Fatih Hoca’m, bak Thomas Gronnemark ne diyor?

A -
A +

Şimdi okuyucularımdan büyük çoğunluğu yazımın başlığındaki kişi için “Kim bu adam” diyecek.

Onları merakta bırakmamak için hemen yazayım; Thomas Gronnemark Liverpool’un ‘Taç atma’ antrenörü”; Danimarkalı “eski” bek oyuncusu, 4 yıldır bu görevi yapıyor...

TRT Spor’daki meslektaşlarımın sorularını cevaplarken, (Onlara teşekkür ederim) neler demiş:

“… Atletizm geçmişimden dolayı taç atışlarını uzun kullanma yeteneğim vardı ve bu sayede basit bir pozisyonun ne kadar önemli bir atağa dönüşebileceğine bizzat kendim tanıklık ediyordum.

… Konunun üzerine epey bir kafa yordum. Görsel materyallerin de desteklediği bir taç atışı kursu hazırladım ve kulüplere taç atışlarının önemini anlatmaya karar verdim. Kariyerime Danimarka 1. Lig ekiplerinden Viborg’da başladım.

… Jürgen Klopp, bir gün şahsi telefonundan beni aradı. Kendisi futboldaki teknolojik ve taktiksel dönüşümün farkında olduğunu ve teknik ekibine beni de dahil etmek istediğini söyledi, bu sayede Liverpool ile taç atışları üzerine çalışmaya başladık.

… Verimsiz taç atışları bir maçta ortalama 15 dakikayı kaybettiriyor. Liverpool’un rakip takım baskısı altındayken taç atışlarından kurtulma oranı % 45 iken, antrenmanlar sonucunda bu oran yüzde % 68’e yükseldi ve oyunu başlattıktan hemen sonra toplamda 13 gol bulduk.

… Bu atışları sadece uzun taç atışları olarak göremeyiz. Ek olarak hızlı ve akıllıca kullanılan taçlar, takımın sahada daha fazla alan bulmasına yardımcı oluyor. Çizgiye yakın yerde yapılan kısa paslar sonucunda rakip takımı eksik yakalama oranı oldukça artıyor. İnovatif çalışmalar ve teknolojinin yardımıyla beraber bu alandaki en önemli etkinin de atağa hızlıca çıkabilme olduğunu düşünüyorum.”

Gronnemark’ı “neden yazdım”; Galatasaray futbolcuları, pardon takımı, “taç atmasını da, taç karşılaması yapmayı da” bir türlü öğrenemedi; “atılan taçları rakipler kapıyor” ya da “atılan taçlar savunulamıyor”; sonra da Fatih Hoca’m, maç sonunda “sonuç kötü ise” şikâyet ediyor; “Taçtan gol yedik…”

Dünya futbolu, “taç antrenörüne kadar” geldi; biz neredeyiz, sevgili Hoca’m?..

Galatasaray’ın sözcüsü kim?.. 

Galatasaray’da “başkan” var; Burak Elmas, “ikinci başkan”, yani “başkan vekili” var; Ali Polat Bengiserp, “sözcü” var; Remzi Sanver…

Ama sahnenin önünde çoğu zaman “başkan yardımcısı” Rezan Epözdemir’i görüyoruz; çok faal!.. “Dışa dönük faaliyetlerde” öyle görünüyor. İstanbul’daki meslektaşlarımdan duyduğuma göre, “içe dönük faaliyetlerde” de öyle imiş; acaba neden ki?..

Âdeta, “Mustafa Cengiz yönetimindeki Abdürrahim Albayrak’a benzer” bir tablo var ortada…

Merak ediyorum; Remzi Sanver gibi “saygın” bir Galatasaraylı, neden “sözcülük” ile görevlendirildi; “Sessiz bırakılan sözcü olsun” diye mi?..

Atletizmde iş bitti, sırada basketbol var!..

Federasyon seçimlerinde yıllardan beri düzeltilemeyen “delege seçim ve tespit sistemindeki çarpıklıklar” hâlâ sürüyor, sporumuzu yönetenler “haklı şikâyetleri” duymuyor, gereğini yapmıyorlar. Böylece, “seçimleri el altında tutma ve kontrol etme” avantajını kullanarak, “istenilen şekilde” yönlendirebiliyorlar!.. 

Bu yüzden, “seçim yarışları eşit ve adil şartlarda yapılmıyor”; Atletizm Federasyonu seçiminde de “bu acı eşitsizliğin gene ortaya çıkacağını” tahmin ediyordum; tahminim gerçek oldu, ve…

Seçimin “iddialı adaylarından” Necdet Ayaz, “etik kurallara uyulmayan, demokratik olmayan bir ortamda seçim yarışını sürdürmenin doğru olmayacağı” gerekçesi ile adaylıktan çekildi; yazık oldu…

Şimdi sırada “Basketbol seçimi” var; o seçimde de “adil ve demokratik bir seçim olacağı” konusunda endişelerim var. İnşallah olmaz!..

İbra oylaması!..

Bugün ve yarın Galatasaray’da “geçen iki yılın mali genel kurulları” yapılacak.

Mustafa Cengiz yönetiminin ibra oylamasında göreceğiz; sonucu, “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür oylar” mı, yoksa “bir merkezden yönlendirilecek oylar” mı tayin edecek?..

Merak edilen bir başka konu; “Mustafa Cengiz genel kurula gelecek mi?..”

Hep yazıp geldim, gene de “bu kritik iki gün öncesinde” yazıyorum; “İbra” oylamasında, “hatalarının belki de yüz misli sevabı Galatasaray’a hediye eden” bir başkan ve yönetimine “Kana kan intikam” diyen “liseci kafası” ile savaş açanlara “bayram yaptıracak” bir sonuç çıkarsa, “bu oylama Galatasaray tarihine ‘kara leke’ olarak” geçecektir!.. 

Şaka!..

Ömer Faruk kardeşim dünkü yazısında “Merkez Hakem Komitesi Başkanı Antalya hakem seminerinde hakemlerin otoritelerini kullanamamalarından yakınarak örneklerle ağır konuşmuştu” diyor ve örnekleri bir bir sayıyor.

Buraya kadar tamam da sevgili Ömer Faruk, benim bir itirazım olacak, MHK’nın sayın Başkanı Serdar Tatlı’ya…

Sakın, evet sakın, Merkez Hakem Komitesinin, Profesyonel Futbol Disiplin Komitesinin, Tahkim Komitesinin “kulüp başkan ve yöneticilerinin, teknik direktörlerinin, hatta futbolcularının hakemlere karşı işlediği suçlarda, otoritelerini tam olarak ve adil kullanmamaları” yüzünden… Hakemlerimiz “otorite kullanamaz” hâle gelmiş olmasın?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.