Hırsızlık ve bir malı gasbetmek

A -
A +
Başkasının malını çalarak veya gasbederek, mal ve para sahibi olmak çirkin bir davranıştır. İnsan, elinin emeği ve alnının teriyle kazandığını yemeli, kullanmalıdır.
 
Dinimizin haram saydığı kazanç yolları: -4-
Dinimizde, yenilmesi ve kullanılması haram olan kazançlardan biri de hırsızlık ve gasp, yani zor ile ele geçen mallar ve paralardır. Başkalarının malını, gasbederek, yani zorla elinden alarak veya çalarak, faiz, kumar, rüşvet, zulüm ve hıyanet yollarından biri ile ele geçirenin bunu yemesi; her türlü kullanması haramdır, günahtır. Bunları, kendisindeki helal mal ile karıştırması da habis, kirli mülk olur. Bu habis/kirli mallarda bulunan haram malları, sahiplerine veya bunların vârislerine ödemek lazımdır. Kendisini veya değerini ödedikten sonra kullanmak, yemek helal olur.
Başkasının malını çalarak veya gasbederek, mal ve para sahibi olmak çirkin bir davranıştır. İnsan, elinin emeği ve alnının teriyle kazandığını yemeli, kullanmalıdır. Helal kazanç böyle olandır. Haramlardan sakınmaya takva denir. Allahü tealanın yanında en şerefli, en üstün kimseler, haramlardan sakınanlardır.
Hırsızlık yaparak veya zor kullanarak ele geçen malda kul hakkı olur. Üzerinde kul hakkı bulunan kimsenin ibadetlerini, Allahü teala kabul etmez. Bu haklardan kurtulmadıkça cennetine sokmaz. Hakiki bir Müslüman, yalan ile, hile ve sahtekârlıkla, alışverişe hıyanet karıştırarak mal kazanmayı aklından bile geçirmez. Sevgili Peygamberimiz, (İnsan, tam ve olgun bir Müslüman olduğu hâlde hırsızlık yapamaz) buyurdular. 
Başkasına ait olan bir kuruşu çalmak ile, bin lirayı, hatta milyonları çalmak arasında fark yoktur. Hepsi günahtır. Hırsızlık, toplumda insanın yüz karasıdır. Peygamber Efendimiz, (Haksız bir iddia ile kendisinin olmayanı, kendisinin yapmaya çalışan kimse, benim ümmetimden değildir. O, kendisine cehennemde yer hazırlasın!) buyruldu...
Muhtaç kalan kimse hırsızlık yapmamalıdır. İş bulmalı, çalışıp kazanmalıdır. İhtiyacını giderinceye kadar malı, parayı borç istemelidir. Ödemek niyetiyle borç isteyene, Allahü teala yardım eder. 
Hırsızın biri, Seyyid Taha-yi hakkari hazretlerinin ambarına girip bir çuval un almak ister. Çuvalı doldurur, fakat kaldıramaz. Biraz boşaltır. Yine kaldırıp götüremez. O sırada Seyyid Taha hazretleri ambara gelir ve hırsıza, “Ne o, çuvalı kaldıramıyor musunuz? Yardım edeyim” buyurur. Hırsız, Seyyid Taha hazretlerini karşısında görünce donakalır. Bir şey diyemez. Seyyid Taha hazretleri çuvalı kaldırıp hırsızın sırtına yükler ve ona; “Bunu al, git! Bizim adamlarımız görmesin. Belki canını yakarlar. Bir daha ihtiyacın olursa ambara değil, bize gel!” buyurur ve onu gönderir. Hırsız da yaptığı işe tevbe edip, bir müddet sonra onun talebelerinden olur...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.