Ne plan ama!

A -
A +
BİR ÜLKE  ekonomisinin ne kadar sağlıklı olduğunu anlamak için önce enflasyona, ardından faizlere bakmak yeterlidir. Ekonomilerde karar sağlayıcılar için tüketicilerin ekonomiye ilişkin algıları çok büyük önem taşır. Anketleri boş verin onlar yayınlayanın bakış açısına göre şekillenir. Çok defa yanıltıcıdır, zira genele yayılmaz çekirdek grubun görüşleridir. Ekonomideki gerçek resmi görmek için en ciddi kriterlerden biri tüketici güven endeksidir. Yükseliyorsa ekonomiye karşı iyimserlik hakimdir, düşüyorsa kötümserlik.. Kasım 2015’te 71 olan güven endeksi 2016 Şubat’ta 66’ya gerilemişti. Mart’ta 67, Nisan’da 68 oldu. Tüketici güveninin artışa geçmesi, vatandaşın parasını rahat harcadığını gösteriyor. Piyasada işlerin açılması, ekonomide canlılığın sağlanması ve büyüme hızının artması için tüketim olmazsa olmaz şarttır. Bakın Japonya’ya, Avrupa’ya, ABD’ye… Halk tüketmiyor, zira ekonomiye olan güveni azalıyor. Doğrudan yabancı sermayenin karar vermesinde tüketici güven endeksinin büyük payı var. İşte bu yüzden ülkeye yurt dışından dolar yağıyor...
            ***
MART ayı enflasyonu eksi çıkınca yıllık fiyat artışı %7.5 düzeyine indi. İşlenmemiş gıda ve enerji fiyatları sabit kaldı. Rusya’nın, Türkiye’den sebze ve meyve ithalatını kısması piyasadaki mal arzını arttırdı, bu gelişme fiyatları aşağı çekti deniliyor. Yanlış. İşin aslı çok farklı. Türk Lirası yılbaşından bu yana %15 değer kazandı. Paramız kıymetlendiği için fiyat artışları durdu. Peki Türk Lirası niye prim yaptı? Hemen söyleyeyim, ekonomide tüm göstergeler iyileşti. Türkiye'nin risk primi düştü. Yabancı tahvil ve hissesinde pozisyon arttırdı. Gelen dövizler TL oldu... Bir ülke ekonomisi güçlenirse parası da güçlenir. İşte bu yüzden Türk Lirasının değeri yükseliyor. Fiyat etiketleri bu yüzden büyüyeceği yerde küçülüyor... 
            ***
PANAMA, ABD denetiminde olan kara paraların toplandığı bir ülke. Yıllardan beri aynı şekilde yönetiliyor.  Yeni bir şey değil. Ülkesinde vergi vermek istemeyen veya geleceğini garantiye almak isteyen sermaye sahipleri paralarının önemli bir kısmını bu ülkedeki off shore hesaplarda tutuyor. Kısa bir süre önce bu ülkede faaliyet gösteren Mossack Fonseca isimli hukuk firmasının, paravan şirketlerle ilgili bilgileri basına sızdı, ya da buz gibi sızdırıldı. İsviçre uzun yıllardan beri böyle bir görev üstlenmişti. Ne zaman ki ABD ve Almanya İsviçre’den kendi vatandaşlarına ait hesapları istedi, (o da vermek zorunda kaldı) özelliğini kaybetti. Panama’da hesabı olan liderler arasında en meşhur olanı İngiltere Başbakanı David Cameron.. Bakın %36 oyla tek başına iktidar koltuğuna oturan Cameron’un itibarı bu olay ortaya çıktıktan sonra sıfır oldu. Ama benim değineceğim konu daha başka.. Cameron İngiltere’nin Avrupa Birliğinde kalmasının en ateşli savunucusuydu. Halkı ikna etmesi bekleniyordu. İşte tam bu sırada Panama belgelerinde adı geçtiği ortaya çıktı, Cameron itiraf etmek zorunda kaldı, itibarı sıfır oldu. Şimdi İngiliz halkını AB’de kalmak için nasıl ikna edecek! Bırakın ikna etmeyi sözünü kim ciddiye alacak. "Sen önce üzerindeki şu vergi kaçakçısı yaftasından kurtul sonra karşımıza gel" denmeyecek mi? Son anket sonuçlarına göre ‘evet’çilerle ‘hayır’cılar yarı yarıya... Benim gördüğüm tablo şu:
ABD, Avrupa Birliğinden İngiltere’yi çıkartarak topluluğu çökertmek; Euro bölgesini krize sokmak istiyor. Bu tarihî fırsatı muhteşem bir çalımla kendi lehine çevirmeye çalışıyor.  Avrupa kriz üstüne kriz yaşarken, kendisi aradan sıyrılacak. Ne plan ama!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.