Öcal Uluç

Belhanda âdeta, pimi çekilmiş bir bomba. Ama her zaman rakibe karşı patlamıyor, bazen G.Saray’ın elinde patlıyor…

Takımına güvendi, talebelerine güvendi, “Emre Taşdemir’i bile ‘beklenmedik’ bir şekilde takıma koydu”, büyük bir riski göze aldı ve kazandı… Böyle bir hoca tebrik edilmez mi?..

13-14 transfer yapan bir takım, hem de Vedat’ın satılacağı kesinleşmişken, golcü transferini en sona mı bırakır?

Galatasaray, "beklenmedik bir şekilde" resmî maçlara "parlak bir açılış" ile girince, "beklenen engelleme çabaları" da art arda gelmeye başladı.

Bu ligin "hakemler ve yönetimleri yönünden 'felaket olması' istenmiyorsa, derhâl, hemen, hızla, dakika geçmeden, yarınlar gelmeden "yapılması gereken" bir şey vardır!

Süper Lig’in açılışını “taraftarı memnun eden” bir futbolla yapan Galatasaray, UEFA Ligi elemelerinin açılışını da “30 dakikalık parlak bir gösteri” ile sürdürdü, ama, sonrası???

TFF 1. Lig; Hatayspor'u, Karagümrük'ü, Erzurumspor'u ile Süper Lig'i ilk haftada fena hâlde mahcup etti…

Galatasaray bu gece Süper Lig'e kendi sahasında Gaziantep FK önünde "merhaba" diyor.

Süper Lig, "Öyle olacak, böyle olacak iddiaları, kararları, değiştirilen kararları" sonrasında "nihayet" başlıyor!.. Takımların kadrolarını "büyük ölçüde değiştirecek" transferler yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor!..

Ülkenin en çok izlenen "spor kanallarında", günün 24 saatinde "tekrarlarla beraber" ekranlara kurulan "futbol yorumcusu" arkadaşlarımızın içinde, gerçekten "üst seviyede ve hepimize bir şeyler öğretenler" var. Onları "keyifle ve ilgi ile" izliyor, dinliyor ve çok şey öğreniyorum.

Elbette "Pandemiden başlayarak" bir yığın sebep, mazeret, bahane sıralayabiliriz, Macaristan mağlubiyeti için…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, çarşamba günü yapılan Bilim Kurulu toplantısından sonra "Belli bir döneme kadar veya ilk yarı için müsabakaların seyircisiz olması şeklinde bir öneri var. Seyircili olmaması, seyircisiz devam edilmesi şeklinde Bilim Kurulu önerisini yaptı. Yaklaşımımız budur" dedi.

Bu "Belhandaperverler", iş Falcao'ya gelince, onu kötülemek ve gitmesini istemekte yarışıyorlar; neden acaba?..

Bu yazımın başlığı için çok düşündüm; “Skandal / mı” koyayım, “İşte şeytan karışırsa / mı” diye… “Aslında “ikisi birden konursa” bir şey ifade edecekti, ben de “başlıktaki başlığı koydum!..”

Elbette “hakem ve hakemlik” denilince, Türkiye’de “o konuları üçten de öte dört boyutlu yazacak ve anlatacak olan” gazetecinin adı, elbette Ömer Faruk Ünal’dır!..

Bu başlık, bu sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonluk kupasının neden Almanya’ya gittiğini ve de Fransızları ağlattığını anlatıyor!..

Galatasaray’ın yönetimi “bu adamı, bu kulüpten gönderemezse”, diyorum ki; Galatasaray’da “Galatasaray’a yakışan” bir yönetim yoktur!..

Digiturk’ten de, beIN Sports’tan da hiç memnun değilim. Aboneliğim kasım başında bitiyor; o aboneliğimi sonlandıracağım.

Artık “iyice inandım” ki, spor ekranlarında ve spor sayfalarında “haber gazeteciliğini unuttuk”, hem de “tamamı” ile!..

Abdurrahim Albayrak ile karşı karşıya gelmişliğim, el sıkışıp “Merhaba” demişliğim yoktur. Hatta “telefonda bile” bir defacık konuşmamışımdır.