"Güven bunalımı..."

A -
A +

Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün, ABD sefirinin yüzüne karşı üzerine basa basa söylediği gibi, Türk-Amerikan ilişkileri elli senelik geçmişinin karşılıklı güven bakımından en derin krizi içinde bulunuyor... Bu noktada, dış politikadaki retorik ve reelpolitik kavramlarını her zamankinden daha titiz irdelemek gerekiyor. Yani birilerinin laf olsun diye, "Türkiye ile ABD müttefiktir veya bir zamanlar stratejik müttefik idi" türünden beyanda bulunması, yahut iki ülke ilişkilerine her zaman değer verdiklerini, ne bileyim mesela Türkiye'nin önemli bir ülke olduğunu, bunu gözardı etmediklerini filan dile getirmesi, şu günlerde diplomasi açısından da pratik bir sonucu sözkonusu olamaz... Hani Türkçe'de bir deyim vardır; "Zırva tevil götürmez" diye. Kuzey Irak'ta ABD'nin de taraf olduğu mutabakat çerçevesinde görev yapan askerlerimize reva görülen, Ecevit'in "düşmanca ve terbiye dışı", Bahçeli'nin "küstahça" dediği muamele, nereden bakarsanız bakın ittifak ölçüleriyle, dostlukla, hukukla ve milletlerarası nezaketle bağdaşması imkansız bir davranıştır. Dolaysıyla bunun herhangi bir şekilde tevili mümkün değildir. Taliban veya Irak askerlerine yaptıkları gibi, bürodaki asker-sivil herkesin kafasına çuval geçirmeleri, ellerini plastik iple bağlamalarının hiçbir şekilde izahı yoktur. Olayda rol alanların sorumluluk derecesinin düşük veya yüksek olması, olayın askeri inisiyatifle gerçekleştirilmiş olması (Ki, öyle olmadığı, Pentagon'un bilgisi dahilinde cereyan ettiği giderek yaygınlık kazanan bir kanaattir), sözümona suikasta dair istihbarat vs, bunların hiçbirisi Amerikan Yönetiminin sorumluluğunu azaltmaz. Dolayısıyla eğer söyledikleri gibi, gerçekten Türkiye'nin müttefikliğine ve dostluğuna değer veriyorlarsa bu çirkin olayın her yönüyle soruşturulup, sorumlularına da gereken müeyyidenin uygulanması gerekir. ABD bunu yapar mı? Geçmişteki hadiselere bakılırsa, (Muavenet olayını hatırlayın) böyle bir şeyi beklemek saflık olur. O zaman da şunu anlamak gerekiyor; Amerika yeni durumda yeni müttfiklerle, mesela kürtlerle daha da yakınlaşabilmek için Türkiye'yi gözardı ediyor... Bu kendisinin bileceği bir şey. Böyle bir hesabı yapan sonucuna da katlanır. Türkiye'de kendi hesabını gözden geçirecektir. Meselâ, elli küsur seneden beri NATO şemsiyesi altında veya ikili ilişkiler çerçevesinde, Org. Özkök'ün ifadesiyle, "Omuz omuza savaştığı, omuz omuza görev icra ettiği" ABD'ye ve askerlerine bu saatten sonra güven duyup duymama hususunu irdeleyecektir. Daha önce çok söyleyip yazdığımız bir konuyu tekrarlayalım; Dünya Amerika'dan ibaret değildir. Ve Amerika bütün Dünya'yı burnundan yakalayıp sürükleyemeyecektir. Bu kesin. Bunu yapamayacağının emarelerini Irak vesilesiyle müşahede ediyoruz. Amerika'nın bilmek durumunda olduğu bir noktayı da burada belirtelim. Türkiye, şartlar ne olursa olsun, ABD'nin planları nasıl olursa olsun kendi menfaatlerini korumasını bilebilecek bir ülkedir. Yani demek istiyorum ki, Türkiye ne Suriye'dir, ne Irak'tır, ne İran'dır. ABD Türkiye'ye artık ihtiyaç duymayabilir. Bu doğaldır. Ama büyük devlete yakışmayacak tarzda hareket herkesten önce Amerika'ya kaybettirir. Amerika çok geçmeden bunu görecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.