VAR; nereden nereye geldi?

A -
A +

İsveç; geçen ay VAR uygulamasını rafa kaldırdı.
Premier Lig’de de gelecek ay VAR ile ilgili ciddi bir toplantı varmış.
Konu; VAR’ın kaldırılması. Teklif eden kulüp; Wolverhampton!
VAR’ın kalkması için 14 kulübün onayı gerekiyor.
Bu yönde haberler geliyor. 
VAR’ın ofsayt ve içeride-dışarıda konusunda faydası tartışılmaz.
“LİGHT” bir protokole geçilebilir.
Mevcut hâliyle gitmesi zor gözüküyor. Bir orta yola ihtiyaç var. Turnuvalarla, ülke ligleri bir değil. 
Bir türlü aşılamayan noktalar var;
1) Standart tutturmada güçlükler yaşanıyor.
2) Herkes kendi lehine DAHA DOĞRU KARARI bekliyor.
3) Sahadaki kararlarda tolerans gösteriliyor, VAR’a asla...

“VAR” çok ciddi bir endüstri!

Para, para, para... VAR; son 6-8 yılda bir sektör hâlini aldı.
Büyük bir teknoloji, ciddi bir yatırım, lisansı olmayan firmalara hayat hakkı yok.
Sürekli yenileniyor, gelişiyor. Bakımı, onarımı, insan gücü, yazılımı...
Yeri geliyor; bunun için arabalar on binlerce kilometre yol katediyor.
Eğitim veren, teknoloji sunan, para kazanıyor. Buna karar veren, herkes para kazanıyor.

Süslü laflar, hayaller kâğıt üzerinde kalacaktır

Futbol Federasyonu; önceki gün beş üniversite ile hakem yetiştirmek için işbirliği protokolü imzaladı. Çok süslü laflar ve hayaller TFF sitesinden paylaşıldı.
Lafı uzatmayalım; bu proje kâğıt üzerinde kalacaktır.
Yakın geçmişten birkaç örnek hatırlatalım;
1) TFF, Eskişehir Anadolu Üniversitesi ile hakem yetiştirmek için törenle protokol imzalamıştı. (13 Mayıs 2013)
2) TFF ve MHK, Boğaziçi Üniversitesi ile yine hakemliği teşvik etmek için törenle kurs protokolü imzalanmıştı. (7 Mayıs 2015) 
3) TFF, Millî Eğitim Bakanlığı ile törenle Hakem Lisesi protokol töreni yapılmıştı. TFF, MHK ile Bakan ve bürokratları hazır bulunmuştu. (13 Mart 2020)
4) Hele bir de HİF adı altında bir proje vardı ki; hiç kimsenin aklında kalmamıştır.
5) Sayın Büyükekşi; Yıldız Teknik Üniversitesi ile imzaladığınız “Tarafsız bakış” projeniz vardı, ne oldu?
Bunların hiçbiri tutmadı. Atılan imzalarla kaldı, hep hayal sattılar.
Ben o günlerde de bunlardan hiçbir şey çıkmayacağını yazmış ve söylemiştim.
Hakemliğin kimyasını, biyolojisini, genetiğini bilemezseniz; bu tip fikirlere balıklama atlarsınız.

Hakemliğin kodlarını bilmiyorlar!

Bugün marka teknik direktörler; üniversitelerden çıkmamıştır!
Müzisyen, ressam, yazar, tiyatrocu, üniversitelerden çıkmamıştır!
Hakem hiç çıkmaz! 
Hakemliğin kodları; çok başkadır. İş disiplini, antrenman, sevda, atletik test performansı, İngilizce bunların hepsi olacak. Pes etmeyecek!
Fedakârlık, sabır, tahammül; olmazsa olmazlardır.
Bugün hangi üst düzey hakemimiz; bir “üniversite” aracılığıyla bu işe bulaşmış? Avrupa’da örneği var mı?

Aziz Yıldırım’dan çıkardıklarım!

1) Gündeminde borcu azaltmak, altyapı gibi konular yok, sadece şampiyonluk var.
2) Mevcut oyuncu kadrosuna güveniyor, birkaç takviye düşünüyor.
3) Kaybedilen şampiyonlukları, hakemlere, TFF’ye bağlamıyor.
4) Pek kavga taraftarı değil gibi, hedefinde sadece Ali Koç var.
5) Riyad, Süper Kupa’dan çekilmek gibi konulara hiç girmedi!

Mehmet Büyükekşi’nin ajandası!

1) İmza krizini aştım, zaman kazandım. İşi 18 Temmuz’a attım.
2) Ali Koç da Aziz Yıldırım’la uğraşacak. Benimle uğraşacak zamanı yok.
3) Türkiye Kupası finalinin oynanacağı stat konusunda krizi çözdüm.
4) Yabancı VAR, imdadımıza iyi yetişti!
5) Bu hafta şampiyon da belli olursa; bütün krizler soğumaya başlar.
6) Göztepe’nin kupasını verdim, G.Saray’ın da gitsem kupasını versem kayda değer bir sıkıntı olur mu acaba?
7) EURO 2024’te bir çeyrek ya da yarı final; beni koltukta çok rahat tutar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.