Zorlu bir hafta!..

A -
A +

Süper Lig’de “şampiyonluk ve de “Avrupa kupalarına katılma hakkı” yarışını doğrudan etkileyecek” bir haftadayız.

 

Galatasaray-Trabzonspor ve Beşiktaş-Fenerbahçe derbileri ile Samsunspor’un Konyaspor deplasmanının sonuçları, puan cetvelinin zirvesindeki yarışı daha da karıştırabilir.

 

İlk bakışta, “üç maçın da ‘beraberlik’ ile biteceği” ve takımların “1’er puanla yetinecekleri” tahmini için “en güçlü ihtimal” diyebiliriz.

 

Ama “futbol bu” ve de “top yuvarlak”, üç maçın altı takımı da puan cetvelinde “3 puanı” kendi hesabına yazdırabilir.

 

Böyle bir haftaya, “Hakemlerle ilgili bahis skandalının gazete manşetlerini, TV programlarını doldurması” ile girilmesi, özellikle, “saha içinde futbolcu - hakem / tribünlerde taraftar - hakem ilişkilerini” etkileyecek, 90 dakikalar “gerilim altında” oynanacaktır.

 

Federasyon zorda, Merkez Hakem Komitesi zorda, Hakemler zorda; zira “hakem hataları” tribünleri “bir başka” etkileyecek…

 

Bu tablo, “güvenlik tedbirlerini” ön plana çıkarıyor; tedbirler stat önlerinde, tribünlerde ve maç sonlarında stat dışında “eksizsiz” alınmalıdır ve elbette alınacaktır.

 

Bu hava içinde oynanacak maçlar için “beraberlik dışında” bir tahminde bulunulması isteniyorsa, “Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin ve Samsunspor’un ‘birazcık önde” oldukları söylenebilir; ama işte “o kadarcık!..”

 

“Küme düşme hattı yarışını” etkileyecek maçlar da var, haftada; her sonuca açık maçlar…
Anlaşılıyor, zirve yarışı da düşme hattından kurtulma yarışı da ligin son haftalarına kadar devam edecek.

 

Bütün takımlara başarılar!..

Kim hesap soracak?..

Kulüplerimiz basketbola geçen dönemlere göre “daha fazla para harcıyor” ama alınan sonuçlar içler acısı…

 

Galatasaray’ın “sıradan takımlara karşı aldığı mağlubiyetler” kabul edilecek cinsten değil.
Fenerbahçe’nin deplasmanda Real Madrid’e 26 sayı farkla 84-58 yenilmesine” ne diyeceğiz?..
Bu branşların yönetici ve koçlarından hesap sorulmayacak ve “gereken” yapılmayacak mı?..

 

Şaka!..

 

Bahis Skandalı, 152 hakemi de yakacak gibi…

 

Kimse “yasak koymayan” sorumluların, yetkililerin, yani “kamu görevlilerinin” sorumluluğunu soruşturmuyor…

 

Skandalın patlamasından sonra “nihayet akıllar başlara gelerek” ceza yönetmeliklerini hazırlamak, “yasaklar koymak” acaba “bugüne kadar sorumluluklarını hatırlamayan sorumluları” kurtaracak mı?..

 

Bu sorunu cevabını İçişleri ve Spor Bakanlarımız vermeli… Vermezlerse, söyleyecek bir sözüm var:

 

Sükût ikrardan gelir!..

 

Öcal Uluç'un önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.