Öcal Uluç

Adnan Polat'ı kollayan eski başkanlar bildirisi" için, "Benim haberim de yoktu, imzam da yok" diyen Selahattin Bayezıt'la ilgili haberi, gazeteler "Skandal" diye veriyorlar!..

Hey gidi günler hey. Ne çabuk da unutuluyor!...

İçerde "herkes", dışarıda "futbolu izleyenler" Beşiktaş'tan söz ediyor, Beşiktaş'ı konuşuyor, Beşiktaş'ı tartışıyor ve Beşiktaş'ı seyrediyor!..

Şenol Güneş "Hakemi konuşursam küçülürüm" dedi; müthiş; hem "hakemi konuşmadı", büyüdü; hem "hakemi konuştu", küçülmedi!..

Geçen hafta cuma günkü "Bir stadın tüyler ürpertici gerçeği" başlıklı yazımda, Dünya Gazetesi'nde sevgili Cem Top'un "gazetelerde çıkan" bir habere dayanarak, "Beşiktaş Fiyapı İnönü Stadı için" şunları yazdığını belirtmiştim:

Evet, "Galatasaray Kulübü Başkanı" Adnan Polat'ın her türlü hakareti, aşağılayıcı tavır ve sözleri "sineye çekmesine ve eziklik içinde çırpınıp durmasına rağmen", Galatasaraylılar başlarını dik tutmalıdırlar!..Bakınız, size "çok basit bir hesap" yapayım:

Son bir haftada yüzlerce yazı yazıldı, binlerce yorum yapıldı; "stat için!.." Ben de yazdım, çarşamba günü;

Çok ayıp edilmiştir!

Fenerbahçe'nin, Spor Toto İkinci Lig Beyaz Grup'ta "eksi 7" averaj ve 22 puanla (Göztepe 37 puanla lider) 11'inci durumda olan Yeni Malatyaspor'a Ziraat Türkiye Kupası'nda 2-1 yenilmesinin "ertesi sabahı", bu maçı yorumlayan arkadaşlarımın yazılarına bir göz attım; hemen hemen hepsine göre sorumlular belliydi; "Aykut Kocaman ve futbolcular!.."

Diğer takım!.." Kim söylüyor bu sözü; Galatasaray'ın ocak transferinde "şu ana kadar yaptığı" en ses getiren transfer olan Kazım Kazım!..

Yazmayayım" diyorum, olmuyor; zira "Adnan Polat susmuyor"; susmadıkça da "öyle şeyler söylüyor" ki, yazmazsanız, "eleştirdiğiniz" başka bütün kulüp başkanlarına haksızlık etmiş olursunuz!..

Telaş etmeye, paniğe kapılmaya gerek yok; Anayasa Mahkemesi'nin Futbol Kanunu'nda iki maddenin "bazı bölümleri için" verdiği iptal kararları, hukuka da, mantığa da, adalete de uygundur ve de "Uluslararası Futbol Kuruluşları'nın öyle ya da böyle tepkisini çekecek" kalıcı bir boşluğu da beraberinde getirmemektedir!..

Hiç şaşırmadım, Kazım Kazım'ın Galatasaray'a transfer edilmesine!.. "Galatasaray'ı yöneten" Adnan Polat ve Galatasaray'ın futbolunu yöneten Adnan Sezgin-Hagi ikilisi, Mutu'yu da alabilir; Necati'ye de " yeniden" sarı - kırmızılı formayı giydirebilir; Fatih Tekke'yi, hatta Gökdeniz'i de transfer edebilir; Ümit Karan'ı da "döndürürlerse" ve "kaptan" yaparlarsa şaşmam; bir de Hagi'nin yardımcılığına Tanju Çolak'ı getirirlerse; işlem tamam!..

Sevgili Ömer Faruk Ünal ne kadar haklı; "Futbolumuzdaki kötülüklerin, çirkinliklerin, küfürlerin, tehditlerin panzehiri, güçlü bir Federasyon Başkanıdır, güçlü bir MHK Başkanıdır, eğilmeyen, bükülmeyen güçlü yorumculardır" diyor!..

İnsan haklarına aykırı. Sporcu haklarına aykırı. Hukuka aykırı. Dahası, vicdana da, izana da insafa da sığmıyor!.. Kim yapıyor bu işi?..

UEFA Kriterleri gelsin; kulüplerin mali durumunu düzeltsin!..

Aslında bu yazıyı "geçen hafta sonunda" yazacaktım; ama "biraz bekleyeyim bakalım ne olacak" diye bu haftaya erteledim; işte olanlar:

Altını çiziyorum, hem de yıllar yılı, siz deyin "15 yıldır" asırdır, ben diyeyim "çeyrek", hatta "yarım" asırdır; üç nokta yan yana ve de satırbaşı:

Durup dururken, sen "biten bir lig devresinin ardından", devreyi "anasının ak sütü gibi" hak ederek "farklı" lider bitiren Trabzonspor takımının "başarısına", haksız, insafsız ve de izansızca "penaltılara dikkat" çamurunu atacaksın, sonra da "hak ettiğin cevabı alınca", ki "çok daha ağırını da hak etmiştin", kalkıp Şenol Güneş için diyeceksin ki;

Yooo, fantezi değil, palavra da değil, uzay ötesi matematik de değil, gerçek; "topladığı 42 puan" ile "42 puan fark atan" bir takım var ortada; Trabzonspor; hem de ligin tamamında değil, yarısında; bugüne kadar "Türkiye Liglerinde görülmemiş" bir fark bu!..