Huzursuzluğun sebebi, günâhlardır

A -
A +

Günâh; yasak olan şeyler demektir. Allahü teâlânın emirlerini yapmamak ve yasaklarından sakınmamak, Ona isyân etmek hep günâhtır. Nisâ sûresi 79. âyet-i kerimesinde meâlen; (Her güzel, her iyi şey, sana Allahü teâlâdan geliyor. Her seyyieye, günâha da, nefsin sebeb oluyor) buyurulmuştur. Günâh, Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, yasak ettiklerinden sakınmamaktır. Emir ve yasaklar, Müslümânlar, îmânı olanlar içindir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Bir zerrecik yani çok az bir günâhtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir.) Allahü teâlâ, îmânı olmayanları, ibâdet etmekle şereflendirmedi. Onlar, her istediklerini yapar fakat günâh olmaz. Bunlar, ibâdet yapmadıkları, günâh işledikleri için, dünyâda azâb çekmezler. İstediklerini, çalıştıklarını elde ederler, her türlü nimete kavuşurlar. Zâlim olanları, eziyet verenleri, dünyâda cezâlarını çeker. Allahü teâlâ, inkâr edenlere, yalnız bir emir vermiş ve bu bir emir de, îmân etmeleri, Müslümân olmalarıdır. Bu emri dinlemeyenler, çok büyük bir suç işlemiş oluyorlar. Bu suçun cezâsı, pek büyük, çok acı ve sonsuzdur. Dünyâda böyle cezâ olamaz. Bu sonsuz cezâ, bunlara, âhirette, Cehennemde verilecektir. Günâhın sebebi gaflettir! Günâhların hepsi, Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Fakat bâzısı, bâzısına göre küçük görünür. Ebû Abdullah el-Kureşî hazretleri; "Mâsiyetin, günâh işlemenin sebebi gaflettir. Yâni Allahü teâlâyı unutmaktır" buyurmuştur. Günâhlardan kaçınmak, herkese farzdır. Muhammed Rebhâmî hazretleri; "Haramları yani Allahü teâlânın yasaklarını, büyük ve küçük günah diye ikiye ayırmışlar ise de, küçük günahlardan da, büyük günah gibi kaçınmak, hiçbir günâhı küçümsememek gerekir. Çünkü, Allahü teâlâ intikâm alıcıdır. Gadabını, düşmanlığını günâhlar içinde gizlemiştir. Küçük sayılan bir günâh, intikâmına, gadabına sebeb olabilir" buyurmaktadır. Kalb, yaratılışında temiz bir ayna gibidir. İbâdetler, kalbin temizliğini, cilâsını arttırır. Günâhlar ise, kalbi karartır. Sâlih Müslümanlar bu hâli anlarlar, üzülürler ve günâh işlemek istemezler. Hatta yaptığı ibâdetlerin daha çok olmasını isterler. Günâh işlemek ise, nefse tatlı, faydalı gelir. Bütün bid'atler, günâhlar, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsi besler ve kuvvetlendirir. Ali Müzeyyen hazretleri buyurdu ki: "Bir kimsenin bir günâh işledikten sonra tekrar günah işlemesi, ilk günâhın cezâsıdır. Bir sevap işledikten sonra tekrar sevab işlemesi de, birinci sevabın karşılığı, mükâfâtıdır." İmâm-ı Evzâî hazretleri, kendisinden nasihat isteyen, zamanının halifesine hitaben; "Ey müminlerin emîri! En üstün şey takvâdır. Çünkü, kim, Allahü teâlâya itâat için şeref isterse, Allahü teâlâ onu yükseltir. Kim de şerefi günâh işlemek için isterse, Allahü teâlâ onu alçaltır" buyurmuştur. İnsanlara gelen dertlerin, belâların sebebi, Allahü teâlâya isyân etmeleri, günâh işlemeleridir. Nahl sûresinin 33. âyet-i kerimesinde meâlen; (Allahü teâlâ, onlara zulmetmez. Onlar, kendi kendilerine zulmedip, ağır cezâları hak ettiler) buyurulmuştur. Bütün bunlara rağmen, mü'mine gelen dertler, belâlar, sıkıntılar, eğer sabredilir ve tövbe edilirse, günâhların affına sebep olur. Günâh küçük olur ve suçlu boynunu büküp yalvarırsa, bu suç, dünyâ dertleri ile affolunabilir. Fakat, günâh büyük, ağır ve suçlu inâtçı, saygısız olursa, bunun cezâsı âhirette verilir ve çok acı olur. Bekir bin Abdullah hazretleri; "Kim gülerek günâh işlerse, ağlayarak Cehennem'e girer" buyurmuştur. Mâlik bin Enes hazretleri, kendisinden nasîhat isteyen bir kimseye; "Allahü teâlâdan kork. Allahü teâlânın sana lutfettiği nûru, günâh işlemek sûretiyle söndürme" buyurmuştur. İmâm-ı Câfer-i Sâdık hazretleri, kendisinden nasihat isteyenlere hitaben buyurdu ki: "Şu beş kimseden sakın!" "Beş kimse ile berâber bulunmaktan sakın: Birincisi, yalan söyleyenden sakın. Çünkü ona dâimâ aldanırsın. Sana iyilik yapayım derken, kötülük yapar. İkincisi, cimriden sakın. Üçüncüsü, ahmaktan yâni aklı az olandan sakın. Çünkü en çok işine yarayacağı zaman, seni bırakır. Dördüncüsü, kötü kalbli kimseden sakın. Çünkü işi bozulunca, seni harcar. Beşincisi ise, fâsıktan yâni günâh işlemekten utanmayan kimseden sakın! Çünkü, seni bir lokma ekmeğe satar." Netice olarak, günah işlenmeyen yerde huzur vardır. Günah işlenirse huzursuzluk başlar. Günahlar kalbi sıkar ve karartır. Allahü teâlânın zikri ile meşgul olmak, insana ferahlık verir ve günahlara karşı soğukluk getirir. Bir Müslüman günah işlemezse, Cennet nimetleri başlar. Hadîs-i şerifde buyurulduğu gibi: (Nefse sükûnet ve kalbe ferahlık veren iş, iyi iştir. Nefsi azdıran, kalbe heyecan veren iş günâhtır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.