Amerikan seçimleri…

A -
A +
ABD’de bugün seçim var… Amerikan halkı, bugün sadece Başkanlık için değil, Temsilciler Meclisi’nin tamamı ve Senato’nun üçte biri ile bazı eyalet valilerinin yenilenmesi için sandık başına gidiyor.
 
Amerika Birleşik Devletleri ismi, daha çok kısaltılmış hâliyle söylendiği için, bu devasa ülkenin aslında 51 tane ayrı ‘devletten’ müteşekkil olduğu genellikle pek hatıra gelmiyor. Biz Türkçede eyalet diyoruz, ABD’de ise bunlara “State=devlet” deniliyor. Dış politika ve savunma konuları, federal devletin uhdesinde olunca ve bu iki unsurla dünyaya nizam veren bir “Süper Güç" olunca, içerideki sosyal-ekonomik yapı ve siyasi dengeler, tabiatıyla hariçteki insanların pek fazla ilgisini çekmiyor. Hem niye çeksin ki!.. Esas mesele, Beyaz Saray ve Pentagon’un, dünya devletleri ile ne gibi ilişkiler içine gireceği değil midir? İşte bu yüzdendir ki, Hillary Clinton hesabına, sonucu kesin gibi olmakla beraber; son haftalarda kimi zaman FBI, kimi zaman Wikileaks veya Google üzerinden yahut başka lobi ve mihraklar marifetiyle, karşılıklı hamleler peş peşe sökün etti. Doğrusu iç ve dış kamuoyunu bir hayli heyecanlandırmayı da başardılar. Bilindiği gibi son birkaç seçim döneminde Amerikan halkının sandık başına gitme oranı iyice düşmüştü. Seçmeni harekete geçirecek bazı atraksiyonlara ihtiyaç vardı…
Seçmeni gayrete getirmek ve safları sıklaştırmak için her zaman normal propaganda yöntemleri yetmeyebilir tabii! Bu seferki kadar belden aşağı ve seviyenin iyice yerlerde süründüğü bir seçim dönemi en azından ben hatırlamıyorum. Amerikan halkının, başkan adaylarının uçkur meseleleri karşısında fazlasıyla hassasiyet gösterdiği varsayılır. Nitekim geçmişte bazı aday adayları, bu noktadan vurulmak suretiyle daha işin başında saf dışı edilmiştir. Mesela Gary Hart, Demokratların 1988’deki en önemli aday adaylarındandı. Fakat bir kadınla samimi pozda çekilmiş bir fotoğrafının basına yansıması üzerine derhal adaylıktan çekilmek zorunda kalmıştı… Ancak bu defa öyle olmadı. Donald Trump’ın yüz kızartıcı ses kayıtları ortaya çıkmasına rağmen, Gary Hart’ın uğradığı akıbet burada tecelli etmedi. Vaka seçimleri kaybetmesinin (kaybettiğini varsayarak bunu söylüyorum) en önemli sebeplerinden biri de budur denilebilir.  Zira pek çok önemli Cumhuriyetçi isim, desteğini çektiğini ilan etti. Ancak Trump yarıştan çekilmedi. Kadınlar hakkındaki aşağılayıcı sözlerinden dolayı, özür dilemekle yetinip yoluna devam etti. Ve rakibi Hillary’ye karşı onun kocası önceki başkanlardan Bill Clinton üzerinden karşı hamleler başlattı. Velhasıl karşılıklı olarak ne kadar kirli çamaşır varsa ortaya döküldü. Gerçekten böylesine utanç verici bir seçim kampanyasının, dünyanın hâlihazırda bir numaralı devletinin başkanlığı için yürütülüyor olması, en büyük talihsizlikti. Fakat elden gelen başka bir şey de yoktu!
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, dünya piyasaları, uluslararası siyaset çevreleri, askerî ve ekonomik teşkilatlar ve özellikle Amerika ile meselesi olan ülkeler, bugünkü seçimin neticesini merakla ve heyecanla bekliyor… ABD’nin dış politikası uzun vadelidir. Dolayısıyla seçilecek yeni başkanın Cumhuriyetçi veya demokrat olması yahut tepe kadroların büyük ölçüde değişmesiyle öyle yüz seksen derece değişmez. Fakat yine de Başkan ve ekibinin üslubu ve aktüel meselelere yaklaşımı büyük önem arz eder. Donald Trump gibi bir kaçığın Beyaz Saray’da oturduğunu düşünün. Bu hem ABD halkının ekseriyeti hem de dünya devletleri için kâbus gibi bir şey olmaz mı(ydı)? Son güne kadar Hillary’nin ensesinde boza pişiren FBI, nihayet uzun zaman önce ortaya atılmış bulunan E-mail meselesinin suç teşkil edecek bir unsur ihtiva etmediğini açıkladı da, dünya kamuoyu rahat bir nefes aldı…
Evet, 8-10 saatlik zaman farkıyla, en geç yarın Amerika için yepyeni bir dönem başlayacak. İlk zenci başkandan sonra ilk kadın başkan da Beyaz Saray’a adım atmış olacak. Daha önce Baba-Oğul Bush’lar ABD’yi yönetti. Ve artık karı-koca Clinton’lar da dünya devini yönetmiş olma ayrıcalığına kavuşmuş olacak. Bill Clinton özellikle oğul Bush’a göre çok daha başarılıydı ve usta bir politikacı olan Baba Bush’a karşı zafer kazanmıştı. Bakalım Hillary kocasının yolundan gitme başarısını gösterebilecek mi? Kampanyasına ve yardımcı olarak seçtiği isme baktığımızda, bunun pek de mümkün olmayacağını söyleyebiliriz!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.