Dört dakika on yedi saniye!

A -
A +

Göztepe-F.Bahçe maçında skoru 2-2’ye getiren Rodrigues’in golünü hakemler “dört dakika on yedi saniyede” verdiği için F.Bahçe Kulübü, sosyal medya hesaplarından bu duruma tepki gösterdi.
VAR ekibi doğru bir karar veriyor.
Ancak sürenin uzun olması spekülasyon konusu yapılıyor.
Peki, niçin bu kadar sürdü?
1) Gol olan pozisyon, F.Bahçe topu kazanıp atağa başladığı andan itibaren “Bir ihlal var mı yok mu” diye incelendi. (elle oynama, faul, vs...)
2) Kruse topu Vedat’a gönderdiğinde, bu oyuncu ofsaytta mıydı, ona bakıldı.
3) Vedat kafa ile indirdiğinde Rodrigues ofsayt mı?  
Çok hassas ölçümler.
Bu sezon bu şekilde geç verilen goller yine oldu.
1) Alanya-Kasımpaşa maçında VAR’daki ofsayt incelemesi 4 dakika,
2) Başakşehir-F.Bahçe maçında VAR’ın ofsayt incelemesi 2 dakika 40 saniye,
3) Gazişehir-G.Birliği VAR’ın ofsayt incelemesi 6 dakika 29 saniye sürmüştü.
Yine yakın tarihte Konya-Beşiktaş maçında ofsayt incelemesi 30 saniye sürdüğü için eleştiri konusu oldu.
Ekrandaki bazı uzmanlar, “Ne çabuk karar verildi?” diye bağırdı.
“Kararın doğru” olmasının dahi eleştiri konusu olduğu bir başka ülke var mıdır acaba?

Teknik eleman numara çekemez!
Hawk-Eye, VAR’daki teknolojiyi kuran firma. Bu konuda lisans sahibi ve TFF ile sözleşmesi var.
Geçen sezon ile birlikte toplam 47 hafta geride kaldı.
Teknik elemanların işe alımları ve seçimleri çok titiz yapılıyor.
Ama tecrübe eksikliği yaşayan teknik elemanlar olabiliyor.
Tıpkı her maçta kamera sayısının aynı olmadığı gibi...
İnisiyatif tamamen VAR’dadır.
VAR’ın talimatlarının saniyeler içinde hazır olması lazım.
Bir açı gelmediyse; o ancak VAR istemediği için gelmemiştir.
Yani teknik elemanlar, bazılarının sandığı gibi “dominant” olamazlar.

Bazen de yoğurdu üfleyeceksin!
Y. Malatyaspor-F.Bahçe maçında VAR’da görev yapan Mustafa Öğretmenoğlu, ertesi hafta Ç. Rizespor-Konyaspor maçında yine VAR’daydı.
MHK, hakemin performansını yeterli bulmuştu. Eleştirilere pek kulak asmadı.
Penaltı atışındaki ihlal, MHK talimatlarına ve eğitimde anlatılanlara uyuyordu.
Ancak VAR’ın Malatya’daki maçta penaltıya karışması hataydı.
VAR cezaya girecek olsa, bundan girerdi.
Bu hafta Mustafa Öğretmenoğlu’nun maçının olmaması eleştiri konusu olabilir.
MHK, tepkileri dikkate alıp geri adım da atmış olabilir.
Diyelim ki, maç verdiniz; Mustafa Öğretmenoğlu bir şanssızlık daha yaşayacak olsa eleştiriler “yeni moda” ile bir önceki haftanın, iki önceki haftanın hakem kararlarıyla “kokteyl” yapılacaktır.
Yeri geldiği zaman hakemi dinlendirmek de; hakemi bir koruma yoludur.

Hakemler kötü, VAR zaten suçlu, peki ya kaleciler?
Memleket, 10 gündür penaltı atışlarında kalecinin kaç santim öne çıkacağını tartışıyor.
Bakın; cumartesi akşamı EURO 2020’deki grubumuz belli oldu.
Ama kamuyu penaltılardaki kalecilerin ihlallerini “rakiplerimiz İtalya, İsviçre, Galler’den” elli kat daha fazla tartıştı, kafa yordu.
Bu kadar uzmandan bir tanesi çıkıp da şunu söylemedi!
Önümüzde Avrupa Şampiyonası var.
Bu ihlali, Türk kaleciler daha çok yapıyor.
Yarın İtalya, Galler ya da İsviçre maçında çok hayati bir penaltıyı kalecimiz kurtarır; ihlalden atış tekrarlanacak olursa çok ağır bir bedel öderiz.
Kalecilerimiz, bugünden buna kendilerini hazırlamalılar, ihlallere dikkat etmeliler.

“VAR” her yeri sallıyor!
UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, “Hiçbir zaman VAR hayranı değildim. VAR’la burnun uzunsa ofsaytta kalıyorsun. 10-20 santimetrelik pozisyonlarda tolerans kullanmalıyız” dedi.
Hele “elle oynamalarla” ilgili kafalar daha da karışık.
Ceferin’in oyun kurallarına çok kafa yorduğu anlaşılıyor.
Artık, “VAR’ın 9 No.lu” protokolü kaçınılmaz. Hazırlıklar başlamış.
Altı ay sonra “bugün doğru olan çok şey yanlış” olacak.
“Yanlış olan çok şey de doğru” olacak.
Mesela bu “elle oynamaların”, hakemin takdiri dışında bir çözümü yok.
Ve bu VAR’la da çözülemedi. Kriz derinleşti!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.