Gözlemcileri, gözlemlemeye var mısınız?

Gözlemciler, senelerdir kural sınavından geçmiyor. Yarım günlük seminerlerle, işi bugüne kadar idare ettiler. Bugün 1. Lig ve Süper Lig kadrosunda (23+22) 45 civarında gözlemci var...
TFF Danışmanı David Elleray, bu gözlemcileri bir salonda toplasa bir video test yapsa; 10’u sınavı geçer geçemez. Bu kadar iddialıyım!
Neyse ki; Elleray de bunun farkına varmış. Fahiş hakem hatalarının, hatta kural hatalarının gözlemci raporlarında olmadığından haberdar...
Elleray, Belçika’da çalışırken 8-10 yabancı gözlemciyi sisteme dâhil etmiş. Burada da bunu deneyecek. Larsen, Uilenberg gibi yabancılar maçları TV’den izleyecekler.
Gözlemci, maçtan sonra soyunma odasına hakemin yanına geliyor. Hakemi müthiş destekliyor. Ama verdiği notla, bu durum örtüşmüyor.
Bakıyorsunuz; hakemi beğenmiyor ama yüksek not veriyor. Peki; neden?
Kimisinin kulağına fısıldanıyor.
Kimisi ekranlardan nabız yokluyor.
Kimisi sosyal medyaya bakıyor.
Kimisi esen rüzgâra kulak kabartıyor.
Kimisi hakemin ismine ve MHK’nın rengine bakıyor.
Kuralı bilen ve UEFA standartlarında işe hâkim olan oraya buraya bakmaz. Bilgiden güçlü bir şey yoktur.
Yani hakemlere doğru bir ölçümleme yapılamıyor.
Kamuoyuna her hafta bir örnek açıklasak mı acaba?

Dediğimize geldiler!
Defalarca yazdım ve söyledim!
MHK’nın Riva’ya taşınmasının çok sakıncalı ve tehlikeli olduğunu...
Sayın Yıldırım Demirören, MHK için çok korunaklı bir bina inşa ettirmiş ve Beylerbeyi’ne taşıtmıştı.
Sayın Nihat Özdemir geldi; MHK’yı Riva’ya taşıdı. Bu çok sakat ve tehlikeli idi, MHK, kulüplerle yüz yüze kalmıştı. TFF’ye öfkeyle gelen kulüpçüler, MHK’dan hesap soruyordu!
MHK, kulüplerle mesafeli olmalıydı.
Ve dediğimize geldiler; MHK tekrar Beylerbeyi’ne taşınıyormuş.

Liste bir yerlerden veto yiyor!
1) Fırat Aydınus’u iki haftadır görevlendirmeyerek hakemlere nasıl bir mesaj vermek istiyorsunuz? İki şık var, üçüncü bir şık olamaz.
Ya bunun tehlikeli olduğunun farkında değilsiniz, ya da bu şekilde hakemlere mesaj verme taraftarısınız!
2) Abdulkadir Bitigen’in Beşiktaş - Antalya maçından sonra iki haftadır “maç alacaklar” listesinde ismi var. Ama yine maçı yok...

Peki, bu çelişki değil mi?
1) Ali Palabıyık, Kayseri - Giresun maçında net bir ikinci sarı kartı atladı. Zaten Hikmet Karaman da İbrahim’i oyundan hemen aldı. Hakemin bu hafta maçı yok.
2) Y. Malatya - Antalya maçında Sadık ayakkabısını rakibin ağzına soktu! Hakem Atilla Karaoğlan’dı. Oyuncu, ikinci sarıdan atılmadı. Hakem, 48 saat sonra VAR görevi aldı.

Ağır abiler koridorlarda!
Eskinin ünlü şöhretleri, 2. Lig ve 3. Lig hakem soyunma odası koridorlarında “temsilcilerin” nezaretinde gezmeye başladılar!
Hakemlerin kulaklarına; “Çok iyi gidiyorsun. MHK’ya seni söyleyeceğim. TFF’deki falanca abiye ileteceğim” gibi fısıldamalar...
İstanbul’da da görevi olmayanlar, amatör kümelerin hakem odalarında cirit atıyor.  Yöneticiler, kendi adlarına bu işlere bulaşanlara izin vermemeli.

MHK’nın iradesiyle mi hakemler otelden döndü?
Çarşamba günü 2. Lig’de maçlar oynandı.
Müsabakaların tebligatı cumartesi gününden yapıldı. Sarıyer - Etimesgut maçının yardımcı hakemleri gece yarısı değiştirildi.
Otele gelip, yerleşmiş olan hakemler geri çekildi.
TFF sitesinden gerekçe belirtilmeden yeni hakemlerin atandığı duyuruldu.
Tayinler yapıldıktan sonra koskoca dört gün geçiyor. Kimse bir şey demiyor.
Peki; maça saatler kala ne oldu? Bu tamamen MHK’nın iradesiyle mi oldu?

Keşke kaybedilen sadece “şampiyonluk” olsa!
Bu ligde şampiyon olabilmek için verilen mücadele ortada! Ortalama şampiyonluk geliri de 30 milyon avro! Sorsanız; haklarını da hep hakemler yemiştir!
1) G.Saray’ın menajerlere kaptırdığı paralar açıklandı. Sadece Falcao ve Diagne’nin maliyeti...
2) Beşiktaş’ın kadro dışı bıraktığı yabancı futbolcularına ödediği maaşlar ortada...
3) F.Bahçe’de sadece İrfan Can ve Mesut Özil’in maliyetini düşünecek olursak…