"Altılı Masa"nın ayakları kırılıyor!..
Siyasi kulislerde, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş'ın adaylığı ile ilgili olarak "Altılı Masa Yavaş’ı aday göstermezse ben gösteririm" açıklaması konuşuluyor.
Akşener’in hesabı adaylık için daha güçlü olduğuna inandığı Mansur Yavaş’ı Başkanlık adaylığında öne çıkarmak değil, altılı masa ortaklığına karşı İYİ Parti tabanında giderek güçlenen rahatsızlığın yol açacağı partiden kopmaları önlemek.
Nitekim CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in HDP’ye yönelik bakanlık açıklamalarına tepki gösteren İYİ Parti Yozgat İl Başkanı Metin Özışık “PKK'ya bakanlık verilebilir diyen bir zihniyetle aynı masada olmayı kabullenmem mümkün değildir” diyerek görevinden istifa etti.
Altılı masanın neyin peşinde olduğunu anlamak için “HDP’ye vekillik vaadi” yeterlidir, zaten ilk cürmü değil sonuncusu da olmayacak. Seçmene durum vaziyeti anlatmak için ilave söz söylemek boşundadır.
Gürsel Tekin kuyuya bir taş attı şimdi çıkarmaya uğraşıyorlar. Vaziyeti düzeltmek için hamleler yapsalar da boşuna, mızrak çuvala sığmıyor…
Tekin'in 'HDP'ye bakanlık vaadi' sonrası bir aklama hamlesi de Yavuz Ağıralioğlu'ndan geldi.
Ağıralioğlu “Gürsel Bey, aklına geleni konuşma hevesi yüzünden bizi münasebetsiz soruların odağı hâline getiriyor. Kiminle yol yürüyeceğimize, kiminle hükûmet olacağımıza, kiminle mesafeli olacağımıza kendisi karar veren bir partiyiz. Bizim kırmızı çizgilerimizi doğru anlaşılsın diye ifade ettik. Terörle mesafesini kim ayarlayamıyorsa babamız olsa bile aynı mesafeyi koymayı prensip olarak belirliyoruz” dedi.
Ardından, HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, “Bizim 6’lı Masa’dan herhangi bir bakanlık talebimiz olmadı. Bu bizim dışımızda başlamış bir tartışma. Herkesin lafını ölçüp biçip konuşmasını öneriyoruz. Muhalefet içinde ikbal avcılığına soyunmuş kişiler, bizim üzerimizden kendi politik pozisyonunu oluşturmaya çalışıyorlar” dedi.
Oysa Saruhan Oluç yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken kendisine yöneltilen “Ekrem İmamoğlu’na açık destek verdiniz. İmamoğlu’ndan, CHP’li diğer belediyelerden beklentiniz var mı?” sorusuna “Biz hiçbir şekilde meseleye böyle bakmadık, bakmayız da zaten. Bir seçim taktiği belirledik, gerekçesini de açıkladık: İktidar ittifakının iktidar alanını daraltmak” cevabını vermişti.
Bunun açıklaması şudur: Altılı Masa ve ortaklarının izledikleri yol; seçmen tabanlarında HDP ile yapılacak ittifaka karşı gösterecekleri tepkiyi göze alamadıkları için ortaklığı masa altından yürütmek!..
Bütün bu aklama, paklama operasyonları tam da; terör örgütü PKK'nın Türkiye'nin hafızasından silinmek üzere olduğu dönemde yaşanıyor. Süleyman Soylu’nun "Artık yeni bir Türkiye konuşmak lazım. Bunu konuşturacak olan PKK değildir, kalıntıları değildir, siyasi uzantıları, terk ettiğimiz eski sistemler değildir, eski Türkiye’nin kabulleri değildir" dediği dönemde kendi siyasi varlıklarını güçlendirmek için HDP üzerinden örgüte hayat öpücüğü veriyorlar.
Önceki gün, gazetemize konuşan AK Parti Grup Başkan Vekili Yılmaz Tunç, Millet İttifakı’nın sahada bir karşılığının bulunmadığını, 6’lı Masa’nın söylemlerinin milleti rahatsız ettiğini belirterek “Vatandaş ‘6’lı Masa’dan bir şey olmaz’ diyor. Millet 20 yıllık kazanımların farkında. Vatandaş da, ‘Recep Tayyip Erdoğan zorluklar karşısında bizi sahipsiz bırakmaz. Bütün tedbirleri alır” demişti.
Ne var ki, “Şayet bu partilerin, ittifak hâlinde olmalarından tabanlarının rahatsız olarak sandığa gitmeyeceklerini yahut oy vermeyeceklerini zannediyorsanız, kanaatimce fena yanılırsınız” görüşünde olanlar da var.
Bu kanaati ciddiye almamızı gerektiren; iktidar tarafının ülkedeki her sorunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çözmesini bekleme alışkanlığıdır. Ayrıca, bu olup bitenleri millete anlatma sorumluluğu da sanki ekranlarda anketörlerle güvenlik uzmanlarına ihale edilmiş gibi.
Tamam, “Vatandaş bu Altılı Masa denilen ayakları kırık yapıdan bir şey olmaz” diyor da, “sen neredesin?..”