İman devamlı ve sabit olmalıdır...

A -
A +
İmanın sahih ve makbul olması için, devamlı ve sabit olması şarttır. Aklı olan herkes bülûğa erdiği andan, son nefesine kadar her an iman üzere olmalıdır.
 
 
İmanın sahih ve makbul olmasının şartları -1-
İman, bizleri yoktan var eden Rabbimize olan bağlılığın, sevginin  ve teslimiyetin, dil ile ikrarı ve kalp ile tasdiki olup, bunu mümkün olduğu kadar hareket ve davranışlarımızla belli etmektir. İman, Onun varlığına  ve birliğine inanmak, Ondan gelen her şeyi şek ve şüphe etmeden  kabul etmektir. Bütün bunlara, son Peygamber Muhammed aleyhisselamın haber verdiği gibi inanmaktır.
İmanın sahih ve makbul olması için, devamlı ve sabit olması şarttır. Aklı olan herkes bülûğa erdiği andan, son nefesine kadar her an iman üzere olmalıdır.  Peygamber  Efendimiz, daima (Allahümme yâ mukallibel-kulûb. Sebbit kalbi alâ dînike) yani, (Ey kalpleri döndüren Allahım! Benim kalbimi dininde sâbit eyle!) diye dua eder ve (Son sözü, ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah’ olan kimse muhakkak Cennete girer) buyururlardı. Bunun için, hep iman üzere yaşamalıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz de, (Nasıl yaşarsanız, öyle ölürsünüz!) buyurdular. Allahü teala bütün kullarına iman etmeyi, iman ile yaşamayı ve iman ile ölmeyi emretti. Sonsuz saâdete kavuşmanın tek yolu, Müslüman olmaya ve Müslüman olarak ölmeye bağlıdır. Bunun da yolu, ömründe bir  kere (Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah) demeli ve sabah-akşam bunu tekrar ederek imanını tazelemelidir. Müslüman olduğunu tanıdıklara ve meleklere bildirmek için de, (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh) söylemelidir.
Erkek olsun, kadın olsun, her insanın, her sözünde, her işinde, Allahü teâlânın emirlerine, yani farzlara ve yasak ettiklerine/haramlara uyması lâzımdır. Bir farzın yapılmasına, bir haramdan sakınmaya ehemmiyet  vermeyenin imanı gider, kâfir olur. Kâfir olarak ölen kimse, kabirde azap çeker. Âhirette Cehenneme gider. Cehennemde sonsuz yanar. Affedilmesine, Cehennemden çıkmasına imkân ve ihtimâl yoktur. Kâfir olmak çok kolaydır. Her sözde, her işte kâfir olmak ihtimâli çoktur. Küfürden kurtulmak da çok kolaydır. Küfrün sebebi bilinmese dahi, her gün bir kere istiğfar etse, yani (Estagfirullah) dese, muhakkak affolur, yani, (Yâ Rabbî! Bilerek veya bilmeyerek küfre sebep olan bir söz söyledim veya iş yaptım ise, nâdim oldum, pişman oldum. Beni affet!) diyerek tevbe etse, Allahü teâlâya yalvarsa, muhakkak affolur. Cehenneme gitmekten kurtulur. Cehennemde sonsuz yanmamak için, her gün muhakkak tevbe ve istiğfar etmelidir. Bu tevbeden daha mühim bir vazife yoktur. Kul hakkı bulunan günahlara tevbe ederken, bu hakları ödemek ve terk edilmiş namazlara tevbe ederken, farzları kaza etmek lâzımdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.