Karışık hesaplar...

A -
A +

Dünkü yazımızda, saldırının doğru şekilde teşhis edilmesi için sorulması gerekli bazı sorular bulunduğuna işaret ederek, bu olaydan kimlerin yararlanabileceği hususuna dikkat edilmesinin esas olduğunu vurgulamıştık. Zira Türkiye üzerinden yürütülmek istenen birtakım karışık hesapların sözkonusu olduğunu belirtmiştik... Nedir bu hesaplar? Her şeyden önce Türkiye'yi belli davranış şekillerine zorlamak! Uluslararası ilişkilerde, Türkiye gibi önemli bir ülkenin yakın duracağı taraf adına önemli avantajların husule geleceği açıktır. Tersi durumda da kayıpların vukuu tartışmasızdır. İşte bu noktada Türkiye'nin bölgesel ve küresel meselelerdeki duruşu son derece önemlidir. Ve Türkiye, kendisi yeterince farkında olmasa da, haiz olduğu ehemmiyetten ötürü her zaman üzerinde derin hesaplar yapılan bir ülkedir. Ve maalesef ülkemiz, hâlâ daha kırılganlığı üzerinden atamamış olduğundan, kolayca karıştırılıp destabilize edilebilmektedir. Başka ülkelerde cereyan ettiği vakit, gazetelerde tek sütunluk yer bulan olaylar bile bizde manşetlere çekilmektedir. O halde bir noktayı tekrar tekrar sorgulamak lazımdır; Saldırının görünürdeki hedefi Sinagoglar olmasına veya öyle görünmesine rağmen, esas hedef Türkiye değil midir? Turizm, yabancı sermaye, istikrar, iç ve dış güvenlik, AB ile bütünleşme, ABD ve İsrail ile münasebetler, Irak meselesine yaklaşım, Batı ile Doğu arasında köprü görevi, Rusya ile İran ile ve de Arap ülkeleri ile ilişkilerin seyri... Bu konuların hepsi terör saldırılarından bir şekilde etkilenebilecek konular. Daha da önemlisi iç siyasi dengeler üzerinde yıkıcı etkiler. Bu açıdan bakıldığında, son çeyrek yüzyılda ülkenin siyasi, iktisadi ve sosyal yönlerden maruz kaldığı felaketler ortadadır. İşte bu sebeple devletin iç ve dış güvenliğini sağlama görevini üstlenmiş olan kurum ve kuruluşlar her ayrıntıyı soğukkanlılıkla ele almak durumundadır. Hani derler ya, şeytan, ayrıntılarda gizlidir. Şeytanın aklına gelen ve gelmeyen her ihtimalin değerlendirilme mecburiyeti var. Hem içerde, hem dışarda Türkiye'nin hayrını istemeyen şer güçlerin sinsi planları, tuzakları deşifre edilemezse, çok büyük zarar görürüz. Daha ilk ağızda, olayları El Kaide benzeri fason ve taşeron örgütlere yıkmak gerçeklere göz yummaktan farksızdır. Yapılması gereken ihalenin nerede ve ne maksatla kotarıldığının tesbitidir. İçerde ve dışarda suça yardım ve yataklık yapanların olması tabiidir. Hatta asıl faillere ulaşılamaması için bunların bazısı bile bile deşifre de edilebilir. Ama ciddi bir devlet bu basit kurnazlıkları yutmaz elbette. İlgili servisler böyle olaylar karşısında kül yutmadıklarını göstermek için derhal belli odakların kulağına kar suyu kaçırırlar... Bu saldırının sebep ve saikleri konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılıp tahminlerde bulunuluyor. Hem iç hem de dış politikayı alakadar eden sebepler ileri sürülüyor. Bunların önemli bir kısmı kuvvetli ihtimal derecesinde. Ama hangisi? Evvela saldırı kaynak itibariyle yerli mi, yabancı mı? AK Parti iktidarının gidişatından memnun olmayan odakların bir tezgahı mı? Kıbrıs konusundaki derin ayrışma mı? Bir süreden beri üstü kapalı biçimde dile getirilen rahatsızlıklar ve bunlara dair üstü açık yorumlar yabana atılır cinsten değil! Diğer taraftan, son zamanlarda ABD ve İsrail ile limonileşen münasebetler ile beri tarafta Avrupa Birliğine doğru kaydedilen ilerlemeler... Yukarıda değindiğimiz karışık hesapları bozan gelişmeler olabilir mi? Bu saldırılardan sadece iki hafta önce, Türkiye'nin hatırı sayılır rol oynadığı bir toplantı yapıldı. Şam'da... Hani mükerrer davetlere rağmen Zebari'nin katılmadığı toplantı. Burada, Irak'ın komşularına terör ihraç eden bir ülke haline gelmemesi çağrısı yapıldı. Tam da bunun akabinde, İsrail Başbakanı Şaron, Rusya dönüşü Türkiye'ye uğramak istedi ama bu istek geri çevrildi... Saldırıların ertesi günü İsrail Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye yaptığı ziyaret ve temasları ile beyanları dikkatli çevreler tarafından not edilmiş olmalıdır. Dünkü Bakanlar Kurulundan sonra Cemil Çiçek'in yaptığı açıklamada bir cümle çok önemliydi: "Bize başsağlığı mesajı gönderen ülkeler teröristleri barındırmaya devam ediyorlar!.." Bu beyan bana hükümetin konuya beklenen ciddiyette eğildiği yönünde ümit verdi. Evet, her durumu, her gelişmeyi ve de her ayrıntıyı şimdiye kadarkinden daha titiz biçimde mercek altına almalıdır hükümet!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.