G.Saraylılar Derneğine dava açmak!..

A -
A +

Ben bugün, “yaşımın yarısında olsam” ve de İstanbul’da yaşasam, kendi tabiri ile (Ehlivukuf - Müşahit - Akil Adam - İnfaz Memuru - Kanaat Önderi) olan Avukat Tayfun Akçay’a “Galatasaray Kulübü ve Divan Üyesi” olmasaydı, vekâlet verir, “Galatasaraylı” bir T.C. vatandaşı olarak Galatasaraylılar Derneği’ne karşı “Anayasaya ve Dernekler Kanunu ile Medeni Kanun’daki ‘ilgili maddelere aykırılık’ davası” açardım!..
Neydi “açacağım dava”; durmadan yazıp geliyorum, yazmaya da devam edeceğim; işte sebebi:
Adı “Galatasaraylılar Derneği olan” dernek, “kim olursanız olun, Galatasaray’a yıllarca başkanlıklar yapın, Galatasaray’ın en büyük sporcularından olun” siz eğer “Galatasaray Lisesinde sadece bir yıl okumamış ve bunu belgelememişseniz”, sizi “tüzüğündeki ilgili maddeye dayanarak” üyeliğe almıyor, “müracaatınızı bile” kabul etmiyordu.
Davada, “ya Dernek Tüzüğü’nün bu ‘ayrımcı’ maddesinin iptalini ya da derneğin adının ‘Galatasaray Lisesinde Okuyanlar Derneği’ olarak değiştirilmesini” talep edecektim!..
Mahkeme ne karar verir, bilemem, Yargıtay’a, hatta Anayasa Mahkemesine gider mi, onu da bilemem, ama bildiğim şu; “gönlü Galatasaraylı olan bir T.C. vatandaşı olarak, Galatasaray’a olan “manevi borcunun küçük bir kısmını” ödemiş olur ve “Galatasaraylılar Derneği” adının ve “o derneğe üye olma” şartının “Lisede bir yıl okumak” kadar “ucuzlatılmaması gerektiğini” dünya âleme anlatmış olurdum!..
Soruyorum, milyonlarca Galatasaraylıya; “Haksız mıyım?..”

Radamel Falcao!..
“Geliyor” diyorlar. “Galatasaray o parayı veremez” diyorlar. Sonunu göreceğiz. Beni şu anda “Falcao son üç sezondur düşüş içinde” sözü ilgilendiriyor.
“Düşüş de olsa düşmüş de olsa”; Falcao, Falcao’dur. Hagi gibi, Taffarel gibi, Popescu gibi, Drogba gibi, Sneijder gibi. Gollerini atacak, belki de “Yabancı Galatasaraylı serisini bozmayıp” gol kralı da olacaktır!.. Bunları yaşayıp göreceğiz; dedim ya “beni şu anda ilgilendiren” sebepler başka…
Gelirse, 2019-2020 transfer ayına damgasını vuracak ve Galatasaray, “rakiplerine karşı” itiraz edilemez bir “psikolojik üstünlük” sağlayacaktır!..  Bu üstünlük, sahada da “hem kendi takımına, hem rakiplerine etki yapacak” ve de tribünleri coşturacaktır!..
Dahası, “satılacak 100 binlerce tişört ve aksesuar, alınacak reklamlar ve puanlar”, onun maliyetini epeyce düşürecektir; daha ne olsun?..

