Avrupa’nın terörle sınavı…

A -
A +

Paris’te geçen hafta gerçekleşen kanlı terör saldırılarından sonra, bütün Avrupa ülkelerinin kimyası bozuldu!.. Verilen tepkilere ve yapılan uygulamalara bakılırsa, yaşlı kıtada hayat, bazıları için çekilmez hâle gelecek…

Fransa - Almanya milli maçının oynandığı stadın kapısında, kendisini patlatan iki canlı bombanın benzerleri, aynı şeyi tekrarlayabilir endişesi ile peş peşe, Almanya – Hollanda ve Belçika – İspanya dostluk futbol müsabakaları iptal edildi. Keza bir konser salonuna yapılmış olan korkunç saldırının, kendi ülkesinde de sahnelenme ihtimali veya buna dair bir istihbarat bilgisine dayanarak, Almanya da bir dizi sosyal ve kültürel faaliyeti iptal etmek zorunda kaldı… 11 ay arayla, ikinci büyük saldırı dalgasına maruz kalan Fransa, kelimenin tam anlamıyla şokta! Olayların vukuundan itibaren sınırlarını kapatan ve olağanüstü hâl ilan eden Fransız Yönetimi, şimdiye kadarki uygulamalarıyla bir nevi Avrupa Birliği’nin mevcudiyetini ve temellerinin sağlam olup olmadığını da, test etmiş oldu. Shengen vizesinden tutun da, bir dizi AB mevzuatı ve birlik uygulamasına dair şüpheler, son bir haftada katmerlenmiş bulunuyor…
Sokaklara dahi X – Ray cihazı koyacak kadar, korku ve endişeye kapılan Avrupa ülkeleri, yıllardır kendilerinden uzak coğrafyalarda cereyan eden terör saldırıları, etnik çatışma ve iç savaşları, macera filmlerini izler gibi duyarsızca seyrediyordu. Ama artık durum çok değişti. Ve bu yeni durum Avrupalıların hayatını çok derinden etkileyecek bir merhaleye girdi. Şüphesiz şu hususu da, dikkatlerden uzak tutmamak gerekiyor. Paris’teki son saldırılardan itibaren, esas sıkıntı ve baskılara maruz kalma; çile ve sosyal işkencelere muhatap olmanın, Avrupa ülkelerindeki Müslümanlar için şiddetlendiği bir acı gerçektir. Daha önce de, yaşlı kıtanın tarihinde çok önemli bir yer tutan, ırkçı yaklaşımlar; yabancı düşmanlığı ve özellikle İslamofobia gibi sebep ve saiklerle, Avrupa’da yerli olmayan insanlar hep dışlanıyor ve horlanıyordu. Fakat öyle görülüyor ki, bugüne kadar olan duyarsızlık; insani ve vicdani ölçülerin ötesinde sürdürülen haksızlık ve adaletsizlik dizginlenmezse, bu tavır terör bahanesiyle, iyice zıvanadan çıkacak ve Avrupa’daki Müslümanlara hayatı zindan etmek için her şey yapılacaktır.
Avrupalı siyasi aktörler, terörün İslâmiyetle ve Müslümanlarla alakasının olmadığını, arada bir dile getirmekle birlikte, bu temel gerçeği yeterince ve cesaretle ifade etmiyorlar, haykırmıyorlar. Bakınız Ankara’daki bombalı saldırıda, 102 kişi hayatını kaybettiğinde, dünyadan; özellikle Batı dünyasından, güçlü bir tepki duydunuz mu? Birleşmiş Milletler, Paris’teki saldırıları kınarken, nihayet bir ay sonra Ankara’daki katliamı da fark etmiş ve kınamada bulunuyor… İşte çifte standart ve ikiyüzlülük burada! ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ yahut ölen bizden değilse önemli değil veyahut terör örgütü benim amaçlarıma hizmet ediyorsa, onu terör listesine almam, suçu sabit teröristleri de iade etmem… Terörü bir politik araç olarak kullanmaktan filan çekinmem… Evet, bütün bu sinsilik, hainlik ve kalleşlikleri yıllardan beri, Batı cenahından görmüyor muyuz?
Otuz küsur senedir ideolojik ve bölücü teröre maruz kalan Türkiye, kamu düzenini; vatandaşının can ve mal emniyetini korumak için, mevzuat düzenlemesi yaparken, AB mekanizmaları ve sözüm ona özgürlükçü Batı mahfilleri, ısmarlama raporlarıyla ülkemizi suçlama ve kınama kuyruğuna giriyor. Fakat kendileri ufak bir tehditle yüz yüze geldiğinde, derhal en şiddetli şekilde bireysel hak ve hukuku bile askıya alan tedbirleri hayata geçiriyorlar. İşte son örneği Fransa… Anında olağanüstü hâl ilan etti. Daha önce İngiltere ve Amerika, savaş şartlarını andıran sert tedbirler getirmişti. Kimsenin de gıkı çıkmamıştı. Şimdiye kadar kırk binden fazla insanını kaybetmiş olan Türkiye, asayişi sağlamak için güvenlik paketini hazırlamaya giriştiğinde, Batı medyası başta olmak üzere, bütün mekanizmalar hücuma geçmişti…
Netice, bakalım Avrupa içine düştüğü bu zor durumdan nasıl çıkacak? Bu sınavı başarıyla verebilecek mi? Türkiye’ye hiza ve istikamet vermeye kalkışan malum odaklar acaba, bu mevzuda “Avrupa Değerlerini” vs. irdeleyebilecek mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.