9. haftanın hakem tayinleri biz ne anlatıyor?
YASİN KOL: Büyük sürpriz, sahada maçı yok! VAR’da olması muhtemel.
ALİ ŞANSALAN: Ali Koç’un ayrılması, Sadettin Saran’ın “yapı yok” demesi fırsat bilinmiş. Biraz da maç kolay görülmüş olmalı, F.Bahçe-Karagümrük’e verilmiş. Üst üste üçüncü (7, 8, 9. hafta) maçı.
BATUHAN KOLAK: Bu hafta da maçı yok. Gaziantep FK-Samsunspor maçında oyuncudan yediği fırça MHK’yı da rahatsız etmiş gözüküyor.
HALİL UMUT MELER: Samsun-F.Bahçe maçından sınıfı geçmiş ki (!), Ç. Rizespor-Trabzonspor maçına verilmiş. Gözlemcisi Muhittin Boşat’ın notu merak konusu. Kırık not verdiyse, MHK’ya sitem etmiş midir? Neyse ki, gözlemcinin de maçı var!
CİHAN AYDIN: Boş geçmiyor. Ali Koç, gitti maç alması kolaylaştı. FIFA listesi için de güçlü aday.
OĞUZHAN ÇAKIR: Evlat kontenjanından yine maçı var. (6, 7, 8, 9. hafta üst üste.) İlk beş haftada sakatlıktaki kaybı kapattırıldı.
ERDEM MERTOĞLU: Bu sezon Süper Lig’deki ilk maçı. (Gaziantep FK-Antalyaspor)
ÜMİT ÖZTÜRK: MHK arada bir hatırlıyor. (Kayserispor-Samsunspor)
ZORBAY KÜÇÜK: 1. Lig’de görev verilmiş. Hiç değilse bir FIFA hakemine uygun gözlemci seçilseydi.
Hakem ve hakemliğin yönetimi siyaset ve ideolojiler üstüdür!
Hakemliğin yönetimi çok hassas bir iştir.
Siyaset ve ideoloji tartışmalarını kaldırmaz, kaldıramaz!
Ve bugüne kadar büyük kaoslar yaşanmış olsa da hiçbir zaman; hiçbir hakem, ideolojisi yüzünden kollanmış ya da dışlanmamıştır.
Hakemliğin kendi iç siyaseti, çekişmeleri vardır.
Ne yazık ki; TFF Başkanı, MHK Genel Müdürü’nün babasının siyasi görüşünü dile getirerek çok yersiz bir tartışmaya yol açmıştır.
MHK Genel Müdürü’ne sahip çıkan “emekli tümgenerali” referans göstermiştir.
Bu defa da genel müdürün FETÖ’den tutuklu komutanı korgeneralin tartışmalarına sebebiyet vermiştir.
Sevk için 25 gün neyi beklediniz?
Fırat Aydınus, 23 Ağustos’ta kendi sosyal medya hesabından bir paylaşım yapıyor; “Hakemliği çiftliğe çevirdi. Bugün belki görmezden geliniyor ama yarın bu zihniyetin ektiği tohumların nasıl bir felaket doğuracağı ortaya çıkacak. Çerkez atasözü der ki; “Öküz saraya girerse kral olmaz, ancak saray ahıra döner!” diye…
Aradan 25 gün geçiyor; Fırat Aydınus, her nedense ta ki 17 Eylül’de PFDK’ya sevk ediliyor! (MHK, Hukuk Kurulu ve TFF’nin arzusu bu istikamette.)
İlginç olan tarafı şu, aynı gün F.Bahçe Başkanı Ali Koç, “Benim kalbim bu vücutta attığı sürece, Ferhat Gündoğdu’nun kim olduğunu ülke görecek” demişti. Bir iki saat geçmedi, bu sevk duyuruldu.
Ve Fırat Hoca, 45 gün hak mahrumiyeti cezası aldı.
Tahkim Kurulu, bu cezayı kaldırdı. Yani demek istedi ki; “Biz MHK’nın onay makamı değiliz!”
Bu işten haklı çıkan taraf Fırat Aydınus olmuştur, kaybeden MHK olmuştur.
Şeffaf TFF’ye sorular…
1) Hakem tayinlerini kim ya da kimler yapmaktadır? PMİK var mıdır, yok mudur? Son durum nedir?
2) MHK Genel Müdürü’nün, üç yıllık sözleşmesindeki tazminat miktarı ne kadardır?
3) TFF Başkanı’nın, MHK Genel Müdürü ile uzun bir süredir görüşmediği doğru mudur?
4) Bu son millî maç arasında hakemlere seminer verilmedi. 13 tam gün boşa geçti. Bunun belli bir sebebi var mıdır?
Sadettin Saran’dan cesur çıkış!
Eski TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi döneminde başlayan “yapı” tartışmaları gündemden hiç düşmedi. Literatüre “yapı” diye bir kavram sokulmuştu.
Dönemin MHK Başkanları Sabri Çelik, Lale Orta, Ahmet İbanoğlu hep bu tartışmaların odağı olmuştu.
Önceki gün F.Bahçe Başkanı Sadettin Saran, “Hep yapı deniliyor. Yapı içimizde. Mücadele etmemiz gereken, içimizdeki bu yapı!” dedi.
Giden yönetimin en büyük sermayesi buydu.
Ömer Faruk Ünal'ın önceki yazıları...