Kafa karıştıran ifadeler...

A -
A +

Medyanın iyice yaygınlaşan özensiz ve dikkatsiz üslubu yüzünden, aslında son derece açık ve net olan hüküm ve statüler, nedense hep spekülasyon konusu oluyor. Zira, kişiler ve kurumlar arası münasebetler, her seferinde izaha muhtaç, vatandaşın kafasını karıştıracak ifade ve kavramlarla sunulduğundan, işin aslının gerçekte ne olduğu noktasında sürekli tereddütler hasıl oluyor... Bu son derece garip durumun sebebi ne ola? Mesela Irak konusunda, ardı arkası kesilmeyen polemikler hep benzer şekilde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel kurumları arasındaki münasebetlerde, aslı astarı olmayan görüş ayrılığı veya yetki karmaşasının hüküm sürdüğü varsayım ve iddialara dayandırılıyor... Neymiş efendim, hükümet risk almak istemiyormuş, topu askerlere atıyormuş, asker de hükümetin kararsızlığından rahatsızmış, bir an evvel hükümetin karar vermesini istiyormuş... Yok efendim, hükümet aslında Meclis'in uhdesinde bulunan, yabancılara üs ve limanlarda inceleme izni verme yetkisini kullanmış da!.. vs. vs. Acaba işler bu kadar keyfe keder ve basit mi? Tabii yetkililer de çoğu kere, gerekli bilgileri verip yeterince açıklamada bulunmayınca, vatandaşın kafa karışıklığı devam ediyor. Son MGK toplantısından sonra atılan bazı gazete manşetleri yine bu minval üzre kafa karıştırıcı idi... Altı-üstü iyi beslenmeyen bu manşetlere bakıldığında, bilmeyenlerce (Her vatandaş her şeyi, mesela Anayasanın milli savunma ve milli güvenlik ile ilgili hükümlerini bilmek zorunda ve durumunda değildir.) sanılır ki Milli Güvenlik Kurulu yep yeni esaslar ihdas etmiş, hükümet ile meclis arasında yetki dağıtımında bulunmuş, kısacası Anayasada zaten var olan hükümler sanki yeni getirilmiş. Böyle sakil yansımalar, her defasında vatandaşın yanlış zehaba kapılmasına yol açtığı halde, ne hikmetse bundan rahatsızlık da duyulmuyor? Evvele şunu soralım; Acaba iddia edildiği gibi hükümetin risk almamak gibi bir lüksü olabilir mi? Anayasa'nın milli savunma ile ilgili 117. maddesi bakınız ne diyor; Madde 117: "Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur. Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin Komutanı olup, savaşta başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir. Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulu'nun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur. Milli Savunma Bakanlığının, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları ile görev ve ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir." Bir de savaş hali ilanı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme ile ilgili 92. maddeye bakalım; Madde 92/1: "Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ilanına ve Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası anlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı ülke silahlı kuvvetlerinin Türkiye'de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir." Görüldüğü gibi her şey açık ve net. Meclis veya Hükümet veya Silahlı Kuvvetlerin, Anayasa tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri yerine getirmemesi, kullanmaması veya savsaklaması mümkün mü? Böyle bir şey olabilir mi? Anayasa'nın değişik 118. maddesi ile konumu belirlenen Milli Güvenlik Kurulu ise, icracı bir organ olmayıp, sadece tavsiye niteliğinde kararlar alabilir. "Kurulun, devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar, Bakanlar Kurulunca değerlendirilir." Anayasa maddelerini bu kadar detaylı vermemizin sebebi, açık hükümlere rağmen, vatandaşın kafasını karıştıracak ifade şekillerine ve zaman zaman "saçmalık" raddesine varan bazı yorumların lüzumsuzluğuna ve zararlarına işaret etmektir. En temel meselelerde bile vatandaşı yanıltanlar, ne kadar ahlaki davranıyor acaba?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.