Bu ülkeyi bölemeyeceksiniz!

A -
A +
Bölücü teröristlerin bu Dağlıca bölgesine kaçıncı saldırısı? Ama her saldırıdan sonra terör örgütünün inleri dağıtılmış, onlarcası, yüzlercesi etkisiz hale getirilmiştir...
 
Küresel güçlerin güdümündeki PKK, fakir halk çocuklarını, sırtlarına Kalaşnikof tüfek ve bomba yükleyerek, ölümden ölüme sürüklüyor. 1984 yılından beri, kaç tane teröristin öldürüldüğünü, kaç tanesinin dağlarda uçurumlardan yuvarlanarak veya soğuktan donarak öldüğünü veyahut örgüt içi infazlarla ortadan kaldırıldığını net olarak bilmiyoruz... Eldeki verilere göre, bugüne kadar en az beş defa bölücü örgüt militanlarının minimize edildiğini anlıyoruz. Ve devlet bir kere daha, bölücüleri belki de artık hiçbir zaman belini doğrultamayacak derecede inlerini, beyinlerini dağıtmak üzere harekete geçmiş bulunuyor. Artık bunun geri dönüşü de yoktur! Bölücülerin giriştikleri kanlı saldırılar, kendileri açısından intihardan farksızdır. Ve bu kalleşçe saldırılarla ülkemizi bölmeleri asla mümkün değildir... Arkalarındaki iç ve dış destekler ne kadar fazla olursa olsun, sonucu değiştiremeyecektir. Evet, bu ülkeyi asla bölemeyecekler. Zira bu memleket benzeri sayısız ihanetler gördü, ama her seferinde her türlü tezgâhı bozmasını bildi...

Yüz yıl önce dünyanın en büyük emperyalist güçleriyle çarpışıyordu Türkiye... Balkan Harbi, Yemen Harbi, Birinci Dünya Harbi ile devamındaki Kurtuluş Mücadelesinde, milyonlarca insanını kaybetti. Fakat asla pes etmedi ve sonunda istediği neticeyi almasını bildi. Türkiye'nin ordusunun bile terhis edildiği bir dönemde sahneye konan Sevr projesini, milletimiz boşa çıkarmasını bilmiştir. Bugün 1920'lerle mukayese edilmeyecek derecede güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, birkaç bin terörist ve onları arkalayan ruhunu şeytana satmış bir avuç hainle mi başa çıkamayacak? Bir kısım medyada, özellikle sosyal medyada her türlü tezviratı yapan, düşman saflarında beşinci kol elemanı gibi işleyen münafıklar da, er geç burun üstü duvara çarpacaktır. Halk nezdinde zerre kadar itibarı olmayan bu hainler, vatani görevini yapan askerlere, toplumun can ve mal emniyeti için büyük fedakârlıklarla hizmet veren polislere kalleşçe tuzak kuran teröristlere bir tek laf etmiyorlar. Laf etmek şöyle dursun, bu canilerin yaptığı katliamları normal ve meşru bir şeymiş gibi sunuyorlar. Buna karşılık devletin meşru güvenlik güçlerinin teröristlere yönelik operasyonlarını kıyasıya eleştiriyorlar. Vah zavallılar vah!..

Bir de teröristlerin lojistik departmanı gibi çalışan, HDP diye bir parti var. Bu partinin vekillerinin en büyük marifeti teröristlere yiyecek içecek taşımak, silah taşımak, halkı toplayıp eylemdeki teröristlere karşı kalkan olarak kullanmak... Böyle sefil ve rezil bir siyasetle nereye varacaklarını sanıyorlar? Terör örgütünün elindeki illegal silahla devletin emniyet kuvvetlerinin elindeki meşru silahı bir tutmak gibi bir gaflet sergileyen, bunlar aynı şeylermiş gibi, devlete de silah bırakma çağrısı yaparak sözüm ona siyaset ürettiklerini sanıyorlar. PKK, KCK ve diğer bütün illegal uzantıların elinde oyuncak durumuna düşmüş olan HDP, bir an evvel doğru çizgiye gelmezse daha feci duruma düşmekten kurtulamaz!

Devlet terör örgütünün sergilediği bütün vahşete rağmen, insan hakları ve hukuk kuralları çerçevesinde bir mücadele yürütüyor. Ve şunu belirtelim ki, devlet henüz kullanabileceği pek çok manivelayı da devreye sokmuş değil. Gerekirse egemenlik hakkından doğan bütün yetkileri kullanarak, her metrekareye bir asker – polis dikerek, kamu otoritesini tereddüde mahal bırakmayacak şekilde temin edebilir. Devlet bu güce sahiptir ve gerekirse kullanmaktan asla geri durmaz. Hem Cumhurbaşkanının hem de Başbakanın kararlı açıklamalarıyla hatırlattığı durum budur. Devletin gücünü hafife alan veya onu sınamaya kalkan her türlü unsur, hak ettiği cevabı alır. Alacaktır! Bundan kimsenin şüphesi olmasın...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.