Bu pasaport ne iş?!.

A -
A +

Bombalı saldırıların faillerinin tahmin edilenden de daha kısa bir zaman zarfında tesbit edilmesinin sebebi, faillerden birinin soyadının "ÇABUK" olması değildir herhalde?!.. Sevgili okuyucularımız, son günlerde o kadar çok terörle ilgili yazı okuyup uzman görüşü dinlediniz ki, sizler de bu gidişle işin uzmanı olabilirsiniz. Şaka bir tarafa, bu kadar önemli ve birbiriyle eş zamanlı iki saldırının faillerinin ve bir kısım muhtemel yardımcı faillerinin tesbit edilmesi, hayatta olan sanıklardan bazılarının hemen DGM'ye sevkedilmesi, daha önce yaşanan benzer olaylara nazaran alışılmadık bir sür'at... Yıllardır faili meçhul olayların aydınlatılmasını bekleyen toplumun bu çarpıcı gelişme karşısında etkilenmemesi mümkün değil! Türk emniyetinin ve özellikle İstanbul Polisinin gayret ve yeteneklerini, asla küçümseme niyetini taşımadan tam tersine onları kutlayarak, her kanun dışı hadisenin aynı çabuklukta günışığına çıkarılıp faillerinin de adalete teslimini bekleriz. Ammaaa... Bazı soruları da sormaya devam etmek gerekiyor; Acaba, bu menfur saldırıları gerçekleştirenlerin kimliklerine, şaşırtıcı bir hızla, adeta, tereyağından kıl çeker gibi ulaşılması, olayı tezgahlayanlar böyle istediği için mi bu kadar kolay oldu? Kafanızın karışmaması için daha açık soralım; Yani olayı planlayanlar, Türk Polisi kolayca yakalasın diye ipuçlarını göstere göstere oraya buraya bilhassa yerleştirdiler mi? Öyle ya, bu pasaport işi ne iş?!. İçişleri Bakanı da haklı olarak soruyor: Eylem yapmaya giden kişi yanında niye pasaport taşısın? Ancak işin içinde iş varsa, yani sanığın mutlaka teşhis edilmesi ve bağlantılarının ortaya çıkması isteniyorsa, mesela İran'a, Pakistan ve Afganistan'a kaç defa girip çıktığının özellikle tescili gerekli görülmüşse, ne yapıp yapıp sanığın cebine bir pasaport koymak gerekiyor... Tıpkı, 11 Eylül saldırısında olduğu gibi! Hani kulelere çarpan uçakların kara kutularının bile tahrip olduğu için işe yaramadığı, çelik konstrüksiyonların kağıt gibi dağıldığı bir ortamda, o devasa enkazın içinden pasaportların çıkması vardı ya... İşte öyle. Bu pasaport işi çok eğlenceli. En çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Kimliği ve milliyeti ne olursa olsun, emniyet mensuplarının bu haberler karşısında yüzlerinin aldığı o müstehzi şekil. Neyse onlar kıs kıs gülsün, herhalde birileri de kimsenin dolmuşa binmediğini ispat eder. Yeni Şafak Gazetesinin haberine göre, olayın sanıkları, görünürde El Kaide ile bağlantılı ama, El Kaide'yi de tekfir eden, yani kâfir kabul eden, "Et-tekfir ve'l Hicre" adında taşeron bir örgütle irtibatlı. Bu örgüt, özellikle CIA (ABD) ve MOSSAD (İsrail) istihbarat servisleri tarafından, karışıklık çıkarılmak istenen ülkelerde eylemler için kullanılan karışık bir şebeke. Bazı elemanlarının Amerikan yeşil pasaportunu taşıdıkları da iddia ediliyor. Fason çalışan, yani ısmarlayan herkes adına ve hesabına eylem koyan bu örgüt, başta İsrail, (Özellikle Hamas ve İslami Cihad örgütlerini karalamak için yaptırılan intihar eylemleri), ABD, İngiltere, Rusya, Almanya, Mısır ve Ürdün istihbarat servisleri tarafından tepe tepe kullanılıyor. Manzarayı tahayyül edebiliyor musunuz; bir taraftan teröre karşı küresel mücadele, diğer taraftan terörü bizzat besleyip büyütme ve de kullanma... Şu mahut El Kaide'yi kim kurdurmuştu? Üsame Bin Ladin kimin beslemesi?!. Kendileri ne düşünürler bilemem ama, ben olsam Emniyetin internet sitesinde, bu günlerde hem El Kaide hakkında, hem de sıradan vatandaşların ismini yeni duyduğu şu "Et-tekfir ve'l Hicre" örgütü ile Batılı istihbarat servislerinin taşeronluğunu yapan diğer şebekeler hakkında detaylı bilgi sunardım. Sunardım ki, medyamız da, bir zahmet bu bilgilere bakıp daha mantıklı haber ve yorumlar yapsın ve de halkın kafasını karıştırmasın... Çünkü şu ana kadar hep, birilerinin yerleştirdiği işaret levhalarını izleyerek sürekli "El Kaide" adresine fokus yapılıyor. Oradan bildik teraneler tekrarlanıyor. Oysa işin esasının kaçırılmadığının, yani karda yürüyüp de izini belli etmediğini sananların bu dafe biraz yavan davrandığının medya tarafından da ortaya konması gerekir. Pakistan pasaportu tutmadı, ama olayın mahiyeti patentin kimlere ait olduğunu net bir şekilde gösteriyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.