Türkiye'nin gücünü bilmek...

A -
A +

Süleymaniye olayı" etrafında yapılan tartışmalara baktığımızda, Türkiye'nin stratejik öneminin değerlendirilmesi ve milli gücünün kestirilmesi veya tahmin edilmesi veya hesaplanması noktasında ciddiyet ve titizlikten ziyade, öteden beri devam eden gelişigüzel varsayımlara dayanıldığını görüyoruz... Böyle olunca da, çözüm diye ortaya getirilen tekliflerin ileriye dönük uzun vadeli ve milli menfaatleri kollayan basiretli, cesaretli ve kararlılık gerektiren düşünceler olmadığı hemen anlaşılıyor! Gazete sütunlarında, televizyon ekranlarında, fikir erbabı, kanaat önderi, resmi veya gayri resmî statüdeki uzmanların ekseriyetinin çözüm diye önerdikleri, günü kurtarmaya dönük, risk almaktan kaçınan, risk almadığı için de menfaatleri korumada etkili olamayacak, klasik pasif dış politika (ki, şimdiye kadar hep zarar gördüğümüz ve bundan dolayı da yakındığımız"nın yeni versiyonları... Bu cümleden olarak "Bir an evvel Kuzey Irak'tan çekilelim, yoksa başımıza daha kötü şeyler gelir. Zaten biz Irak'ta treni kaçırdık vs." feryatları son günlerde yeniden yükselmeye başladı. Ortada pek çok yanlış var ama, isterseniz biz yazının başlığına dönelim; Türkiye'nin gücünün değerlendirilmesinde her daim ifraf ve tefrit sözkonusu. Yani bazılarımız "Bir Türk dünyaya bedeldir!.. Biz yedi düvele karşı savaşmış bir milletiz. Kimse karşımızda duramaz..." hamasetiyle kendimizi kandırıp avuturken, bazılarımız da; "Biz zaten ölmüşüz ağlayanımız yok. Biz adam olmayız, bizi kurtaracak olan Amerika'dır veya Avrupa'dır..." türünden ümitsizlik, ufuksuzluk ve bedbinlik içerisinde çarpınıyor... Her iki durum da sakat. Gerçek yukarıda belirttiğimiz her iki halin de dışında. Ama bu gerçeği doğru tesbit edip ona göre hareket etmek önemli. Gücü sadece ekonomi olarak değerlendirenler, diyorlar ki, biz bitik vaziyetteyiz. ABD'yi kızdırmayalım. Zaten o artık bizim komşumuz. Başımıza ne getireceği belli olmaz. Uslu duralım belki bize acır da yeniden müttefik muamelesi yapar. Evet kabaca böyle diyorlar veya böyle demek istiyorlar. Bunlar Amerika'nın Irak'taki statüsünü de yanlış değerlendiriyorlar. Sanki ABD Irak'ı ilhak etmiş gibi düşünüyorlar. Oysa ABD Irak'ta "işgalci" durumda. Bu statü BM Güvenlik Konseyi kararı ile de tescil edildi. Dolayısıyla "işgalci" olmak ne kadar süreklilik arzeder? Yarın ABD tası tarağı toplayıp giderse biz kimle komşu olacağız? Hatırlayınız 1982'de Lübnan'da 18 yaşında bir kızın bomba yüklü araba ile ABD karargahına dalıp 200'den fazla askeri öldürmesiyle, bu ülke nasıl apar topar askerlerini çekmişti... Yani ABD süngü ile Irak'a girdi ama süngünün üstünde oturamaz. Çünkü şu anda bile sağlamakla yükümlü olduğu asayişi bir türlü sağlayamıyor ve daha da ötesi mevzi kaybediyor. Zayiat verdiği için pek çok kontrol noktasından çekiliyor. Evet çekiliyor! Kayıtlara geçsin diye özellikle şu satırları yazıyoruz. Çünkü kazara etkili ve yetkili zevattan birileri okursa belki faydası olur diye düşünüyoruz... Türkiye'nin gücü; ne sadece ordusudur, ne de bugün zayıf durumdaki ekonomisidir. Türkiye'nin gücü, siyasi, tarihi, coğrafi, sosyolojik, psikolojik; kısacası maddi ve manevi sahalarda pek çok unsurun bir araya gelmesiyle vücut bulmuştur. Bu unsurların ve bunların birleşimi olan gücün farkına varmak esastır. Bu gücün farkına varıp kullanmasını bildiğimiz taktirde, Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin, Amerikalıların veya başkalarının niyet ve taleplerine karşı korkuya kapılıp, çaresizlik hissetmemiz, telaşla birilerine sığınmamız veya teslimiyet içine girmemiz sözkonusu olmaz... Ama evvela doğru şekilde gücümüzün farkına varmamız lazım. Şimdiki halde en acil meselemiz gücümüzün farkına varmak ve bunu başkalarına da hissettirmek! Evet ric'at çağrısında bulunanlara kulak tıkayıp, milli gücümüzü keşfedelim. Ve bu gücün milli menfaatlerimizin korunması için yeterli olduğunu görelim!.. Başından beri söylediğimiz hep budur. Söylemeye devam edeceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.