Âhirete imanla gitmenin çareleri vardır...

A -
A +
Sonsuz saâdete kavuşmanın tek bir yolu vardır. O da, son nefesini imanla vermiş olabilmektir.
 
Dilimizin âfetleri -5-
İnsanın dili veya diğer organları ile işlediği her günâh, îmânı tehlikeye sokmaya sebep olabilir. Ama şu üç günâhın tesiri daha kuvvetlidir: 1-İmân nimetine şükretmemek. 2- İmânın gitmesinden korkmamak. 3- Müminleri incitmek, kalblerini kırmak. İnsanın en kıymetli varlığı imânıdır. Bunu korumak için her türlü gayreti göstermesi lâzımdır. Sonsuz saâdete kavuşmanın tek bir yolu vardır. O da, son nefesini imanla vermiş olabilmektir. Bunun zıddı olan ebedî felâketin sebebi de, bu iman nimetinden mahrum olarak dünyaya veda etmiş olmaktır. Bir insan Kelime-i şehâdet söyleyerek son nefesini verebilmiş ise Rabbimizin en büyük nimetine kavuşmuş demektir. Bu nimete kavuşmanın da bazı şartları vardır. Başlıcaları şunlardır:  
1- İmân sahih ve makbul olmalıdır. İmanın geçerli olabilmesi için dinin bütün emirlerine inanmak lâzımdır. Meselâ kişi, "Ben dinin her emrine inanıyorum, ancak görmediğim şeylere inanmam. Cinleri görmediğim için inanmam" derse, dinin tamamına inanmamış olur. Bu kimse, sabahlara kadar namaz kılsa, oruç tutsa, herkese iyilik yapsa bunların hiçbir faydası olmaz.
2- İmanda şüphe olmaz. Şüpheli olan şeye imân denmez. Meselâ bir kimse, "Ben öldükten sonra dirilmeye inanıyorum; ama, bu kadar insan nasıl dirilecek, hepsinden hesap nasıl sorulacak?" diye tereddüt ederse, o kişi âhirete inanmamış olur. Bu düşüncede Cenab-ı Hakkın kudretinden şüphe vardır...
3- İmanını muhafaza etmek ve imânla âhirete göçmek isteyen kimse, Ehl-i sünnet itikâdında olmalıdır. Diğer bozuk fırkalarda olanların böyle büyük bir nimete kavuşabilmeleri oldukça zordur. "Ben Ehl-i sünnet itikâdındayım" demek, "Peygamber Efendimiz ve Onun Eshab-ı kiramı, şanlı sahâbesi nasıl imân etmiş ve nasıl inanmış ise, ben de öyle inandım" demektir...
4- İnsanın son nefeste imansız gitmesine sebep olan şeylerden birisi de; dil, göz, kulak, el, ayak, karın, ferç ve kalb gibi organlarını, haram ve günahlardan korumamaktır. İşte bunun için insan, dilini her türlü pis ve çirkin olan sözleri söylemekten çok sakınmalıdır. Ya hep hayır söylemeli veya susmalıdır.
5- İnsan, kendisini küfürden muhâfaza etmesi için, Allahü teâlâya çok dua etmelidir. Hadîs-i şerîfte, (Şirkten sakınınız. Şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîfteki şirk, küfür demektir. "Bu kadar gizli olan şeyden korunmak nasıl olur?" denildiğinde, (Allahümme innâ ne’ûzü bike en-nüşrike-bike şey’en na’lemühû ve nestağfirüke limâ lâ-na’lemühû, duasını okuyunuz!) buyuruldu. Bu duayı sabah ve akşam çok okumalıdır. Mânası: “Ey Allahım! Bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz şirkten, küfürden sana sığınıyoruz ve bağışlamanızı istiyoruz.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.