DEAŞ yeniden sahne mi alıyor?

A -
A +
Bağdat’taki çifte intihar saldırısının DEAŞ tarafından üstlenilmesi yeni bir durumun habercisi mi? Bitti denilen terör örgütü yeniden sahne mi alıyor? En son üç sene evvel böyle bir saldırı olmuştu…     Perşembe günü sabah saatlerinde Bağdat’ın en merkezî yerinde, “Yeşil Alan” denilen ve sözüm ona en güvenli bölge olarak kabul edilen Tayaran Meydanı'nda; gerçekleşen çifte intihar saldırısında, en az 32 kişi öldü, 110 kişi de yaralandı… Olaydan sonra yaralı insanların can havliyle kamyonet ve pikapların kasasında hastanelere yetiştirilmeye çalışıldığı görüntüler yürek parçalayıcı idi!.. 1991 yılından beri gün yüzü görmeyen ve şimdiye kadar en az üç milyon insanını kaybeden (Bunların en az bir milyonu çocuk…) Irak, devlet otoritesinin çoktandır fiilen ortadan kalktığı bir ülke. Bir taraftan hâlen devam eden Amerikan işgali, diğer taraftan ırk ve mezhep savaşlarıyla körüklenen parçalanmışlık Irak’ı her geçen gün korkunç bir belirsizliğe doğru sürüklüyor… Irak’ta kaç tane resmî ve özel güvenlik gücü var, kimlerin kontrolünde, bu bile belli değil. Hatırlayınız bir dönem başbakanlık yapan Nuri el-Maliki’nin özel ordusu vardı… Aynı şekilde yıllardan beri özerk biçimde hareket eden Mukteda es-Sadr’a bağlı milisler ayrı bir güç unsuru… Haşdi Şabi keza… Nitekim son saldırıdan sonra Başbakan Mustafa el-Kazımî, güvenlik sistemindeki dağınıklık ve çok başlılıktan şikâyet etti. Bağdat’taki saldırıyı nasıl okumak lazım? Asli fail, saldırıyı üstlenen DEAŞ terör örgütü mü yoksa orta yerde bir şaşırtmaca mı verilmek isteniyor? Irak Cumhurbaşkanının şu tepkisi kimleri işaret ediyor? Berhem Salih şunları söylüyor: “Bağdat’ta yaşayan yurttaşlara karşı bu dönemde gerçekleştirilen iki terörist patlama, karanlık grupların; halkımızın barışçı bir gelecek için gösterdikleri mücadele ve arzuyu hedef aldıklarını doğruluyor. Ülkemizi istikrarsızlaştırmaya çalışan hain girişimlere karşı kararlılıkla duruyoruz…”“Karanlık gruplar” ifadesinden tek tek kimleri anlamak lazım? Olağan şüpheli DEAŞ’tan başka, hangi örgütler ve onların arkasındaki hangi devletler kastediliyor? Mesela Hizbullah mı? İran, Irak’ın son zamanlardaki politik açılımlarına nasıl bakıyor? Sincar bölgesine PKK terör örgütünün yerleşmesinde müzahir olan İran, Irak’ın bu bölgeyi temizlemek için Türkiye ile iş birliği yapma kararına nasıl yaklaşıyor? Ne enteresandır ki, son senelerde Irak Yönetimi Türkiye ile yakınlaşma ve iş birliğini geliştirme temayülüne girdiğinde, ülkede çok ciddi olaylar cereyan ediyor… Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar’ın, Bağdat ve Erbil’i ziyaretinin hemen akabinde başkentin en güvenli yerinde bu çapta bir saldırının gerçekleşmesi son derece dikkat çekici!.. Evet, zihinlere takılan soru işaretleri çok. İran’ın hem Irak’taki nüfuzunu sürdürme hem de bölgesel faaliyetlerinde bir manivela olarak kullandığı PKK terör örgütünü olabildiğince etkileme ve kontrol etme çabasını hatırdan çıkarmamak lazım!.. İran ve DEAŞ konusunda, Trump Yönetiminin son günlerinde aslında çok sivri bir çıkışı oldu… Fakat nedense bu konu medyanın dikkatini pek de çekmedi. Galiba cambaza bakar gibi, Trump’ın diğer atraksiyonlarına bakarken bu arada kaynadı. Trump’ın görevden kovmadığı Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran’ın DEAŞ için yeni bir merkez üssü olduğunu duyurdu. Ve öteden beri İran’ın adı geçen terör örgütüne verdiği gizli destekten bahsetti… Acaba Pompeo tam olarak ne demek istedi?.. En az bunun kadar dikkat çekici bir gelişme de, İran dinî lideri Hameney’in bir Twitter mesajı!.. Görüntüsü Trump’a benzeyen ve golf oynayan bir kişinin, drone'la hedef alındığını gösteren bir fotoğrafın ekli olduğu mesaj, Hameney’in daha önce de resmen açıkladığı üzere, General Kasım Süleymani’nin intikamının kesinlikle alınacağına dair… Bilindiği üzere, ABD SİHA'larla, Kasım Süleymani ve beraberinde Haşdi Şabi örgütünün başkan yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendis’i bombalayarak öldürmüştü. Ali Hamaney, mesajında Süleymani'nin öldürülmesini emredenlerle bunu gerçekleştirenler cezalandırılmalı ve bu intikam kesinlikle uygun zamanda alınacaktır, diyor… Şayet bahse konu Twitter mesajı feyk değilse, ABD cenahından buna karşı mutlaka bir refleks gelecektir… 3 Ocak 2020’de Kasım Süleymani, 27 Kasım 2020’de İran’ın baş nükleer fizikçisi Muhsin Fahrizade Tahran’da bombalı suikastla öldürüldü. Trump Yönetimi’nin dört yılında, ABD-İran ilişkileri hep gerilimli ve çatışmalı seyretti. İran’ın Basra Körfezinde uçak gemisi gibi inşa edilen dev bir maketi füzelerle vurması, en az Ali Hamaney’in Twitter mesajı kadar dikkat çekici idi... Bakalım İran’la yeniden nükleer anlaşmaya varmayı planlayan Biden Yönetimi nasıl hareket edecek?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.