şükrü Saracoğlu Stadı bayram yeri gibi. Fakat ortada tuhaf bir durum var. Şölende heyecan katması gereken F.Bahçeli futbolcular gergin. Daha sahaya çıkarken yüzlerinden okunuyor bu halleri...

Bu yazının başlığı F.Bahçe adına "Gel de Alex'i arama" olmalıydı. Fakat, kafes içinde derbiyi seyreden F.Bahçe tribünlerinin görüntüsü başlığı değiştirdi.

Durum ciddi... Duygusallık ve fanatizme varan düşünceler, sona yaklaşılan Süper Lig'de hırsı, aklın önüne geçirmiş, futbolu özünden uzaklaştırmış.

Ertuğrul Sağlam'ın taktik dehası, Zico'yu tam mat etmek üzereydi ki son anda Brezilyalının kumarı beraberliği kurtardı.

Uyanık mı uyanık, karizmatik mi karizmatik, marka mı marka, sempatik mi sempatik! Medyatik mi medyatik! Kim mi, biraz sabır lütfen.

Aslında rekortmen 100 metreci sprinter hızında olması gereken F.Bahçe, Appiahsız ve Tümersiz kalınca bastonsuz ihtiyara dönüyor. Bu haliyle de ne kadar çabalarsa çabalasın son Bursaspor maçındaki coşkusunu yakalayamıyor.

24 Mart 2007!.. Türkiye'nin Atina'da Yunanistan'ı 4-1 yendiği maç; futbol, organizasyon ve iki ülke ilişkileri açısından tek kelime ile "Müthişti"...

Puan puanaymışız... Sakatımız, cezalımız çokmuş... Rakip de bizim gibi gol yememiş, onlar da liderlik hesabı yapıyorlarmış ne fark eder... Şartlar ne olursa olsun liderin adı değişmez! Lider Türkiye!..

Sevdalıyız!.. Ezana, bayrağa, taşa, toprağa, insana!.. Sevdalıyız!.. Kurda, kuşa!.. Sevdalıyız!..

"Güçlü olan kuralları koyar" anlayışının reklam spotlarına girdiği bir ülkede, güçlü olup da kaybetmek olur mu? Olmaz!..

Tenekeden pırlanta kalitesinde mücevher üretme becerisi gösteren bir usta işi eseri: G.Birliği OFTAŞ!.. Üç yılda iki basamak birden yükseldiler. Üçüncü Lig'den Lig A'ya geldiler. Ancak durmadılar... Daha ilerisini hedeflediler... Şimdi, Süper Lig yolunda ilerliyorlar. Tebrikler G.Birliği OFTAŞ!..

"Hoppala!.. Bu başlık da neyin nesi?" demeyin... Evet, F.Bahçe'nin gollerinin tümünü dün Alex atmadı. Hatta frikik ustası, frikik dahi kullanmadı. Ama öyle bir futbol resitali verdi ki, ancak oyun bu kadar mükemmel oynanabilir. Özetle F.Bahçe'nin girdiği her pozisyonun, attığı her golün hazırlığında Alex vardı.

İlerlemiş yaşı, güçlü atletik yapısı ve görkemli duruşuna rağmen hüzünlüydü Paşa. Dertli dertli konuşmaya başladı: "Kahroldum!.. Şu AZ Alkmaar'ı iki maçta da gördükten sonra UEFA Kupası'ndan elenişimizi içime hiç mi hiç sindiremedim!.."

Off ki... Off! Anlamak mümkün değil, şu bizim ligdeki yabancı teknik adamları!..

Aslında çerezine maçtı dün geceki mücadele Beşiktaş için. "İnönü'deki 4-0'dan sonra, Fortis Türkiye Kupası'nda tur verilmez" diye düşünen Tigana, "Geleceği kazanmak" adına Manisa'da on biri sahaya sürerken, farklı bir oyuncu tercihine yönelmişti.

Biri, "Ti"ye alıyor. Ama kim, kimi... Onu kestirmek mümkün değil! Beşiktaş'ın Trabzon mağlubiyetine, Türk sporunun en medyatik adamı Tigana'nın getirdiği yorum şu: "Ersen Martin'e yenildik!"

Başlangıç müthişti!.. İki top sihirbazı Tümer ve Alex'in taze sıkılmış portakal tadındaki o harika golleri! Fırtına gibi bir tempo ve ilk yarıda girilen 5 net pozisyon... Hangi birini anlatayım size?...

Görmek istemiyorlar!.. Kriz ortamındaki arayışlarıyla Zico'nun, Sakaryaspor karşısına sürdüğü F.Bahçe on birinin ürettiği kendine has güzellikleri görmek istemiyorlar!.. O yüzden, UEFA Kupası'nda Az Alkmaar ile Perşembe günü oynanacak olan rövanş maçına destan yazmak yerine nasıl ağıt yakacaklarını plânlıyorlar. Oysa, F.Bahçe'nin kendine özgü güzellikleri ortada... Büyük usta Tümer'in ön liberodaki harika oyunu ve can kurtaran gibi ortaya çıkışı, Önder ve Lugano'nun katılımı ile F.Bahçe'nin savunmada güçlenişi, rakibe pozisyon vermesine rağmen gol yemeyen takım güvenini yeniden kazanışı takdire şayan gelişmeler!..

Hani, güreşte bir tabir vardır, "Kendi oyununa yenik düşmek" diye... Fener de öyle ofsayta düştü. Hem de kendi oyunuyla... Fakat.. Sonunda doğruyu buldu ve hüsranı destana çevirdi de o lüzumsuz ofsayt taktiği yüzünden, UEFA Kupası umutlarını suya atmadı.