Arda / Topal ve Galatasaray!..   
Sevgili kardeşim Hıncal Uluç gibi, “Arda’nın, ‘büyük bir futbolcu olarak’ Türk futboluna, Galatasaray’a, millî takıma yaptığı hizmetlerinden dolayı Galatasaray’ın ve Fatih Terim’in ona bir ‘ikinci şans vermesini’ isteyebilirsiniz.
“Tam aksini düşünmeme rağmen”, bu isteğe ve öneriye saygı duyarım” ve de ayrıca “Haksız ve yanlış” da diyemem!..
Benim “Arda’ya ikinci bir şans verilmesine karşı çıkmamın sebepleri” çok başkadır ve zaten “o sebepleri” son aylarda yazıp geliyorum!..
Amma, “hiç olmamışları, ‘olmuş gibi göstererek’ Arda’ya Galatasaray’a transfer kapılarının açıldığını, transferin gündemde olduğu” yazanlara, TV’lerde konuşanlara itirazım var.
Bu iddiayı ortaya atan ve direnenlere sormak gerek; “Galatasaray’da Arda’nın transferi gündemde” diyen Galatasaray yetkilisi kim; Başkan mı, Başkan Vekili mi, Fatih Hoca mı, yöneticilerden ya da hocanın yardımcılarından biri mi”; niçin “kaynak belirtmiyorsunuz?..”
Bakınız, belki de “ben yanılıyorum, Bana ‘Hayır böyle bir şey yok, olmadı, olamaz da” diyenlerden biri, “gerçeği söylememiş” olabilir. Sizler “kaynağı söyleyin ve yazın” ben de sizlerden özür dileyeyim!..
Yoksa… Arda veya menajeri, “olmayan şeyleri olmuş gibi göstererek” bu senaryoyu gündemde tutmaya gayret ederek “sansasyon ve palavra pazarını” renklendirip “belki de kapıyı açar” ümidini sizlerin kanalı ile sürdürmek mi istiyorlar?..
Dahası bir de Arda’ya, “Mehmet Topal” eklenmiyor mu; pes ki ne pes… Topal’ın menajeri bile canlı yayında ona “bunu soran” sunucuya “Galatasaray’ın adını bile anmadan” neredeyse kekeleye kekeleye “Bazı teklifler var ama o dışarıya gitmek istiyor” diyor ve de hâlâ “Topal Galatasaray’a gelebilir” denilmeye devam ediliyor!..
“Galatasaray isteyecek” de Topal hem de hemen “Evet” demeyecek, nazlanacak öyle mi; siz sevgili okurlarım, “gazeteciliğin getirildiği” yere bakın; vah ki, ne vah!..

Şaka!..
Fenerbahçe Beko bu yıl “üst üste” ve “inanılmaz” transferler yapıyor; daha doğrusu transfer yapmaya doymuyor. “Herhâlde Ali Koç, Türkiye ve Avrupa liglerinde geçen yılki gerilemeyi bu sezon yaşamak istemiyor” dediğim Fenerbahçeli arkadaşımın cevabı çok düşündürücü oldu; “İnşallah öyledir. Ben bu sene de ‘futboldan pek ümitli olmadığı için basketbola böylesine pahalı yatırımlar yapıyor’ diye düşünüyorum!..”

Şaşkınları oynuyoruz!..  
İşte “geçmiş” Federasyon ve “Kulüpler Birliği” adı verilen “Birliktesizlik Kuruluşu” çok açık ki, Futbolumuza ve kulüplerimize “en büyük darbeyi vuracak” uçurumu resimleyen tablonun altına imzalarını beraberce attılar; biri gitti, öteki hâlâ “gündelik” meselelerle uğraşıyor!..
Mesele, maçları naklen yayınlayan kuruluşun, “Artık bu mali yükü kaldıramam” direnişi. Bu “acı gerçek” hâlâ saklanmaya çalışıyor ama görülüyor ki; mızrak çuvala sığmıyor!..
Adamların, “yabancı futbolcu sınırlaması” yaygarası yüzünden, ufukta görünen “ligin geçen sezonlarda görülmeye başlayan ‘gerilimli ve kıyasıya mücadeleli’ rengini sürdürmesine ve tribünlerdeki, TV başlarındaki seyirci sayılarının artması grafiğinin yükselmeye devam edeceğine dair ümidini kaybetmesi” de uçurumu iyice derinleştirdi!..
Ya “yayın bedeli önemli ölçüde azalacak” ya da “yeni” ihale ve elbette ki, “o ihale de bugünkü rakama yaklaşamayacak!..”
Elbette “Takımlarda ‘İstiklal Marşı’nı söyleyecek’ futbolcu sayısının artması” futbolumuz adına güzel bir şey; ama “kaliteyi de, marka değerini de yükseltecekler” ise!..
Ama “onun yerine” bakın ne oldu; daha “bu yaygaralar kopmaya ve ‘yukardakiler’ de ‘Evet’ anlamına kafa sallamaya” başlar başlamaz, “Türk” futbolcuların piyasa değeri, “inanılmaz” fiyatlara yükseliverdi. Örnekler ortada… Anadolu kulüplerinin “artık onları tutmaları ve o değerde futbolcular almaları” mümkün değil. Bitmedi; “genç futbolcular” da bol kese “onların takasında” kullanılıyor; vah ki, ne vah!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.