Gönül alan bir hizmet...

A -
A +

"Şam'da ayakkabı tâmir eden Ali bin Muvaffak adında biri vardı. O, hacca gitmeye niyet etmişti, fakat gidemedi. Lâkin haccı kabul edildi. Altı yüz bin hacıyı da ona bağışladılar!"

 

 
Abdullah bin Mübârek hazretleri, ilim ve edep deryası bir zat idi. Senelerce İmâm-ı a'zam hazretlerinin sohbetlerinde bulunarak kendisini yetiştirmişti. Haramlardan çok sakınır, gecelerini ibâdet ile geçirirdi. Emin ve güvenilir bir kimse olup, dinde her sözü senet idi. Ticâretle uğraşır ve kazandıklarının çoğunu fakirlere dağıtırdı. İslâmiyetin yayılması ve korunması için yapılan harplere de katılırdı. Çok talebe yetiştirdi. Birçok kere hacca gitti...

Bir sene hacdan sonra rüyasında, gökten inen iki melekten birinin diğerine; "Bu sene kaç kişi hacca geldi?" dediğini duydu. Öbür melek; "Altı yüz bin kişi" dedi. "Peki kaç kişinin haccı kabul edildi?" O da; "Bunlardan hiçbirinin haccı kabul edilmedi" diye cevap verdi. Abdullah bin Mübârek hazretleri buyurdu ki:

Bunu işitince, üzerime büyük bir sıkıntı çöktü. Dedim ki: "Bunca insan, bunca zahmet ve meşakkate katlanıp dünyanın her tarafından hacca geldiler. Çöller aşarak zor şartlarda büyük sıkıntılara katlandılar. Bütün bu emekler boşa mı gidecek?" Bunun üzerine o melek; "Şam'da ayakkabı tâmir eden Ali bin Muvaffak adında biri vardır. O, hacca gitmeye niyet etmişti, fakat gidemedi. Lâkin haccı kabul edildi. Altı yüz bin hacıyı ona bağışladılar da hepsinin haccı kabul edildi" dedi... 

Bunu işitince uykudan uyandım ve "Gidip o zâtı ziyâret etmeliyim!" dedim. Arkadaşlarımdan ayrılıp, Şam kâfilesine katıldım. Şam'a gidince, o zâtın evini araştırıp buldum.

Kapıyı çaldım. Bir kimse kapıya çıktı. Adını sordum. "Ali bin Muvaffak" dedi. İsmimi sordu. "Abdullah bin Mübârek" deyince, feryât edip kendinden geçti. Ayılınca, gördüğüm rüyâyı kendisine anlattım ve "Bana nasıl hayırlı bir amel işlediğini anlat" dedim. O da anlattı:

“Ben ayakkabı tâmircisiyim. Otuz seneden beri hacca gitmeyi arzu ederdim. Bu işimden, otuz senede üç yüz dirhem gümüş biriktirdim. Bu sene hacca gidecektim.

Hanımım hâmileydi. Komşu evden burnuna yemek kokusu gelince; komşudan yemek istememi söyledi. Gidip, onun arzusunu bildirdim. Komşum ağlayarak şöyle dedi:

-Ey Ali bin Muvaffak, bizim bu yemeğimiz size helâl değildir. Çünkü üç gündür, çocuklarım bir şey yememişlerdir. Bütün Şam şehrinde hiçbir iş bulamadım. Kimse bana iş vermedi. Ölü bir hayvan gördüm. Zaruret miktârınca ondan bir parça kesip getirdim. Çocuklara yemek pişiriyorum. Size helâl olmaz! 

Bunu duyunca içime bir acı düştü. Hac için biriktirdiğim gümüşleri getirip verdim ve; "Bunu çocuklarına nafaka yap, haccımız bu olsun!" dedim.

Bunun üzerine Abdullah bin Mübârek hazretleri, "ElhamdülillahAllahü teâlâ, doğru rüyâ gösterdi" buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.