Siyasette “ara eleman” sıkıntısı…

A -
A +
 
 
Son günlerde medyada, Türkiye’de özellikle emek-yoğun sektörlerde ara eleman probleminin giderek büyüdüğü haberleri sıkça yer alıyor. Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşü birçok sektörde eleman açığına yol açmış. Uygun maaşla mülteci çalıştıran işverenler “Şimdi eleman bulamıyoruz, Türk işçiler yüksek ücret istiyorlar…” diyorlar.
Bu “ara eleman” yokluğu sadece sanayicileri değil siyasi partileri de zorluyor.
Yokluğundan dert yandığımız ara eleman; diplomadan ziyade beceri odaklı, nitelikli iş gücünün adıdır.
Siyasette “ara eleman” derken, siyasi parti kurmaylarını, seçimlerde aday olmak isteyen belediye başkanları, il başkanları, mevcut ve eski milletvekilleri ile bürokratları kastetmiyorum. Sanayide makine ve ürün ile siyasette ise insanlarla, halkla yüzleşen kişidir.
Siyaset aktörleri; icraatlarıyla, vaatleriyle kendilerini hedef kitlelere anlatmaya ve toplumu ikna için çeşitli aracılar kullanırlar. İktidara talip olan siyasal partilerin başarısı; toplumun farklı kesimlerine erişim ve ikna etmek amacıyla kendini anlatmasına bağlıdır. Toplum, kendilerine gelen mesajlara inanırlar veya inanmazlar sonuçta kanaatlerini ortaya koyarlar.
Bu mesele nereden açıldı? Diyorlar ki; “2023 seçiminde ‘kullanılacak dil’in çatışmacı mı yoksa uzlaşmacı mı olacağı seçim sonuçlarını belirleyici olacaktır…” Dilin uzlaşmacı olmasında herkes hemfikir de o uzlaşmacı dili kim kullanacak? Bütün siyasi partiler kurmay dolu, halka inecek “ara eleman” aranıyor!
AK Parti’nin seçim kampanyası, “Halka hükümdar değil hizmetkâr olarak gitme” üzerine kurulacakmış.
Daha önce hangi siyasi parti lideri milletin karşısına hükümran olmak havasıyla çıktı? Hatırlayan var mı?.. En güçlü zamanlarında Süleyman Demirel “Çoban Süleyman” Bülent Ecevit “Halkçı Ecevit” kimliğiyle meydanlara çıkmıştı.
AK Parti’nin yeni politikalar üretmek adına bir süre önce strateji ekibi oluşturduğu haberi yenilendi. Hatırlanacağı üzere AK Parti 2021 Kasım ayında sahadan gelen raporları analiz ederek politika geliştirecek, seçim stratejileri izleyecek bir strateji ekibi kurmuştu. Strateji ekibinin yerelde de oluşturacağı “alt birimler” belirlenen parti politikalarını taşrada uygulayacak/anlatacak.
Bu “uygulama ve alt birimler” sözünün ne anlama geldiğinden ve mesajların kimler tarafından seçmen tabanına taşınacağından farklı anlamlar çıkaranlar var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisine verdiği seçim mesajı açık ve anlaşılır:
"Sizden, özellikle gençlerimizden tempolarını biraz daha artırmalarını bekliyorum. Hanım kardeşlerimizden kapı kapı dolaşmalarını istirham ediyorum. Tüm teşkilat sizlerden en ücra yerleşim yerlerine kadar tam saha pres yapmanızı özellikle rica ediyorum. Milletimizle irtibatımızı ne kadar güçlü tutarsak, parti olarak geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz…"
Muhalefet farklı yerde duruyor, zayıf halkası daha farklı. İktidar olma yolunda siyaset dışı aktörlerden beslenmek, havalecilik, himayecilik muhalefetin geçmişten gelen alışkanlığı. Hem enflasyon ve diğer sıkıntıların çözümü ile ilgili bir programı hem de bunu yapacak kadroları mevcut değil. Zaten böyle bir dertleri de yok.
Bu defa da seçim umudunu pandemi, küresel kriz, Ukrayna-Rusya savaşının alan daraltması, enflasyonun verdiği hasara bağlamış görünüyor. Bütün çabaları, iktidar olmak değil iktidarı yıkmak!.. “Hele gitsinler gerisini düşünürüz…” havasındalar.
Seçmenin ne düşündüğüne gelince; şu kadarını söyleyebiliriz ki; oturduğu yerden tabanı okumaya çalışanlara inat “Çok daha farklı ve fazlasını düşünüyor…” okumak için yakın durmak lazım…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.